Cadde'Sanki bu iş için doğmuşum'

'Sanki bu iş için doğmuşum'

24.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

‘Gamsız Hayat’ta Ela karakterini canlandıran Ceyda Ateş, yine zengin ama vicdanlı bir kızı canlandırıyor. Ateş, “Yapımcılar Avrupai göründüğüm için zengin kız rollerini teklif ediyor” dedi

Sanki bu iş için doğmuşum

- ‘Gamsız Hayat’ nasıl bir dizi?

Haberin Devamı

Adı gibi bir hikaye çekiyoruz. İnsanlar kendinden bir parça bulacak. Burada zengin - fakir durumunu da işliyoruz ama, zengin aileler ‘onu, bunu yapar’ gibi bir durum söz konusu oluyor bazen.

Zengin ailelerin çocuklarına hayatı öğrettikleri, ‘Al bunu yap’ demek yerine özel okuldan alıp, bir yerde çalıştıracakları, daha gerçekçi bir öykü de var... İnsanlar çok sevecek, özellikle Ela ile Mert çiftine inanacaklar diye düşünüyorum.

- Günümüzde dizi-ler hep saraylarda ve şaşaalı evlerde çekili- yor. Bu durum izleyiciyi yanıltmıyor mu?

Biz de zengin evlerde çekiyoruz ama abartılan şaşaalı hayat yerine, daha gerçekçi bir durumu yansıtıyoruz. Topluma yakın hikayeler... Klişe olarak zengin - fakir hikayesi var ama onun dışında bir sürü hikaye olacak. Gençlik işi ama hayatı öğrenen gençler olarak bu işi sunacağız.

Haberin Devamı

- Ela’da sizi en çok ne etkiledi?

Ela’nın vicdanı, iyi niyeti etkiledi. Bu zenginliğin içinde olup şımarmayıp, dürüstlüğü seçen kişiliği ön planda. Bu kez o zengin kız olmayacağım. O kız Dilara Öztunç olacak. İkimiz de birbirine zıt karakterleri canlandırıyoruz.

- Genelde zengin ve şımarık kız olarak sizi ekranda görüyoruz. Bu kendi seçiminiz mi?

Bundan önce ‘Evlerden Biri’ dizisini çekmiştim, orada masum bir karakteri oynadım. Ceyda Ateş sadece zengin ve şımarık kızı oynar tabusunu ‘Yılanların Öcü’nde gösterdim. Orada da başörtülü bir kızdım. Genelde zengin kızlarını oynuyorum çünkü yapımcılar çok Avrupai göründüğümü ve Türk kızı gibi olmadığımı söylüyor. Bu annemden gelen bir gen olduğu için o özelliğe sahibim. Burada zengin olup vicdanlı olmak beni daha çok cezbetti.

- Seyirci sizce bu diziyi neden izlemeli, iddianız ne?

Gerçek hayatın nasıl olduğunu gösteriyoruz.

- Rolünüz için özel bir çalışma yaptınız mı?

Özel bir çalışma yapmadım. Herkesin bir tekniği vardır, gözlem de yapabilir. Kimisi gözlem yapmadan, yaptım der. Benim mesela ezberim çok kuvvetlidir, sahneye girerken ezberlerim. ‘Kayıt’ denildiğinde okurum, bir anda ezberlerim, isterse 2.5 sayfa konuşayım...
Görüyorum bazı ar-kadaşlarım bir gün önceden ezber yapmaya başlıyor, ben hayatım boyunca bunu yapmadım. Ezber problemim olmadı, inşallah da olmaz çünkü işimin en büyük parçası bu. Oyunculuğa çok küçük yaşta başlayıp usta isimlerin elinde büyüdüm. Bu içten gelen yetenek, sanki bu iş için doğmuşum gibi. Bazı ciddi rollerde gözlem yapmak için film izlerim. Sonuçta kimseyi taklit edemezsiniz. Onda durduğu gibi sizde durmayabilir, sizin yeteneğinizdir çıkan.

Haberin Devamı

- Projeye güveniyor musunuz?

Her işime güvenerek başlıyorum ama iki seçeneğim olacak, ya tutacak ya da tutmayacak. Günümüzde yapımcılar bile ‘İşim tutacak mı, şu tarihte mi yapsam’ derken benim bunu düşünmem büyük saçmalık. Ben verilen işi ve görevi yapmaya çalışıyorum. ‘Bu işte bu oyuncu olduğu için dizi tutmadı’ değil olay, burada ekip çalışması var. İnsanlar saçma bir diziyi çok sevip, iyi bir projeyi sevmeyebiliyor.
Algı çok önemli.

‘Yeni yüzlere de ihtiyaç var’

“İyi ve isim yapmış oyuncularımız var. Her projede herkes olmaz. İzleyici aynı ismi gördüğünde onda bir şey bulamıyor. Tabii ki bir projede oynar ve olur ama her isim her zaman iyi olacak anlamına gelmiyor. Yeni yüzlere de ihtiyaç var. Bu işi emek verip okuyan da, okumayan da yapıyor. Belli bir yerde tıkanıyor. Bazen ‘Keşke bu kadar okumasaydım, eğitim almasaydım’ diye espri yapıyorum. Her şey güzel kız ya da güzel erkek diye de gitmiyor. O insanları fazla abartamamak gerekiyor, sonrasını zaten görüyoruz.

Set ekibiyle samimi ve içli dışlı olurum. Onlarla diyalog kurunca kendimi çok mutlu hissediyorum. Benden çok iyi bahsederler, sağolsunlar. Bazen duyuyorum yeni nesil oyunculardan o kadar şımarık insanlar var ki. Bunlara anlam veremiyorum. Bu iş bir an var, bir an yok. İsterseniz çok iyi isim olun.”

Haberin Devamı

‘Ekibin enerjisi çok iyi’

- Ailenizden oyunculukla ilgili destek gördünüz mü?

Ben aileden yana çok şanslıydım. Zaten babamın ve annemin bu çevreden çok arkadaşları vardı ve beni güzel yetiştirdiler. Hep yanımda oldular. Çocuk yaşta hem baleye gidiyor, hem ata biniyor, hem de piyano çalıyordum. Tiyatro okudum, yabancı dil eğitimine gittim. Hayatım dolu dolu geçti. Emin adımlarla yürüdüğüm için çocukluktan beri ekrandayım ve her sene bir iş yaptım.

- Ali Aksöz’le kimyanız, tuttu mu?

Bu işe ilk başladığımızda oturup bir yemek yedik, sanki bir sezon çalışıp ara vermişiz gibi geldi. Hepimizin diyaloğu iyi. Daha çok Ali Aksöz ve Ahmet Rıraf Şungar’la sahnelerim var. İkisinin de enerjisi çok iyi. Bu işte arkadaşlık, dostluk, gülmek bir yere kadar. Asıl iş profesyonelliğe kalıyor. Mesela partnerinizle konuşmayabilirsiniz ama işinizi yapabilirsiniz. Enerjiniz daha iyiyse daha çok gerçekçi olur ekranda.