Süreyya Üzmez

Süreyya Üzmez

s_uzmez@yahoo.com twitter.com/sureyyauzmez

Tüm Yazıları

Ünlü yazar Jean-Claude Seconde’nin ‘Rajeunir jusqu’a 100 ans’ isimli kitabını okuyunca deniz ürünlerine ağırlık verenlerin ne denli doğru yolda olduğuna bir kez daha tanık oluyorsunuz. Kitapta sardalyadan da bahis var

100 SENEYE KADAR GENÇLEŞME

Avrasya Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Özçelik, iş hayatının önemli bir bölümünü Fransa ve İsviçre’de sürdürmüş, yeme-içmeye meraklı, sürekli teknesiyle Akdeniz’i dolaşan deneyimli bir denizci aynı zamanda. 6 yıl önce Ankara Hilton’da ayda bir düzenlenen cigar-club yemeğinde yan yana oturunca tanışmıştık kendisiyle. Benim Çanakkaleli olduğumu öğrenince hemen sardalya konusunu açtı: “Süreyya Bey, Ankara’da bir Alaeddin Kulüp kuralım ve Gelibolu sardalyasını klasikleştirelim, yaşatalım” dedi. Kendisinin kafasında 40 yıl önce yerleşen sardalya merakına neden olan olay şu: Ailece aşçı olan Blanclar’ın Fransa’da Vonnas isimli kasabada küçük bir derenin aktığı olağanüstü doğal ortamda bir aile lokantası var. Fransa’da uzun yıllar En İyi İlk 10’da anılan Chez La Mer Blanc isimli lokantada harikalar yaratan Michel, sardalyaya oldukça meraklı ve bir gün konuk olduğu televizyon programında Fas’ın bir köyünde sürekli sardalya yiyen insanların ortalama yaşının 110 olduğunu söyleyince bir hayli ilgi uyandırıyor. O gece halkın huzurunda 1 yıl o köyde yaşamaya gideceğini, gitmeden önce ve gittikten sonra kan değerlerini ölçtürüp izleyicilerle paylaşacağını söyleyip iddiaya giriyor. Gerçekten 1 yıl o köyde yaşıyor. 1 yıl sonra hücreleri yenilenmiş ve gençleşmiş olarak gelince Fransa’da sardalyaya karşı ilgi artıyor.

Akdeniz’de azaldı
1964’te Yukarı Mısır’da Asuan Barajı yapılınca her yıl Nil sularının taşarak Akdeniz’e karışması engellenmiş oldu. Fosfat ve nitrat açısından çok zengin olan bu su, Nil’in ağzından Kıbrıs’a kadar uzanan bölgedeki hayatı oldukça etkiliyordu. Yılda balıkçılar tarafından yakalanan 20 bin ton sardalya, bin tona düşüverdi.
Omega-3 yağ asitlerinin en çok olduğu, ucuz bir balıktır sardalya. Denizlerimizde sürekli dolaşır ama Karadeniz’e pek uğramaz.

Zamanı yaklaştı
Sardalyanın en lezzetli zamanları, temmuz ve ağustos aylarıdır. Pulları çok fazladır ve hemen dökülüverir, dayanıksızdır, uzun mesafelere kasalarda gönderildiğinden kendini dağıtıverir.
Ağustos ayında Gelibolu’da sardalya festivali yapılır. Aynı ayda yapılan bağ bozumu, sardalyanın en yağlı olduğu dönemdir. Asma yaprağına çok yakışır.
Hiç temizlenmeden denizden çıkar çıkmaz pişirilmesine “B.okluca” denir ve en lezzetli pişirme şeklidir. Buğulaması, dolması, tuzlu konservesi de ayrı birer lezzet harikasıdır.
Jean-Claude Seconde, kitabında yaşlılığa karşı koyan docosahexaenoic faktörü içinde bulunduran maddenin de olduğunu söylüyor. Tam bir gençlik iksiri olduğunu ima ederken Viagra yapımında kullanılan temel maddelerin de sardalyanın yapısında bulunduğunu ekliyor.
Denizlerimizde bol bulunan sardalyadan yeterince yararlanamıyoruz ama yine de “Geç kalmış sayılmayız” diyerek bugünü milat kabul edebilir, sardalyayla haşır neşir olabiliriz. Bol balıklı, sağlıklı bir hafta diliyorum.

Haberin Devamı

TUZLU SARDALYA

Haberin Devamı

Malzemeler
* 1 kg. sardalya
* 700 gr. kalın tuz
* 1 su bardağı zeytinyağı
* 1 adet limonun suyu
* 6 adet defne yaprağı
* 12 adet tane karabiber

Haberin Devamı

Yapılışı: Balıkları iyice yıkayıp, kafalarını ve kılçıklarını alın, bir miktar tuzla iyice karıştırın. İyice süzdükten sonra tekrar tuzla karıştırın. Cam bir kavanozun dibine iki adet defne yaprağı yerleştirin. Balıkların aralarına ve üzerlerine tuz serpip tane karabiber ve defne yaprağı da koyarak kat kat kavanoza dizin. Kavanozun kapağını sıkıca kapattıktan sonra, üzerinde biriken suyu sürekli alın. 15 gün serin bir yerde, salamurada bekletin. Servis yapacağınız zaman 1.5 saat soğuk suda bekletin. Üzerine zeytinyağı ve limon suyu gezdirin. Afiyet olsun.