25.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Dr.Hasan Çağlar Gürol
Dr.Hasan Çağlar Gürol- Bugün son yıllarda çok konuşulan bağırsak florası, bağışıklık sistemi ve probiyotiklerden bahsedeceğim. Zira hastalarıma söylediğim ilk cümle şudur: “Bağırsak dengesini kurmadan, beslenmeyi düzenlemeden, bağırsak geçirgenlik bozukluklarını, gluten, kazein intoleranslarını, florayı hesaba katmadan yapılan hiçbir tedavi kalıcı ve gerçek bir iyileşme sağlayamaz.” Gerçekten de bu konu son derece önemli. Her şey bağırsaktan başlar. Bağırsak sümüksü zarının tamamı düz bir zemine yayılabilse, ortalama 100 metrekare bir alan yapar. Yani vücudumuzun içi ile dışı arasındaki sınırı oluşturan bağırsak yüzeyi 100 metrekare gibi geniş bir alandır. “Neden içi ve dışı diyorsunuz?” derseniz, bağırsaktan emilene kadar bir madde vücudun dışındadır. Boncuk yuttuğunuzu düşünün, bunu 1-2 gün içinde büyük abdestinizle çıkartırsınız, bu vücudunuzun içine dahil olmamıştır; dışındadır.
Floramız ve probiyotikler
Şimdi bu 100 metrekare kendi ülke (vücudumuz) sınırımızın nasıl korunduğu, pasaport kontrol noktaları, ithalat-ihracat özellikleri, kaçak geçişlerin ve sınır korumamızın yani bağırsak geçirgenliğinin bozulmasının sebep ve sonuçlarını değerlendirelim. Erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon (1.5 kilogram) yani vücut hücrelerimizin 10 katı sayıda, faydalı bakteri (flora) bulunur. Bunlar, bağırsağımızın dışa bakan yüzeyini kaplarlar. ‘Floramız, faydalı bakterilerimiz ya da probiyotiklerin bağırsağın dış tabakasındaki görevleri nelerdir?’ diye sıralarsak; vitamin sentezi yapmak, bağışıklığı güçlendirmek, bağırsak duvarını korumak, toksinlerin kana karışmasını, besin alerjilerini, egzamayı, kanseri, ishali, kabızlığı, böbrek taşı oluşumunu önlemek, yaşlanmayı yavaşlatmak gibi binlerce şey yazabiliriz. Araştırmalarda bazı bakteri türlerini bağırsağımıza vererek depresyondan, kansere kadar pek çok hastalığın tedavisinin yapılabilme olasılığının var olduğunu görüyoruz.
Beslenmenin etkisi
Şimdi en dışta floramız var dedik, onun altında bağırsak duvarı iç döşemesi yani tıbbı adıyla bağırsak epiteli vardır. Bağırsak alanı 100 metrekaredir ve sadece bir kat hücre tabakasıdır. Düşünün, gözümüzün korneası bile beş kat hücre tabakası ile sınırlandırılmışken, bağırsak duvarı sadece bir kattır. Çünkü bağırsağın yabancıların girişine izin vermemek ama besinlerin kolayca emilmesini sağlamak gibi yaşamsal bir görevi daha vardır. Bu tek sıra hücre tabakasında hücreler birbirine çok sıkı bağlarla bağlanmıştır ve sızmalara izin vermez. Tabii günümüz çöp gıdalarla beslenen, bağırsak florası, mikrobiatası bozuk, gluten, ağır metaller, toksik madde bombardımanın altındaki bağırsak epitellerimiz bu kadar dirençli olamıyor ve bağırsak geçirgenlik sendromu (leaky gut) oluşuyor. Madem ki, bağırsak epiteli vücut sınır hattıdır, vücudumuza gıdaların kabul edilmesi için savunma (immün) sisteminin de burada yer alması gerekir. Bu sistemin yüzde 80’i dışa açılan bu 100 metrekarelik bağırsak epitel hattının altında yerleşmiştir.
Hastalıkları tetikler
Bağırsak florası, bağırsak epiteli ve savunma hücrelerini içeren bu üçlü mükemmel yapının bozulması, vücudumuzda ve zihnimizde fibromiyaljilerden, alerjilere, kanser riski artışından psikiyatrik rahatsızlıklara, şeker hastalığından, Hashimato tiroiditine ve cinsel fonksiyon bozukluklarına kadar aklınıza gelebilecek pek çok hastalıkta tetik çekici etki yapar.
Tüm bunlardan sonra “Neden tüm hastalıklar bağırsaktan başlar ve tedavileri de bağırsağı ve beslenmeyi de hesaba katarak yapılabilir?” dememi daha net anladınız sanıyorum. Daha sonraki yazılarımda bu dengeyi tesis etmek, düzeltmek ve korumak için neler yapabileceğimizi anlatacağım. Detaylı bilgi için Instagram hesabımız @drhasancaglargurol ve 0536 725 5454 numaralı WhatsApp hattından bizlere ulaşabilirsiniz. Sevgi, sağlık ve huzurla kalın.