Parti Ajanı

Parti Ajanı

parti@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YEMEĞiNiZi NASIL ALIRDINIZ



Karanlıkta mı yoksa sazlı sözlü dansöz eşliğinde mi? Karanlıkta yenen bir akşam yemeği gözümü, kepçe kazan sesiyle göbek atan dansözlü yemek ise ruhumu açtı


Zifiri karanlıkta yemek, eğlencede yeni ‘trend’ gibi sunulsa da alt metin daha sert, daha anlamlı. Galata Diyalog Derneği, ‘Kör Fotoğrafçılar Projesi’ne gerekli desteği sağlamak için son üç aydır karanlıkta yemekler düzenliyor. Derneğin içindeki büyük salonda ayda üç kez düzenlenen yemeklerde, kör garsonlar servis yaparken kör müzisyenler canlı performans sergiliyor. Asıl amaç algılarınızın ayarlarıyla oynamak, yerine koyabilmek, gerçekten görebilmeyi keşfetmek.
İki program, bir davet arası “Acelem var, şöyle bakıp kaçacağım” derken birbirini tanımayan sekiz kişiyle beraber, ‘herkesin sol eli öndekinin omzunda’ arka arkaya dizilerek içeri alındık. Biraz korku, biraz heyecan herkesin sesini birkaç desibel yükseltiyor. İlk dakikalara korkutucu geçiyor. Savunmasız, ürkek ve kırılgan. Boşluğa bırakılmış gibi, kalabalıkta her daim yalnız olmak gibi, bakıp da görememek gibi bir his hakim. Masaya oturup insanlarla sohbet etmeye başladıkça karanlıkta bir perde aralanıyor. Karanlık, tuhaf bir şekilde herkesi birbirine yakınlaştırıyor.

Haberin Devamı

GÖRMEDEN HİSSETMEK
Yanımda naif sesli bir kadın var. Muzip bir gülümseme, cüretkar bir bakış var yüzünde. Görmüyorum ama hissediyorum. Karşımda kendinden geçercesine dans eden, kıvıran bir adam var. Mutluluğu dalga dalga yayılıyor tüm salona. Gözleriniz tamamen açık olsa bu kadar derinden hissedemeyeceğiniz bir duygu akışı var. Garsonun refakati eşliğinde geri dönüp çıkarken, adamın kolunu sıktığımın farkında olup olmadığımı soruyor. Gülümsüyorum. Görüyor ve o da gülümsüyor. Görmeden hissedebilmek. Belki de hissetmenin en hislisi!

MUTFAKTA BİRİ Mİ VAR?
Birkaç günün ardından Arnavutköy’de bir rakı gecesi. ‘Abracadabra’da Dilara Erbay’ın harikalar diyarındayız. Bu diyar, bilindiği gibi: Mezesi özel, yemekleri nefis, servisi yavaş, manzarası havalı. Yemeğin en can alıcı anında üst kattaki mutfaktan garip sesler gelince tüm ahali mutfakta bitiyor.
Mutfağın fotoğrafı Gırgıriye’den hallice, Roman makamından bozmaca. Şefinden bulaşıkçısına eline kepçeyi kazanı alan bir ritim tutturuyor. Tezgahın tepesinde ise görünmez iplerle tavana asılı en sürmelisinden, otantik görünümlü bir dansöz var.
Dansöz çocukluğumuzun yılbaşı dansözlerinden, İbo Show’un Didem’lerinden, Asena’larından çok çok uzakta bir yerde. Güzelliğinden eser olmasa da kepçenin her kazana vuruluşunda verdiği ritmik yanıt iç gıcıklayıcı, baş döndürücü. Dansöz kısık ateşte kıvırdıkça, saçları terden yüzüne yapıştıkça, millet yemeği bırakıp, elinde rakı, göbek üstüne göbek atıyor. Kapı gıcırtısına oynuyoruz. Kazan kepçe sesinin nesi eksik?