Dizi sektörü için Haziran ayı demek sezon sonu demek. Bu sezonun genel bir değerlendirmesini yapmak için vakit geldi. Şimdiye kadarki en ilginç sezonlardan birini geçirdik. Bütün piyasayı şaşkına çeviren, bildiklerini unutturan bir sezon oldu. Peki dizi sektörünü şaşkına çeviren gelişmeler nelerdi, kısaca bakalım.
Reyting pastası dilim oldu
Eskiden gün birincisi diziler 20 reyting, 50 share alabiliyordu. Yani açık her iki televizyondan biri bu diziyi izliyor anlamına geliyor bu. Artık böyle reytingleri hayal bile edemiyor kimse. Sıralamadaki ilk 5 kanalın toplam reytingi ancak bu rakama ulaşabiliyor. Reklam gelirleri de reytinge bağlı olunca kanallar maliyeti kurtaracak reytingi bulmakta güçlük çekiyor. Sonuç: Sabretmeden iki bölümde yayından kaldırma.
Büyük projeler çöktü
Eskiden bol starlı, büyük prodüksiyonlar sezonun en iddialı dizileri olarak duyurulur ve çoğunlukla da iyi reytingler alarak, en az 3 sezon devam ederdi. Şimdi bu kural da yıkıldı. Nice büyük projeler, yenilmez gibi görünen starlar çöktü. Örnek Yalan Dünya, Benim Adım Gültepe,
Reaksiyon. Sonuç: Küçük bütçeli, bol no name’li diziler…
Yaz dizileri genelde soluklu olmaz, eylül’de birer birer dökülürler. Bu sezon yine bir istisna yaşandı. ‘Kocamın Ailesi’, ‘Güzel Köylü’ ve ‘Kiraz Mevsimi’ sezonda da birçok dram dizisini geride bırakabildi. ‘Aşk Yeniden’ de büyük reyting başarısı gösterince, ilk defa romantik komediler sezona damga vurdu. Sonuç: Romantik komedi fırtınasına devam.
4 büyüklere yeni rakipler
Geçen yılların yüksek reytingli kanalları, Kanal D, Show, ATV, Star’ın yanına FOX ve TV 8 de eklendi. TV 8 reyting pastasına ortak olmakla kalmadı, en büyük parçayı kaptı.İlk defa, dizilerde başarılı olamayan bir kanal, yarışmalar sayesinde açık ara birinci kanal oldu. Sonuç: Bütün sektör Survivor’ı yaşıyor.
Bahtsız çocuk klişesi
Birbiri ardına tutan hikayeler benzerlerini getirdi. Gerçek ailesini, gerçek çocuğunu arayan karakterlerin hikayeleri döneme damgasını vurdu. Önümüzdeki yaz sezonunda bile böyle konular gelmeye devam ediyor. Sonuç: “Bahtsız çocuk klişesi” en büyük dizi klişesi haline geldi.
Astronomik ücretler
Sektör şaşkın demiştik. Bazı yapımcılar yayında daha fazla kalabilmek için bütçeleri düşürmeye çalışıp, ‘no name’ oyunculara yöneldi. Bazıları da tam tersini yapıp çareyi Yeşilçam formülünde buldular. Yeşilçam’da Tarık Akan’a, Türkan Şoray’a bir film yapalım diye yola çıkılırdı.
Şimdi dizi sektörü de önce büyük bir starla astronomik ücretlerle anlaşıyor, parasını peşin ödüyor. Ama bu kez de senaryo ya da hikaye beğendirmekte zorlanıyorlar. Meryem Uzerli, Halit Ergenç ve Özcan Deniz örneklerine çok taze Emrah da katıldı. Sonuç: Henüz bir sonuç yok.
Kore savaşları
Özellikle ‘Kiraz Mevsimi’ ve ‘Kocamın Ailesi’nin başarısından sonra şu anda Kore dizisi yapmamış ve yapmak için kolları sıvamamış yapımcı yok.
Hatta bazıları pişti bile oluyor. Tabii tutmayan da çok oldu ama henüz Kore’den umudumuz var. Sonuç: Kore dizilerini tüketene kadar devam.
2015 ‘Kara’ların yılı
K harfiyle, özellikle Kara kelimesiyle başlayan birçok dizi yapıldı. Farkında olmadan “kara totemi” yapan var mı bilmiyorum ama ‘Karadayı’, ‘Kara Ekmek’, ‘Kara Para Aşk’, ‘Karagül’ efsaneyi tarihe yazdı. Sonuç: Kara bir yıl.
Sosyal medyanın golü
Özellikle bu yıl sektör için savaşılacak yeni bir cephe açıldı, sosyal medya. Sosyal medya kullanıcıları internetten izleyerek reytinglere katkı yapmadı ama çok diziyi gömdüler. En büyük golü ise, sosyal medyacı fanlarına güvenip internetten yayın kararı alan Ulan İstanbul yedi. Sonuç: İlişki durumu karışık.