Yazarlar
14.07.2009 16:06
| Son Güncelleme:
Tarçın, defnegillerden bir bitkidir. Anavatanı Güney ve Güneydoğu Asya olan yaprak dökmeyen (dört mevsim yeşil) aromatik kokulu bir ağaç cinsidir. O, Osmanlı mutfağının vazgeçilmezidir.
Eğer sık sık sinüzitten, faranjitten ve ses tellerinizden şikâyet ediyorsanız, tarçını mutfağınızdaki doğal eczane dolabından eksik etmemenizi öneririm.
O mükemmel bir önleyicidir. Faranjite karşı önleyici gücü ve ses tellerinin tahrişine karşı da koruyucu gücü; içerdiği cineol ve cinnamaldehyde etkin maddelerini aynı anda zengin olarak içermesinden kaynaklanır. Bu iki ana etkin maddenin fonksiyonel olabilmesi için de cuminaldehyde maddesinin desteğine ihtiyaç vardır. İşte, bu üçlü maddenin bir arada aynı bitkide bu zenginlikte bulunması tarçına önemli bir ayrıcalık kazandırmaktadır.
Tarçın, üst solunum yolları enfeksiyonlarına karşı hassas olanlara iyi bir yardımcıdır. Ses tellerini koruyan güçlü bir baharattır. Günlük yaşamlarında sesini kullananlara özellikle tavsiye ederim. Öğretmenlere, şarkı söyleyenlere, spikerlere özellikle tarçın çayını haftada birkaç kez içmelerini öneririm. O yeri doldurulamaz bir nimettir.
Dikkat!
Kabuk tarçın veya toz tarçın çok zengin potasyum içerir. Bu nedenle böbrek yetmezliği şikâyeti olanların veya diyaliz hastalarının mutlaka uzak durmaları gerekir.
Âdet dönemlerinde rahatlatıcı
Bazı hanımlar âdet dönemlerini huzursuz ve gergin geçirir. O dönemde uykuları düzensizleşebilir. Genelde hanımlar âdet dönemlerine birkaç gün kala bazı şikâyetlerinin ortaya çıktığından bahseder. Bunların arasında başlıcaları sıkıntı, depresif olma, el ve ayaklarda ve de yüzde şişmeler, stres ve baş ağrısı gibi şikâyetlerdir.
Türk mutfağından eksik olmayan tarçın bu dönemlerde gerçek bir rahatlatıcı ve stres yok edici güce sahiptir. Âdet dönemi başlamadan birkaç gün önce yapılacak tatlılarda kullanılacak bolca tarçın, hem damak zevkini artıracak hem de âdet döneminde sağlığı yakalamakta önemli rol oynayacaktır.
Âdet dönemlerinde bulunan hanımların, akşam yatarken tüketecekleri bol tarçın serpilmiş bir porsiyon tatlı, ertesi güne huzurlu ve rahat başlamalarını sağlar.
Dikkat!
Eğer hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) rahatsızlığınız varsa tarçın tüketiminden veya tarçın çayından uzak durunuz.
Kabuk tarçın çayı
Haftada en az dört kez, kabuk tarçının çayını mutlaka içerim. Ve mutlaka en az 15-20 gün hiç tüketmem. Bunu belirttikten sonra, onu neden bu kadar tercih ettiğimi sorabilirsiniz. İşte, kabuk tarçının çayını haftada en az dört kez tercih etme nedenlerim şunlardır:
- Romatizmaya karşı önleyicidir.
- Faranjite karşı dirençli kılar.
-Yüksek tansiyona yakalanma riskini azaltır.
-Yorgunluğu gidericidir.
-Gerginliği alıcı, sakinleştiricidir.
-Geniş spektrumlu doğal bir antibakteriyeldir.
-Deri hastalıklarına karşı direnç kazandırır.
-Bağırsaklarda nitrozamine oluşumuna engel olur.
-Yoğun çalışma temposunun neden olabileceği baş ağrılarını önler.
-Zihin yorgunluğunu alır.
-Bağışıklık sistemini güçlendirir.
-Migrene karşı önleyicidir.
Değerli okuyucu, burada önemli bir konuya dikkat çekmek istiyorum: Kabuk tarçın çayını abartılı olarak tüketmeyiniz. Haftada en fazla dört-beş defayı geçmemelidir. Dönem dönem 15-20 günlük aralar verilerek tüketilmesi çok daha etkilidir. Unutmayınız, hiçbir bitkisel çayı alışkanlık haline getirmeyiniz. Vücudunuzu alıştırmayınız. Vücudu alıştırmak demek, ona ihtiyaç duyulduğunda etkisinin daha az olabileceği anlamına gelir.
Potasyum deposu
Tarçın, tanıdığım tüm baharatlar içerisinde en güçlü antioksidandır. En az dokuz adet antioksidan içerir. Tarçın ağacının kökleri, potasyuma karşı öylesine seçici (selektif) davranır ki, adeta yetiştiği toprağın potasyumunu emer ve depolar. Kabuk tarçın veya toz tarçın çok zengin bir potasyum deposudur.
Dikkat Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız.