15.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Senem Aydın / senem.aydin@milliyet.com.tr
10 şarkılık ‘Son Kanto’ (Pembeli Kız) albümünü Kalan Müzik etiketiyle çıkaran Gamze Canyurt, kantonun hatırlanmasını çok önemsediğini söyledi. Şarkıcıyla yeni çalışmasından müzik tutkusuna bir söyleşi gerçekleştirdik.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Lise öğrenimime devam ederken, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı yarı zamanlı Türk Musıkisi Bölümü’nü kazandım ve aynı zamanda ud dersleri almaya başladım. Ertesi yıl TRT İstanbul Çok Sesli Gençlik Korosu’na seçilerek, beş yıl boyunca konserler, radyo ve televizyon programlarında korist olarak yer aldım. 1996 yılnda İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı sınavlarına girdim ve 2001 yılında Temel Bilimler Bölümü’nden mezun oldum. Bu dönemde birçok müzikal projede korist, solist ve enstürmanist olarak sahne aldım. Daha sonra bildiğiniz üzere albüm projelerimi gerçekleştirdim.
Müzik çocukluktan gelen bir tutku mu?
Müzik tutkusunun sonradan gelişeceğine inanmıyorum. Belki klişe olacak ama çocukluğumdan beri şarkı söylüyorum ve bu durum beni çok mutlu ediyor. Şarkı söylerken kendimi özgür hissediyorum.
‘Son Kanto’ (Pembeli Kız) isimli proje nasıl hayata geçti?
Üniversite yıllarımda bu coğrafyada yaşamış halkların müziğine ilgi duymaya başladım. Bu konuda araştırmalar yaparken, sonsuz bir zenginliğe sahip olduğumuzu fark ettim. Kantonun hatırlatılması benim için çok önemli. Türkiye’de kanto dendiğinde, herkesin aklına Nurhan Damcıoğlu ile Seyfi Dursunoglu gelir.
Çalışmalarım sırasında ayrıca Fikriye Hanım, Fahriye Hanım, Mahmure Handan Hanım, Küçük Bediha ve Roza Eskenazi’den dinlediğim kantolardan etkilendiğimi söylemeliyim. Aklımda kalanların ruhumdaki yansımasını birleştirip, kendimce bu albümü seslendirdim.
‘Kültürel zenginliklerimizi yaşatmaya çalışıyorum’
Albümdeki şarkıları nasıl seçtiniz?
1900’lü yıllardan günümüze kadar söylenmiş kantoların içinden seçtim.
Tabii çok kolay olmadı. Çünkü tek bir yerde arşivlenmiş kayıtlar yok maalesef. Bu aşamada sevgili hocam Prof. Dr. Ruhi Ayangil, Ahenk Müzik yapımcısı Sercan Hüseyin Yılmaz ve Çiğdem Yarkın desteklerini esirgemediler. Onlardan aldığım bilgiler doğrultusunda ulaşabildiğim farklı kaynaklardan faydalanarak şarkılarımı seçtim. Kantonun günlük hayata göndermeler yapması bana çok samimi geldi. İnsanları neşelendirmesi de tabii ki...
Hedefiniz nedir? Kariyeriniz adına neler planlıyorsunuz?
Hedefim, müzikal anlamdaki kültürel zenginliklerimizi tekrar hatırlatmak ve yaşatmaya çalışmak. Kariyer planımsa, arşiv değeri olan projelere devam etmek.
‘Küçük Asya Şarkıları’ albümüyle de Anadolu şarkılarını bir arada toplamıştınız. Sırada ne var?
Üzerinde çalıştığım iki proje var fakat hangisinin öncelikli olacağına henüz karar vermedim. Hâlâ araştırmaya ve repertuvarı geliştirmeye devam ediyorum. Bunlardan biri aslında yeni bir fikir. Söylemeyi çok sevdiğim şarkılardan oluşuyor. Belki single olarak çıkarabilirim.
İmajınızı da değiştirmişsiniz yıllar içinde. Yeni albüm için miydi bu değişiklik?
Evet albüm içindi. O dönemin kıyafetlerini günümüze uyarlamaya çalıştık.