Sinan Biçici

Sinan Biçici

sinanbicici@hotmail.com

Tüm Yazıları

Çarşamba akşamı hem Ankara’daki terör saldırısı hem de Beşiktaş Mersin İ.Y maçı vardı. ‘Yüzde 100 Futbol’ programını sunan Gültekin Onay, açılışta saldırıyla ilgili üzüntüsünü anlatıp “Acı gün de olsa işimize devam etmek zorundayız” dedi. Maçı yorumlayacak olan Rıdvan Dilmen’in tavrı çok netti. “Terörün istediği hayatı durdurmak, bu tuzağa düşmeyelim ama 28 kişi ölmüşken futbol konuşamam, özür dilerim” şeklinde konuştu. Haber izlediği için maçı da doğru düzgün izleyememişti ve bence en çarpıcı sözü şuydu: “Ben ekran karşısında olsam ikimize de küfrederim. Ateş düştüğü yeri yakar olmamalı.”

Haberin Devamı

Gültekin Onay, “Reklam arası verelim sonra da maçla ilgili yorumları toparlayalım” dese de Rıdvan Dilmen kesinlikle futbol konuşmayacağını söyledi. Gözümüzü kulağımızı kapatarak ölümleri durduramayız, terörü bitiremeyiz. “Terörün işine geliyor, hayat devam etsin” demek, ölümler varken hiçbir şey olmamış gibi davranmak demek değil. Bence Rıdvan Dilmen hepimize anlamlı bir televizyonculuk dersi verdi.

SICAK ‘AİLE İŞİ’ SEVENLERE

ATV’nin yeni dizisi ‘Aile İşi’ bugünlerde pek yer bulamayan tür olan bir komedi dizisi. Kaza sonucu bütün ailesini kaybeden küçük bir kız hafızasını kaybeder. Ona ailesini hatırlatmak için aile fertlerine benzeyen kişiler bulunur ve ona sahte bir aile kurulur.

Fazla tesadüflerle başlayan bir Kore dizisi uyarlaması ama ruhu itibarıyla Yeşilçam’ın ‘Ayşecik’ hikayelerini anımsatacağa benziyor. Her ne kadar tefecilere, süpermarkete karşı mücadele eden bu küçük esnaflar, yoksul insanlar para için bu işe girse de, yine kutsal ve büyük bir amaç her şeyin üzerine çıkıyor. ‘Fakir ama iyi’ insanlar, küçük bir kıza aile olup onu hayata döndürecekler.

Seyirci, gerçekçilik ve inandırıcılık sorununu komedinin hoşgörüsüne sığdırırsa bu diziyi sevebilir. ‘Aile İşi’nin oyuncu kadrosu bu sıcaklığı hemen hissettiriyor. Başrollerde aile dizilerinin her daim sevilen ismi Ufuk Özkan, atarlı güzel rolüyle, Gülşen Bubikoğlu Türkan Şoray’ı hatırlatan Pelin Akil var.

Füsun Demirel, Hasibe Eren, Murat Akkoyunlu, Can Bonomo ve Sait Genay’dan kurulu kadrosu oldukça zengin. Özgür Emre Yıldırım’ın çizdiği tefeci karakteri de daha ilk bölümden parıldıyor. ‘Aile İşi’, entrika ve kötülükten yorulan, romantik komedilerde aradığını bulamayan seyircinin tercih edeceği bir iş olur.

Haberin Devamı

RIDVAN DİLMEN’DEN TELEVİZONCULUK DERSİ
‘ÖNCE SÖZ VARDI...’

Büyük kanallarda hoyrat bir reyting mücadelesi. Haber kanallarındaysa savaş, terör, ölüm ve tüm bunların üzerinden yapılan kısır siyasi tartışmalar, ölümler üzerine ‘soğukkanlı’ yorumlar... Magazinde ise kim kiminle, nerede haberleri...

Bunlardan yorulanlara tavsiyem Ahmet Ümit, İskender Pala ve Mario Levi’nin sunduğu, NTV’deki ‘Önce Söz Vardı’ programı. Bir televizyon programı değil de edebiyatçıların dost sohbeti gibi. Bütün bu patırtı gürültünün arasında dingin, sakin, seviyeli, saygılı ve kibar.

Sadece ‘entel’lerin ya da edebiyatçıların değil herkesin sevebileceği bir program. İçinde edebiyat, tarih, hayat, insan ve tabii ki magazin de var. Örneğin Yahya Kemal, Nazım Hikmet’in hocasıdır ve bir yandan da onun annesine aşk beslemektedir. Nazım, özel ders için evine gelen hocasının cebine şu notu bırakır. “Hocam olarak geldiğiniz evde babam olamazsınız.”

Haberin Devamı

Bu haftanın konusu ‘Deniz ve edebiyat’tı ama neler konuşuldu neler. ‘Binbir Gece Masalları’ndaki Sinbad, Hızır ve Musa peygamber, ‘Gılgamış Destanı’, Barbaros Hayrettin Paşa, Kanuni Sultan Süleyman, ‘Mobyy Dick’ romanı, ‘İlyada ve Odessa’ destanı, İstanbul’un vapurları.... Nazım Hikmet, Yahya Kemal, Orhan Veli ve Albert Camus...

Her yaşadığımız kötü olayda ‘sözün bittiği yerdeyiz’ deyip kaçıyoruz. Sığınacak bir liman arayanlar için seçenek, ‘Önce Söz Vardı...’