‘EŞKIYA’ REYTiNGE NASIL HÜKÜMDAR OLUYOR?

Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz en çok reyting alan dizilerin başında geliyor. Bir mafya dizisi ama kadınları da tavladığından bu reyting başarısını sürdürüyor. Senaryosu kendi içinde kadın-erkek dengesini sürekli gözetiyor çünkü.

Geçtiğimiz hafta sezonun ilk bölümü yayınlandı. ‘Aliye’den hatırladığımız Sanem Çelik, yıllar sonra yine ‘Kara Melek’ benzeri tehlikeli güzel bir kadın, Ceylan karakteriyle kadroya katıldı. Bir düğün sahnesinde, Hızır’ın ailesinin bütün kadınlarının bulunduğu bir masada, Hızır’ın karısı Meryem’e tehditler savurarak “Kocanı elinden alacağım” der. Aynı erkek için savaşacak iki kadının gergin diyaloğundan sonra Hızır’ın eski bir tanıdığıyla olan gergin sahnesine geçilir. Bu sahnede de dost gibi görünüp, ikili oynayan adamı çekip vurur Hızır. Korumalarla birlikte bir sürü cesedin arasından gayet rahat bir şekilde geçip kanlı gömleğini değiştirmeye gider. Bu sırada eski sevgilisi Ceylan, ona yardım ederken karısı aniden odaya girer. İşte dibine kadar şiddet, ardından dibine kadar entrika. Reytingin bundan iyi formülü olur mu?

REYTİNGİN YENİ EFENDİSİ HANGİ KANAL?

Reytinglerde dikkate alınan ilk 100 programdır. Kanallar ilk 10’a akşam saatlerindeki dizilerle, sonraki sıralamayaysa gündüz kadın programları ve dizi tekrarlarıyla girmeye çalışıyor.

Bütün kanallar gündüzü kadın programlarına ayırıyor genelde. Yemek ve izdivaç programları en ağırlıkta. Neden? Çünkü gündüz daha çok kadın izleyici var. Onlar izdivaçla rekabete girerken bir kanal aradan sıyrılıyor. Düşünün bütün büyük kanalların yarıştığı ve girmeye çalıştığı ilk 100’e 20-25 program sokabiliyor gündüzün şampiyonu TRT Çocuk!

Ticari açıdan bakarsak iyi bir strateji ve başarılı bir sonuç. Çocukların izlediği ekranla kadınlara da çok rahat ulaşabiliyorsunuz. Bu stratejiyle bütün özel kanalları solluyor. Fakat kamusal yayıncılık açısından bakıldığında, soru işaretleri var tabii. Reyting sistemi reklamverenler için yapılan ticari bir mesele. Reyting sisteminde bile ‘olmasa olur’ken bu sonuç çok düşündürücü değil mi?

SİNEMA NASIL REKOR KIRDI?

Son bir yıldır terör, bomba ve yazın ortasında da darbe girişimi en büyük gündemimizdi. İnsanlar artık sadece AVM’lere sıkışıp kalan sinemalara gitmeye korkuyordu. Kalabalık yerlerde bomba ve terör saldırısı ihtimali vardı çünkü.

Gelelim sinema sektörüne. Piyasanın en büyük derdi, insanların yazın sinemaya gitmemesi. Bu durumda geçen yaz sinemada düşüş beklenir değil mi? Sinemia’nın yaptığı son araştırma şaşkınlık verici bir sonuç ortaya koydu. Geçtiğimiz yaz sinema tüm zamanların en çok seyircisini topladı. 9 milyon biletle 100 milyon hasılat yaptı.

Dünyada örneği yok!

Sinemia’nın kurucusu Rıfat Oğuz’a araştırma sonuçlarıyla ilgili ayrıntıları sordum. Çok ilginç şeyler bulduk. Darbenin hemen ertesi günü, üç büyük şehirde ortalama yüzde 70 düşmüş hasılat. Fakat bir gün sonra önceki haftadan bile yüksek olmuş. Ankara’da sonuçlar daha ilginç.

16 Temmuz’da yüzde 99’luk bir düşüş var. Gecesinde meclisin bile bombalandığı bir başkentten bahsediyoruz. Fakat 17 Temmuz Pazar günü normal seyirci sayısına dönmüş. Bir önemli sonuç da, büyük şehir insanının darbe girişimine Anadolu insanından daha büyük tepki veriyor olması. Örneğin, büyük şehirlerde 16 Temmuz’da yüzde 70 düşüş, ertesi gün yüzde 30 artış olurken, Anadolu ortalaması yüzde 35 düşüş yüzde 10 artış şeklinde.

Peki sıkı durun. Yaz sezonunda en çok hasılat yapılan gün, darbe girişiminden iki gün sonra yani 17 Temmuz! Böyle bir sonucu dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz. Sosyal bilimleri hep şaşırtan sonuçlar çıkıyor Türkiye’de. Bizim insanımızın sağı solu gerçekten hiç belli olmuyor. Kişi başına bilet sayısı Avrupa ve Amerika’dan çok az olan bir ülkede, kentler bombalandıktan iki gün sonra insanların sinemaya akın etmesi çok tuhaf değil mi?