‘Starlık bana uzak geliyor’

İbrahim Çelikkol, kısa bir aranın ardından, ekrana ‘Doğduğun Ev Kaderindir’ dizisiyle döndü. İki ay önce oğlu Ali’yi kucağına alan oyuncu, “Hayatımız ve dünyamız komple yenilendi. Aile oluyorsunuz ve sorumluluklarınız artıyor” dedi. Çelikkol’la dizisini, sektörü ve aile hayatını konuştuk.

‘Doğduğun Ev Kaderindir’ dizisinde sizi çeken ne oldu?

Kitaptan uyarlanan gerçek bir hikayesi olması cezbetti. Projenin ekip kadrosu da çok iyiydi. Zaten Onur Güvenatam’la uzun zamandır çalışmak istiyordum. Onu yaptığı işlerinden dolayı başarılı buluyorum. Senaryoda da karakter için bir şeyler yapabileceğimi görünce, dizide yer almak istedim.

Kitaptan uyarlama... Senaryonun belli olması bir avantaj mı?

Sadece başını bilmek
 istedim. Eğer iş bir sinema filmi olsaydı, kitabı okurdum. Ama bundan sonraki bölümleri bilmeyi tercih etmediğim için okumadım. Gerçek yaşantımda olduğu gibi sahnelerde de sadece anda kalıyorum. Merak etmek enerjimi yüksekte tutuyor ve beni dinamik yapıyor.

İlk bölüm yayınlandığı dakikalarda, dokuz ülkede sosyal medyada ‘En Çok Konuşulanlar’ arasına girdi. Bu sizi mutlu ediyor mu?

Bunlar beni mutlu ya da mutsuz eden şeyler değil. Bir oyuncu olarak beni ilgilendiren, işin kalitesi ve daha sonrasında nasıl sürükleneceği... Tabii var olduğum projenin içinde böyle şeylerin olması sette daha keyifle çalışmamızı sağlıyor.

Reytingi kafanıza takar mısınız?

Kim takmaz? Açıklandığı anda bakıyorum. Yaptığımız işten memnunsam, kötü reyting gelirse üzülürüm.

Demet Özdemir’le çalışmak nasıl?

Çok yetenekli. Onunla çalışmaktan keyif alıyorum. Daha önceki projelerinde izleme şansım olmamıştı. Saygılı ve çok iyi bir partner.

Son dönemde jön çıkmamasını neye bağlıyorsunuz?

Bu konuda yorum hakkına sahip olduğumu düşünmüyorum. Çok da bildiğim bir şey değil.

Star olmak size neler hissettiriyor?

Bunlarla bağdaşmıyorum. Starlık bana uzak geliyor. Sadece işimle var olmak istiyorum. Nasıl bir manav mandalinasını satıyorsa ya da ticaret yapan insan ticaretle uğraşıyorsa ben de mesleğimi yapan biriyim. Sadece oyuncuyum.

Geçtiğimiz aralık ayında oğlunuz Ali’yi kucağınıza aldınız. Baba olduktan sonra hayatınızda neler değişti?

İçinde çok güzel duyguları barındırıyormuş. Bunun tarifi yok. Tabii ki değişimler oluyor. Hayatımız ve dünyamız komple yenilendi. Aile oluyorsunuz ve sorumluluklarınız artıyor.

Kime benziyor?

Mihre’ye de, bana da benziyor. Gönlü, bahtı ve şansı güzel olsun. Sağlıklı büyüsün.

Doğa hayatında yaşıyorsunuz ve adrenalini yüksek rafting yapıyorsunuz. Çocuktan sonra bunlardan vazgeçmeyi düşünüyor musunuz?

Asla! Biraz büyüsün çocuğumla beraber yapacağım. Yaşantımda tehlikeli bir şey yok. Buna sadece doğa ve nefes alma tutkusu denebilir. Tercih meselesi...

Sosyal medyada ‘En Yakışıklı Erkekler’ listesinde üst sıralarda yer alıyorsunuz. Eşiniz bu durumu kıskanıyor mu?

İşimin bir parçası olduğunu biliyor. Takdir görmek eşimi de gururlandırıyor. Asla bir kıskançlığı yok.

160 dakika dizilerden dolayı dijital platformda yayınlanan projelerde yer almayı düşünüyor musunuz?

Yorgunluk oluyor ama televizyonda da bir şeylerin var olması gerekiyor. İnsanlar tatilde bile o mecradaki dizileri iPad’inden  izliyor. 160 dakika zor bir çalışma sistemi ama bunu tek taraflı konuşarak değiştiremeyiz. Bunun için televizyon yöneticileri, yapımcılar, oyuncular ve bakanlığın bir araya gelip, tartışması gerekiyor. Yoksa bu zor şartlarda çalışmaya devam edilecek.

‘Sosyal medyaya bakmıyorum’

‘Mest-i Aşk’ filminin çekimleri nasıl geçiyor?

Sonlarına geldik. Mevlana ile Şems’in hikayesi. Güzel bir proje...

Daha öncede ‘Fetih 1453’te rol aldınız. Sinemada dönem işlerini mi tercih ediyorsunuz?

Denk geldi. Şartlar uyumlu, yapım bize değer ve kariyerimize kazanç sağlayacaksa tercih ediyorum.

‘Fetih 1453’, 5 milyon gişe yaptı. Sorumluluğu var mı?

‘Fetih 1453’, İstanbul’un fethi... Her şeyden önce ismi yeter. O yüzden halkımız nasıl çekildiğini ve anlatıldığını bilmek istiyor. Zaten Türk insanı tarihi seviyor. O yüzden o yapımın izlenmesi doğal.

Sosyal medyayla aranız nasıl?

Çok fazla bakamıyorum. Orada vakit geçirmiyorum. Hakkımda bir şeyler yazılınca çevremdekiler söylüyor.