Gece çıktığınızda etrafınıza bir göz atın. Eğlence anlayışımız pek dans etmeye meyilli olmayınca geriye tek bir şey kalıyor: Sosyalleşmek. Biraz “Bir kadeh daha?”, biraz “Ateşin var mı?” yardımıyla başlayan yeni diyaloglar, ilişkiler, aşklar... Gecenin ardından tanıştığınız kişiye ne oluyor? Kimisi etiketlenip rafa kaldırılıyor, kimisi ise direkt geri dönüşüm kutusuna... Kimisi hafızaya kaydedilmeye bile gerek görülmüyor. Ardından, sosyal hayatın cilvesi, bir yerde tekrar karşılaşmalar ve kritik bir soru: Bir önceki konuşmanızın, kim ne kadarını hatırlayacak? Genel de cevap aynı: “Pardon, çıkaramadım?” Çıkaramadığın tek şey, içinde nefes almana engel olacak kadar şişmiş egon! Hatırlamanın insanı zayıf; hatırla(ya)mamanın ise müthiş ‘cool’ kıldığı bir düzende yaşıyoruz. Hatırlamamak, hatırlayamamak ne zaman hava atacağımız bir şeye dönüştü? Gerçekten “hatırlayamadınız” diyelim. Bu tatsız durumu “Ne yaparsın tatlım, her gün onlarca yeni insan tanışıyorum” diyerek, karşınızdakini sıradanlaştırıp, kendinizi göklere çıkarmak nasıl bir haz unsuru olabilir?
Lal Dedeoğlu gecesi
Gece şaha kalkan egolarla uğraşmadan, keyifli vakit geçirmenin en güzel yolu, eşli dostlu içki muhabbetinden geçiyor. Bunun için gözünün önünde duran, ama sürekli ıskaladığınız bir öneri verelim: Hafta içi ara kafelerden birinde, akşamüstü, sessiz sakin birkaç kadeh içki için. Nişantaşı’nda Mahalle, Etiler’de All Sports, Asmalımescit’te Babylon Lounge ya da Cihangir’de Susam... Bu kez Mahalle’de, arka arkaya ‘akşamüstü’ içkileri içiliyor. Televizyon karşısındaki oturma koltuklarının olduğu kısıma yerleşince, ev ortamı fena halde üstümüze sinmiş kimisi yan raflardaki CD’leri karıştırıyor, kimisi tabakları üst üste toplamış, mutfağın yerini soruyor. Kimsenin ev halinden çıkıp, bir yere gitmeye niyeti yok. Derken bir ‘son dakika telefonu’ ile havalanıyoruz. Söz konusu Beymen Bej partisi olunca iki mekanda da parmağı olan Lal Dedeoğlu’nun anıyoruz bol bol. Telefon konuşmasında Lal Dedeoğlu ismi geçtikçe, garsonlar dikkat kesiliyor, kulak kabartıyor. Hayır efendim, patronunuzu öldürme gibi hain planlarımız yok. Tamamen tesadüf üzerine kurulu Mahalle sonrası Beymen Bej programının ironikliği üzerine “Gece evine, ertesi gün de Bodrum’daki yazlığına” gibi zorlama bir muhabbet dönüyor masada. Mahalle sonrası Beymen Bej, ‘AVM’de gece hayatı’ kültürüne ısınma turlarından ibaret. Önce Kanyon’da Wan-na, şimdi İstinyePark’ta Beymen Bej... Bej’in Masa’nın hemen karşısında, lüks mağazalar kardeşliğinin ortasında oluşu, boğucu AVM havasından kurtarıp, ‘Beşinci Cadde’den ışıltılı bir kareye dönüştürüyor. İçeride ise Meltem Cumbul’un acayip enerjisi hakim. Mavi defilesindeki ‘organize olmadan organize’ rahat şovu sonrası, kendine güveni tam, neşesi yerinde, Yaşar Gaga ile birlikte eğleniyor. Lal Dedeoğlu’nun yakın dostu Ebru Akel, Abdullah Oğuz ile birlikte New York yorgunluğu atıyor. Ve Seda Akman... Siyah dar ceketi, yüzüne düşmüş siyah kahkülleri ve elinde sigarası her daim ‘cool’. Balans ve manevra konusunda daha tedbirli, içkinin ölçüsünü kaçırmadan, keyfini bozmadan, yanındakilere ‘değişiminden’ bahsediyor durmadan. Gecenin son demlerine kadar Bej’den ayrılmıyor. Masalar kaldırılmaya başlayınca “Haydi Hayal’e” diyor. “Bu gece Nefes grubu var.” Malum, Hayal ondan sorulur. Hayaline kavuşmanın mutluluğuyla devam ediyor geceye.
Bej’de ‘tester’ hayatlar
Ego mevzusuna “Senin egon, benim legom olur” diyerek farkını ortaya koymuş (!) Türk işi Gossip Girl’ler, Beymen Bej’de yine fazla mesaide. Aralarında geçen “Aman Tanrım! Kendimi Hello’nun sayfalarında gibi hissediyorum” konuşmalarını kulak ardı etmek pek mümkün değil. Tüm saç, baş, makyaj, Prada Çanta, Louboutin ayakkabı bunun uğruna değil miydi zaten? Eski/yeni sevgili kataloglarından bitme cemiyet dergilerinde olabildiğince sık boy gösterilecek. Sevgili adaylarıyla, henüz tanışmadan, dergilerden göz kırpılacak. Tanışma için ilk cümlede hazır: En ağdalısından bir “Seni bir yerden hatırlıyorum?” ile tak fişi, bitir işi. Ve evet, yerli playboylar hangi kızlara tanışıp, yakınlaşacaklarına cemiyet dergilerini karıştırarak karar veriyor. O derece bir asil, centilmen ve soyluluk örneği! Bej’de hedefe odaklı gelmiş, iki kişi daha var. Fotoğrafları çekildiğinde hangi ‘kanalda’ çıkacaklarını soran iki kızın göz ucuyla attığı keskin bakışlar, tatsız bir kuşyemi misali öylece ortada kalıyor. Tüm gece boyunca birbiriyle dahi konuşmadan yem atmakla meşgul kızlar, sonunda “Experience Perfection” (mükemmel deneyim) yazılı Maseratti’lerine binip, uzaklaşıyorlar. Maserati ‘test’ arabasıyla uzaklaşırken, kim bilir, belki de üzerindeki kıyafetleri ertesi gün nasıl geri vereceklerini düşünüyorlardı?