Sinan Biçici

Sinan Biçici

sinanbicici@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir kanal yöneticisine, yapımcıya ya da senaryo yazarına, ‘Dile benden ne dilersen’ deseniz, ilk isteyeceği şey seyircinin neyi beğendiğini bilmek olurdu. Çünkü dizi seyircisinin ne zaman neyi beğeneceği, neyi alaşağı edeceğini tahmin etmek güçtür. Seyircinin affı da yoktur, ne büyük prodüksiyonlu dizileri, ne starları nakavt etmiştir. Dönüp arkalarına bakmadı bile...
Nasıl ki, romantik aşkın hikmeti hâlâ bilinemediyse; seyircinin de dizilerle yaşadığı aşk da gizemini koruyor. Çünkü her seyirci dizisiyle farklı bir duygusal bağ kurar. İşte seyircinin dizilerine duyduğu aşkın halleri...

İlk görüşte aşk gibi...
Bazı diziler vardır, daha ilk bölümden herkesi şaşırtır, reytinglerde bir numaraya oturur. İlk görüşte aşk güzeldir, lakin büyük bir riskle karşı karşıyadır. Seyirci bu aşkın hep ilk günkü heyecanını ve tutkusunu yaşamak ister. Fakat zamanla eski heyecanlar kalmaz, şikayetler başlar. Sadece seyirci mi? Kanal da aynı beklenti içindedir. Dizinin yaratıcıları için zor günler başlar. Artık ikincilik bile başarısızlıktır çünkü.

Mantık evliliği
Bazıları aşkta bile işini sağlama almak ister. Kimdir, yaşı, işi, ailesi, geçmişi vs. İşte bazı seyirci de dizisini seçerken böyledir. Hikayeye, senaryo yazarına, yönetmenine, oyuncularına, kanalına bakar ve izleyip izlemeyeceğine karar verir. İşi şansa bırakmayan bu seyirci, bir süre takip eder, umduğunu bulamazsa başka diziye geçer.

‘Issız Adam’ modundakiler
“Düzenli ilişki bana göre değil” diyenler gibidir. Kanalların ve yapımcıların korkulu rüyası olan bu türden seyirciniz fazlaysa reyting tahminleri tutmuyor ve kimse kendini güvende hissetmiyor. Dizinin genel gidişatına göre değil, yayınlanan bölümün performasına göre bile karar değiştirirler. Örneğin bir sırrın ortaya çıkması, esas oğlanla esas kızın öpüşmesi gibi bölümlerde reytinglerin bir anda yükselmesi bu seyirciler sayesinde oluyor.

Sonsuz aşk; final bizi ayırana dek
Herkesin hayalini kurduğu ideal seyirci tipi. İlk bölümde dizinin hikayesini, karakterlerini sevince, üç sezon bile sürse asla bırakmaz bu kitle... Hikayeler tükenip, oyuncular değişince sürekli şikayet etseler de finale kadar sadık kalırlar. İyi günde, kötü günde, hastalıkta sağlıkta, final bizi ayırana kadar...

Yabancı damat
Bilirsiniz, Rus kızlarıyla, İtalyan erkeklerini efsaneleştirip, yabancı gelin ve damatları övenlerin büyük çoğunluğu yine de yerli bir kişiyle izdivaç yaşar. Yabancı dizileri övüp yerlilerin takipçisi olan, genelde AB kategorisindeki bu seyirci, yabancılar karşısında yerli dizileri sürekli gömseler de yine de vazgeçemiyorlar. Emin olun bu kitle söylendiği kadar çok olsaydı prime time dublajlı yabancı dizilerle dolardı. Dolmuyorsa bir bildiği var bu kanalların...

Kuma; bir kalbe iki aşk sığdıranlar
İkinci, üçüncü sezonuna giren diziler haliyle tekrara düşüyor, eski heyecanını kaybediyor. Bu dizilerin izleyicileri de yeni ve genç heyecanlar ister ve tam bu sırada yeni başlayan bir diziyi eskisine kuma getirirler. İkisini de üzmeden idare ederler.

Çapkın aşık; her çiçekten bal alırım
Sarışın olsa, gözü esmere giden, esmer olsa, kumrala, meftun olan çapkınlar gibi bir dizi kitlesi de var. Bir dizinin özetini, izleyip diğerine başlayan, ikinci, üçüncü reklamda başka dizinin finalini izleyen kitle. Bu kitleyi ayartmak için reklam kuşaklarında kanallar arasında kıran kırana bir yarış başlar.

Sevene değil sevdirene bak
Arkadaş gazından etkilenen bir seyirci kitlesi var. İş arkadaşı, komşusu sabah çayı eşliğinde öyle ballandıra ballandıra anlatır ki, bir bakayım diyerek izlemeye başlayan seyirci bu. Pozitif bir önyargıyla başladığı için baştan kredi verir. Dizi hikayelerini konuşmak, finallerini takip etmek yeni moda değil. Sadece bu muhabbetten geri kalmamak için bile diziyi merak edip izleyen bir kitle var.