Dizi sektöründe uzun yıllardır genel bir inanış var. “Dizileri kadınlar izler, o nedenle de onların beğeneceği projeler yapmak gerekir.” Bu özetle aşk hikayeleri demek. Peki kadın izleyici yakalanırsa reyting garanti mi? Geçen sezon aylık reyting sonuçlarına baktım yeniden. Birincilik alanlar: ‘Diriliş Ertuğrul’, ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’, ‘Survivor’, ‘Kurtlar Vadisi Pusu’’, ‘Arka Sokaklar’, ‘Kiralık Aşk’, ‘Kördüğüm’ ve tabii ki futbol maçları.
Erkek seyirciyi tavlamadan reyting zor
Hesap net olarak ortada. Erkek seyirciyi yakalamadan birinci olmak zor. Düşünün şu an yayında olan en uzun ömürlü iki dizi ‘Kurtlar Vadisi Pusu’ ve ‘Arka Sokaklar’. Üstelik de hâlâ birinci olabiliyorlar. Romantik komediler ise hızlı başlıyor ama uzun koşuya dayanamıyorlar.
İki yıl önce beş reytingin altındaki diziler için tehlike çanları çalınıyordu. Şimdi 2 -3 reytingle birinci oluyor işler. Bunun nedenlerinden biri de erkek izleyicinin giderek ekrandan uzaklaşması. Yakışıklı erkekler ve onları tavlamaya çalışan kızların hikayeleri, güzel evler, şık kostümler ve aşk oyunları, erkek izleyiciyi çekmek için yetmiyor. Yeni sezonun projeleri seçilirken göz ardı edilmemeli bu. Erkekleri cezbetmezseniz birincilik ne yazık ki hayal!
‘RENGARENK’ BİR ÇİFT
Geçtiğimiz hafta yayına giren, NTC Medya M. Yiğit Alp’in yapımcısı olduğu, Kerem Çakıroğlu’nun yönettiği, Ebru Hacıoğlu’nun yazdığı yeni dizi ‘Rengarenk’, biraz olsun nefes aldırdı. Neden mi? Sadece kavgayla başlasın diye atışan bir çift görmedik. Atarlı giderli bir aşkın işaretini verdi ama en azından günümüz kadın ve erkeklerin gerçek sorunları üzerinden bir atışma izledik. Tartışmanın ayağı oldukça yere basıyordu. Hem gerçekçi diyalogları hem de oyuncuların başarılı performansları sayesinde bu yeni çifti ilgiyle izledim.
Evlilik teklifi beklediği halde sevgilisinden olumlu yanıt alamayan, üstelik de aldatılan bir kadın Renk (Selin Şekerci), kadınlara inancını yitirmiş, ilişkiden köşe bucak kaçan bir erkek Can (Kaan Taşaner). Kadın ünlü bir oyuncu, yoksul değil. Tek derdi aşk da değil, şöhretten, dizi sektöründen ve sahte hayattan yorulmuş. Erkek de zengin değil, veteriner. Baklavası yok ama müzik tarzı, hayata bakışı, takıntıları, mizacı, zayıf noktaları yani etten kemikten bir karakteri var. Ana karakter dizi oyuncusu olduğu için sektörün meselelerine de değinilmiş. Uzun dizi süreleri, reyting cambazlıkları, astronomik oyuncu anlaşmaları vs.
Yer yer ayakları yere basan, yer yer de karikatüre kaçarak bir tür karmaşası yaşasa da rejisi, senaryosu ve oyuncularıyla iyi başladı ‘Rengarenk’.
YENİ POLİSİYEMİZ ‘KANIT: ATEŞ ÜSTÜNDE’
Romantik komediler arasında, üstelik yazın ortasında yeni bir polisiyemiz oldu. Abdullah Oğuz’un yönettiği Ahmet Saatçioğlu’nun yazdığı, Tansel Öngel (Kaan), Ahmet Olgun Sünear (Rüzgar), Başak Güröz’ün (Asya) başrollerini paylaştığı dizi Kanal D’nin ‘Kanıt’ dizisinin kardeşi.
Dizi, biri polis, biri polisiye roman yazarı olan ve çocuklukları yetimhanede geçmiş iki kardeşin hikayesiyle başlıyor. Komiser Kaan’ın birlikte çalışacağı yeni ortağı Asya ise Amerika’dan gelen başarılı, kuralcı ve güzel bir polis. Yakışıklı serseri ruhlu, deli dolu polisle, kuralcı güzel kız. Aşka dönüşecek bir çatışma. Her bölümde farklı polisiye olayların çözümüyle birlikte karakterlerin geçmişten gelen ve peşlerini bırakmayan hikayeleri. Türün genel formüllerine uyuyor.
Deneyimli yönetmen Abdullah Oğuz’un rejisi oldukça başarılı. Tansel Öngel de Kaan karakterini sevdirmeyi başardı. Tabii ki bu biraz özel ilgi dizisi. Selefi ‘Kanıt’ dizisinin müdavimleriyle birlikte türü seven yeni seyirciyi de yakalarsa başarıya ulaşır.