Türkbükü’nde ‘golden’ fanteziler, Boğaz’dan ‘kız kıza’ eğlence manzaraları, Cem Mirap’tan reklamlar... Sırada yaza dair “oh be”ler var
“YOK ARTIK” DEDİRTENLER
Cem Mirap’ın reklam kokan demeçleri: Diğer adıyla ‘Lucca Cem’, basının sevdiği bir isim. Ne zaman şehirdeki eğlence hayatına, yeni trendlere dair haber yapılsa ‘bilirkişi’ kontenjanından kendisi aranıyor, halı hatırı, konuya dair fikirleri soruluyor. Ve nedense cevap hiç değişmiyor. “Şehirde en iyi şarap mönüsüne sahip restoran?” “Lucca.” “Akşamüstü içkisi için en iyi yer?” “Lucca.” “En iyi tapas nerede yenir?” “Tabii ki Lucca’da.” Hangi gazetenin, derginin eğlenceye dair haberine göz atsanız bir adet Cem Mirap fotoğrafı ve yine aynı cevap: Lucca, Lucca, Lucca! Mirap’ın yaratıcı önerileri, özgün demeçleri en son Monocle’daydı. Son sayısında İstanbul ile ilgili geniş bir izlenim yazısına yer veren dergi, eğlence ve şehir hayatıyla ilgili Mirap’a da sorular yöneltmiş. Cevap özünde aynı olsa da Monocle hatırına yeni bir şeyler söylemiş: “Lucca’dan sonra tüm Bebek’i küçük Lucca’lar sardı.” Birinin Mirap’a bu tarz soruların kendi reklamını yapması için değil, özgün fikirlerinden, sunabileceği alternatif önerilerinden bahsetmesi için sorulduğunu hatırlatabilir mi?
Maça Kızı ve ‘çiş’ mevzusu: Türkbükü Maça Kızı Otel’de bir akşamüstü. Müziğin sesi açılmış, içkiler tazelenmiş, tüm gün şezlonglara yapışmış bedenler şimdi tepelere çıkmış ‘dans dans dans’ halinde. Fotoğraf, alışageldik bir Türkbükü manzarasından ibaret. Bu karede gayet rahat, eller havaya eğlenirken biri üstünüze ‘şakır şakır’ işemeye başlıyor. Şaka ya da parodi değil gerçekten birinin ortalık yerde çiş yapmasından bahsediyoruz. Kişinin alkollü olduğu söylense de yüzlerce kişinin ortasında böyle bir şey yapmak uçuk bir fanteziden başka bir şey değil. Türkbükü’nde bu yaz ‘golden’ partiler moda!
Sortie kadınları: Olay Sortie’de cereyan ettiği için kadınların adı ‘Sortie kadınları’ olarak kaldı. Oysa bu kadın ruhu Sortie’den, Reina’dan, tüm mekanlardan zamanlardan bağımsız büyümüş, serpilmiş. Bir Sortie akşamı, yan masada dört kadın var. Saçlar aynı: Civciv sarısı, dipler hafif çıkmış, ucu dalgalı. Makyaj aynı: Boğaz’ın karşı yakasından gözükebilen kırmızı dolgun dudaklar ve solaryum harikası bir ten. Belli ki bu gece önceden hesaplanmış, hazırlıkları günler öncesinden başlamış. Masaya oturdukları gibi garsonu çağırıyorlar. Yemek değil fotoğraf derdindeler. Tüm kombinasyonları deneyip yüzlerce kare çektirdikten sonra garsonu sipariş vermeden “Gidebilirsiniz” diyorlar. Yarım saat, facebook/twitter üzerinden “@ Sortie” başlıklı fotoğraflar girme süreci başlıyor. İşlem tamam, sırada ortalığı kolaçan etmek var. Sipariş hala verilmedi. Bardaki iki adam radara takıldı. Israrcı garsona ‘su ve salata’ siparişi verildi. Bardaki adamlara olta atıldı. Olta ağır çekince olay yerine gidilip yemi bizzat elden vermeye karar verildi. Durum tamamen ‘kız kıza eğlenceden’ ya da ‘Boğaz’da bir akşam yemeği’ başlıklarından yoksun. İtirazımız yok. Herkes dilediği şekilde eğlenebilir. Tek soru şu: Dört kadın yerine dört erkek olsa damsız girmelerine, barda fütursuzca karşı cinse yaklaşılmasına izin verilir miydi? Kapıda “Alamayız efendim” yanıtını vermeden önce cinsiyete değil, zihniyete bakmak lazım belki de...
“OH BE” DEDİRTENLER
Burç Beach’in pazarı: Şehirde yaza dair belki de en güzel şey. Yarım saatte kum, deniz, güneş üçlüsüne kavuşmak, arada beach volley, sörf ya da yoga yapmak... Gün boyu güzel müzik, güzel içki eşliğinde bir pazar için ideal.
Der Die Das’ın bahçesi: Şehrin orta yerinde vaha gibi. Bahçesine adım atar atmaz, sanki Çeşme’ye ışınlanıyorsunuz. Beyaz, ferah, sakin havası birkaç saatliğine İstanbul’un sıcağından stresinden kopartıp, sayfiye rehavetine kavuşturuyor.
X ve Up Lounge’ın terası: Boğaz’ın bitmeyen trafiği, müziğin sesi ha kısıldı/kısılacak endişesi Tepebaşı ve Asmalımescit’in teras barlarına yaradı. Haliç manzaralı iki mekan, Mert Çiller’in Up Lounge’u ve yeni İKSV binası Deniz Palas’ın en tepesindeki X’in roof barı bu yaza dair iki güzel alternatif.
Münferit’in mezeleri: Salaş lüks, postmodern meyhane Münferit’te fiyatlar el yaksa da mezelerin tadı başka bir yerde yok.