19.08.2010 - 00:58 | Son Güncellenme:
Demet Kutluay için de ramazan ayı çok özel. Özenle hazırlanmış iftar sofrasında ailelerle bir araya gelmek, uzun süren hoş sohbetleri çay keyfiyle daha da lezzetlendirmek.Ve sonrasında coşkuyla bayramı kutlamak... Demet Kutluay sahibi oldukları Latife restoranda kurdu iftar sofrasını. ‘Az, çoktur’ prensibini benimseyen Kutluay’ın sofrası da şık, sade ve bir o kadar lezzet doluydu.
İftar sofrası hazırlarken neye dikkat edersiniz?
Sadeliğe özen gösteriyorum. Sofrayı çok fazla doldurmadan az ve birbiriyle uyumlu bir mönü hazırlıyorum. Sofra takımlarının rengini ise beyaz ya da kırık beyaz tercih ediyorum. Kendi evimde ise küçük vazolara çiçekler koyup masayı renklendirmeyi, peçetelikler kullanmayı, aralara antika objeler yerleştirmeyi seviyorum. Klasik ve kalabalık sofraları da çok seviyorum. Ailelerimiz geldiği zaman 12 kişilik masamız yetmiyor bile. Ramazanın da en güzel yanı iftar yemekleri zaten. Ben de evimde iftar yemekleri veriyorum.
Eşiniz de sever mi güzel yemekleri?
İbrahim’in de damak tadı çok iyidir. Şanslıyım ki o da klasik tatları sever. Sosa bulanmış yiyeceklerden pek hoşlanmıyor. Türk yemeklerini çok sever; sarmalar, pilavlar, çorbalar. Ben de başlangıç olarak çorba içmeyi çok severim. O da kalabalık sofralardan hoşlanır. Ailelerimize çok düşkünüz, onlarla beraber olmayı severiz. Ailelerimiz ne kadar çok yanımızda olursa o kadar mutlu oluyoruz. Çünkü sofralarımız da o kadar renkli oluyor, sohbetler o kadar güzel oluyor. Çoluk çocuk, yeğenler kahkaha sesleri içinde keyifli bir yemek..
Çocukluğunuzda ramazanlar nasıl geçerdi?
Benim için ramazanın en önemli özelliği bitimindeki bayramdı. Çünkü çocuklar bayrama çok önem verirler. Bayramdan önce alışveriş yapılır, rugan ayakkabılar giyilir, temiz bir şekilde el öpmeye gidilir. İbrahim ve ben, hangi yaşta olursa olsun iki çocuğumuzu aile ziyaretlerine götürüyoruz, o geleneği sürdürüyoruz. Bayramlarda hiç seyahate gitmeyiz. En azından ilk günü burada kalırız aile ziyaretlerimizi gerçekleştiririz. Ya annemde kahvaltı kayınvalidemde öğle yemeği ya da tam tersi olur, bütün günümüzü yiyip içip hoş sohbetle geçiriyoruz. Bayramda yediğime içtiğime hiç dikkat etmem, her şeyin en güzelini yerim. Sonuna kadar yerim hem de.
Mutfağa girip güllaç da yaptınız, çok sever misiniz?
Çok, zaten sütlü tatlıyı çok severim. Ramazanda aklıma gelen ilk yiyecek ramazan pidesi ve güllaçtır. Tek özelliği içinde gül suyu olmayacak. Bol cevizli olacak, kuru meyveler olmayacak sade olacak.
Evinizin mutfağına da girer misiniz?
Evde yemek yapan var. Artık ona vaktim pek yok. Özel zamanlarda mutfağa girerim ama. İrem ile de kurabiyeler, kekler, sabahları omlet yapmak hoşuna gidiyor.
En güzel yaptığınız yemekler?
Pilavı güzel yaparım, etli sebze yemeklerini de. Fırında tavuksa favorim. Fırın makarnayı da güzel yaparım. Krep yapmayı ise 13 yaşından beri biliyorum. Anneannem öğretmişti.
Demet Kutluay’dan güllaç tarifi:
Malzemeler:
* 1 paket güllaç
* 3 litre süt
* 750 gr. toz şeker
* Birkaç damla gül suyu (arzuya göre)
* 250 gr. çekilmiş ceviz
Önce süt kaynatılıp şekerini aktarıyoruz. Karıştırıp şeker eridikten sonra ocağın altını kapatıyoruz. Biraz ılıdıktan sonra güllaç yapraklarını birer birer sıcak süte batırıp tepsiye diziyoruz. Paketin yarısını tepsinin tabanına dizdikten sonra cevizi eşit bir şekilde dağıtıyoruz. Sonra kalan güllaç yapraklarını aynı şekilde süte batırarak tepsiye alıyoruz. Süslemesini ise mevsimine göre nar, hurma, kivi ya da şekerleme ile yapıyoruz.