Sesimin olmadığı iddiası çok komik

Müziğin baba lakaplı dev ismi Orhan Gencebay 45 yıllık müzik kariyerinde ilk kez bir tribute albüme imza attı ve bu albüm uzun süredir büyük bir durgunluğun yaşandığı müzik piyasasını bir anda hareketlendirdi. Ajda Pekkan’dan Tarkan’a, Sezen Aksu‘dan Yıldız Tilbe’ye kadar müziğin 32 yıldız isminin Orhan Baba için buluştuğu albüm, rekora koşarken biz de Gencebay’la Etiler’deki ofisinde duygularını paylaştık.
“Orhan Gencebay’la Bir Ömür” albümü tam anlamıyla içinize sindi mi?
Böyle muhteşem bir proje ilk kez yapıldı. Ülkemizde böyle bir projenin gerçekleşmesi hayal gibiydi ama gerçekleşti. Üstelik dünya çapında bir iş oldu. Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir sanatçının 33 eserini, 32 ünlü yorumcu seslendirmemiş. Bu bize kısmet oldu. Bununla onur ve gurur duyuyorum. Tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Bu projeyi 5 yıl önce tribute olarak ben yapacaktım ama vazgeçtim. Hiçbir sanatçı arkadaşımı zor duruma sokmayayım diyerek yapmak istemedim. Geçen sene prodüktör Polat Yağcı, Gezegen Mehmet ve oğlum Altan dediler ki, ‘Baba senin tribute albümünü yapmak, eserlerini popçu ve rockçı arkadaşlara söyletmek istiyoruz. Ardından genişledi, bu hale geldi. Teklif onlardan geldi. ‘Beni yormayacaksanız olur’ diyerek izin verdim. Onlar olmasaydı bu proje olmayacaktı. Böyle aslında büyük bir projenin olmasına ben de inanamadım.

‘Albümün hakkı 30 milyon’
Sanatçıları nasıl seçtiniz?
5 yıl önce bu çalışmayı yapmayı düşünürken benim ‘çocuklarım’ dediğim sanatçı dostlarımdan da istekler vardı. Tarkan, ‘Baba bu albümü yapalım, ben Hatasız Kul Olmaz’ı söylemek istiyorum’, Özcan Deniz ‘Baba ben Vazgeç Gönlüm’ü söyleyeceğim’ demişti. Sezen (Aksu) yine başka bir şarkıyı seslendirmek istemişti.
Daha evvel konuşmuştuk zaten. Sevdiğim kardeşlerim ve çocuklarım bana yorumlarını hediye ettiler. Diğer her türlü stüdyo masraflarını biz karşıladık. Ne güzel bir çalışma yaptık ki, camiamıza son derece yaradı, hareket geldi. Halkımız da çok sevdi. Başlangıçta biz bunun için “100 bin satar mı, 50 bin satar mı?” diye düşünüyorduk. Masrafını karşılarsa bu bizim için başarı olacaktı. Fakat acayip bir ilgi aldı ve yürüdü.
Ne kadar sattı, son rakam nedir?
800 binin üzerinde sattı. Bu milyonun üzerinde olacak. Gidişat öyle... Ayrıca bu piyasada 45 - 50 yıldır var olan biri olarak söylüyorum; eğer ki, internet ve korsan olmasaydı bu albümün hakkı 25 - 30 milyondu. Çünkü dünya çapında bir iş... Aslında 20 - 30 milyonluk bir ilgi var da, bize yansıyacak rakam 1 milyon gibi görünüyor.

‘O benim onur gecemdi’
- Albüm için adınıza düzenlenen gurur gecesiyle ilgili çok fazla spekülasyon ortaya atıldı. Yayın haklarının Star TV’ye verilmesiyle beraber ticari bir amaç güdüldüğünü öne süren sanatçılar geceye katılmadı, bu eleştiriler için neler diyeceksiniz?
Öncelikle bazı yorumlara çok üzüldüm. Hiç öyle değil. Katılanlara da teşekkür ederim, katılmayanlara da... Gelmeyen arkadaşlar zaten daha önce arayıp orada bulunamayacaklarını, müsait olmadıklarını bana bildirmişlerdi. Bu durumun farklı yorumlanması beni üzdü. İlle katılmaları gerekiyor gibi bir ortam yaratıldı. ‘Katılmazsanız küserim’ gibi bir durum asla olmadı. Katiyyen böyle bir şey yok. Kimse mecbur değildi. Katılmaları gerekli değildi. Yazık, böyle birilerini zorlamışız gibi bir ortam yaratılması beni çok üzdü. O gece ticari bir gece asla değildi. Benim onur gecemdi.
Medya sponsorumuz da Kral TV’ydi. Star TV de ışığımızı sağladı. Tabii ki orada yayınlanacaktı. Burada fahiş rakamlar falan olması mümkün değil. Kaldı ki, benim oradan gelecek paraya ihtiyacım da yok.

‘Arabeskçi deyip bizi aşağılamak istediler’
- Yaptığınız müziğe arabesk denilmesine hep karşı çıkıyorsunuz ama yine de kullanılan ifade değişmiyor. Sizin bu bakış açısına tepkiniz nasıl?
Müzik ilminde arabesk diye bir kategori yoktur. Bunu birileri kıskandıkları, aşağılamak ve çamur atmak istedikleri için söylediler. Arabesk eski Mısır’da mimaride kullanılan üst düzey bir üslubun adıdır. Karışık süsleme sanatıdır. Kaliteli bir anlamı vardır. Bir de Arapvari demektir ama Araplara da Türkvari demek gerek. Çünkü her iki halk İslamiyet’le beraber birbirinden etkilenmiştir. Arabesk 1960’lı yıllardan beri gelen bir söz. Başarıyı kıskanan kişilerin her türlü çamuru atmak için kullandığı olumsuzluğa yönelik bir yafta bu... Ne kadar aşağılarlarsa aşağılasınlar bizi yücelten halkın sevgisini silmeye güçleri yetmez. Böyle yapmasınlar, bunun adı saygısızlık... İnsanların bilmedikleri konulardaki sözlerine saygı duyarım ama bu da bir yere kadar. Gereken cevabı da tıpkı Fazıl Say’a yazdığım yazıda olduğu gibi veririm.

Adalelerim beni zayıf gösteriyor
- Hep çok fit görünüyorsunuz, formunuzu nasıl koruyorsunuz?
Yürüyorum ve ağırlık kaldırıyorum. Eskisi kadar ağır spor yapmıyorum ama mesela şu an kaç kilo görünüyorum?
- 75 - 80 falan görünüyorsunuz...
94 kiloyum. Adaleliyim ondan belli olmuyor. 100 kiloyu gördüğüm de oldu ama o zaman da yine böyle görünüyordum. Adalelerimden dolayı...
- Sanat hayatınız boyunca hiç büyük bir skandalınız yok, bu dengeyi nasıl sağladınız?
Neysem oyum. Bunun planını hiç yapmadım. Yaşamak için yaşamın güzel değerlerini bilmek çok önemli. Hayatım güzelliği, bilgiyi, dürüstlüğü aramayla ve paylaşmayla geçti ama hatasız Orhan da, hatasız kul da olmaz. Ancak bazı değerleri korumamız gerek. Mesela ben kimsenin arkasından konuşmam, kimsenin dedikodusunu yapmam. Özel hayatına karışmam. İnsanlar başkalarının başarılarını kıskanıp özel hayatına karışıp onlara köstek olmaya çalışıyorlar. Olgunlaşmaları gerek.
- Sizin de evli olmamanız, Sevim Emre ile yıllardır hayat arkadaşı olmanız hep eleştirilir...
Ben de onlara şöyle derim hep; ben kendime inanıyor muyum, kendimle barışık mıyım, kendime saygım var mı, başkalarına saygı duyup paylaşmayı biliyor muyum? O zaman kim ne derse desin. Ama tabii ki, her şeyin bir sınırı var. Çok sabırlıyımdır. Önce hata yapanın hatasını görmesini beklerim, uyarırım. Ben de kızarım ama hayatımda çok az kızmışımdır. Eğer bir şeye çok kızıyorsanız orayı terk edin.
- Sevim Emre çok dominant, evde kimin sözü geçiyor?
Öyle demeyelim, çünkü müşterek kararlar alıyoruz. Asap bozucu bir durum olsa bile yarım saat sonra hiçbir şey yokmuş durumunu yaşıyoruz. Demek ki, 38 yıldır birbirimize alıştık.

‘Halkım beni böyle hatırlasın’
- Öldükten sonra nasıl hatırlanmak istersiniz?
Arkamdan halkım ‘Bir Orhan baba vardı, bize sevgiyi, aşkı ve paylaşmayı önerdi. Akılla, gönülü ters düşürmeyin, gönlünüzle olun ama aklınızla onu onaylayın, paylaşmaktan vazgeçmeyin, herkesin hakkına saygı duyun derdi ve var gücüyle hakları korumaya çalıştı’ desinler yeter.
Önümüzdeki albüm için yazdığım ‘Bedensiz Aşk’ isimli bir şarkım var. Onun sözlerini ilk kez size okuyayım. İşte halkım baba böyle derdi desinler:
Aşkın zirvesine varmak istersen
Bedensiz sevgiyi kavraman lazım
O eşsiz duyguyla yanmak istersen
Bir kıvılcım yeter, inanman lazım
Ezberle yaşarsan anlayamazsın
Cahili kamilden ayıramazsın
Gönülden bakmazsan tad alamazsın
Aşksız yaşanılmaz yaşaman lazım
Karanlık renksizdir, rengini arar
Işıksa saf aşktır rengarenk yanar
Renksiz bir gönülde sevda ne arar
Acele bir renge bürünmem lazım
Asıl adım insan, sanma her şeyim
En zordan daha zor, kıldan inceyim
Gencebay dedi ki, hiçten zerreyim
Hakk’a aşksız varılmaz, Hakk’a aşk lazım
Yolumuz Hak yoludur, bize Hak lazım.

Sesimle 40 yıl önce kim oynayacaktı?
- Kariyerinizde ilk kez canlı performans göstereceğinizi açıkladığınız konserleri ne zaman vereceksiniz?
Önümüzdeki sene yapacağız. Sahneden ne gelecekse gelecek, oradan gelecek herhangi bir paraya da ihtiyacım yok. Para için bunu asla yapmıyorum. 44 - 45 yıldır halkın karşısına çıkmış ama sahneye hiç çıkmamış Orhan sahneye çıkmak, yapmadığı bir şeyi yapmak istiyor.
- Sesinizin canlı performans için yeterli olmadığı, stüdyoda üzerinde çok oynandığı iddia edilir durur...
Bunlar hikâye, çok komik şeyler. Bizim ne yaptığımız ortada... Sazımız elimizde bir gün, bir gece sabahtan akşama kadar çalar söyleriz. O albümleri kim yaptı; Orhan Gencebay... Üstelik o ses değiştiren aletler eskiden yoktu ki... Onlar son 5 yıldan beri var. Orhan Gencebay 45 yıldır var. Peki 40 yıldır o şarkıları kim söyledi? Ben söyledim.
Başlarda mono kayıtlar vardı. Bir yandan şarkı söylüyorum, bir yandan saz çalıyorum. Yıllarımız böyle geçti. Çok komik olan böyle söylentilere de kafayı takmıyorum. 45 yıldır hiç sahneye çıkmadım. Onu da artık yapayım istiyorum.
- Konserlerinizin tarihleri belli mi?
Mayıs, haziran gibi düşünüyoruz. Yapılmadık işleri biz yapıyoruz. Albüm de ilkti, gece de... Ben birikimi olan biriyim. Birikimi olmayan arkadaşlar için üzülüyorum. Benim bu camiaya büyük emeklerim var. Ben bu camianın Orhan babasıyım, duayeniyim. Camiaya vebal borcum var. Müzik dünyasının onursal başkanıyım. Bende bu sıfatlar varken, benim bunları yapmam gerektiğini düşündüğüm için yapıyorum. Hep söylüyorum, bizim camiamızı kurtarmamız gerek.