Bu cuma şehrin parti insanları farklı bir partileme seansı yaşayacak. İthal festival, ‘Club to Club’ üç kulüp arasında tek bileklikle köprü kurdu
Didişmeleri, hır gürleri bir yana bırakalım, kardeş kardeş eğlenmemize bakalım. İstanbul’da ilk kez bu hafta gerçekleşecek ‘Club to Club’ böyle buyuruyor. ‘Kardeş şehir, kardeş kulüp’ lafı dilinde, tüm Avrupa’yı dolaşan kült festival sadece kulüpler değil, şehirler arası da sanatsal bir bağ kuruyor. 10 yıldır Torino ve Milano’da gerçekleşen ‘Club to Club’un hoşluğu, festivale her yıl üçüncü bir kardeş şehrin dahil olmasında. Berlin, Rotterdam, Brüksel derken bu senenin kardeş şehri İstanbul seçilmiş. Festival uğradığı şehirlerdeyse, farklı kulüplerde aynı anda tek bir parti vererek kulüpler arası kardeşlik kuruyor. Peki cuma gecesi neler olacak? Aynı anda Ghetto’da Shed, Scuba ve Factory Floor gibi Avrupa’nın cool DJ’leri sahne alırken, Marcel Dettman 11:11’i, Gomma Nights Mini Müzikhol’ü coşturacak. Gece, “Önce nereye gitsek?”, “Hangi kulüp şimdi daha iyidir?” gibi sorulara gebe. Programınızı iyi yapın, güzel organize olun. Kulüpler arası koşturmak için altınızda rahat bir ayakkabı, ‘Hangi kulüp en iyi havada?’dan haberdar olmak için cebinizde şarjı full bir Blackberry/ıPhone olsun. Koşturması, telefon trafiği bol bir gece bizi bekler.
SON DURUM NOTU: Şimdi konuşulan İtalyan ekibin, İstanbul’un enerjisine, hal ve duruşuna hayran oluşu ve İstanbul’u Torino ve Milano’dan sonra festivalin üçüncü şehri yapmak istemeleri. ‘Club to Club’ ekibi, bir nevi İstanbul’u kardeş şehir kontenjanından çıkarıp üvey evlat olarak nüfusa geçirmek niyetinde. Seve seve verdik, gitti.
HAFTANIN ‘OH BE’LERi:
EN İYİ ‘İÇ’ MEKANLAR ÖDÜLLLERİ 11:11 ve MAC BEBEKÖY’E
Geçen haftalarda sessiz sedasız Arkitera’nın ‘Intrea İç Mekan Ödülleri’ dağıtıldı. Havasına suyuna, taşına toprağına feda mekanlar, mimari şıklıklarından ötürü nihayetinde ödüllendirildi. Ödüllü mekanlar arasında eğlence kategorisinde 11:11; ticari mekan kategorisinde Mars Atheletic Club Bebeköy var. 11:11’deki Blaise Pascal’ın Sayı Üçgeni uygulaması; Mac Bebeköy’deki bahçeyle bütünleşmiş, gün ışığına açılan yalın ve bol ışıklı ambiyans Batı’da bile benzerlerine nadir rastlanacak cinsten. Gün boyunca kapısını arşınladığınız mekanlara şimdi başka bir gözle bakmak zamanı.
HAFTANIN ‘YOK ARTIK’LARI:
HALLOWEEN KOSTÜMÜ HİTLER
Hafta boyunca 40’ı aşkın Halloween partisi, kilo kilo bal kabağı, onlarca fantezi unsuru kılık kıyafet heba edildi. Partinin hakkını veren, alabildiğine korkunç gözüken de var, Feriştah’ın fentezi dünyasına sürüklenip kıyafet partisi bahanesiyle edeleli kollarını sergileyen ya da seksi hemşire, şeker kız Candy rollerine bürünen de. Kıyafet partisine gideceğim derken insanın Feriştah’lığı tutması anlaşılabilir bir durum da, Hitler kıyafetine ne demeli? Dünya çapında bir Halloween partisine Hitler kılığında gelmiş başka biri var mıdır? Milleti korkutmaya mı çalışmış yoksa Nazi fantazisini mi kırbaçlamış çözemedim.
TIKLAMADAN GEÇME:
BOOOOOOOOM!
Jeff Hamada’nın sanat blog’u, hobiden çıkıp heyecan verici şeyler topladığı bir platforma dönüşmüş. Hamada, sanal alemde tanışabileceğiniz en pozitif, en ‘sıfır ego’ adamlardan. Blog’uyla ilgili amacı, duruşu gayet net: “Sadece sanatı kutlamak istiyorum” diyor. Doğuştan seçilmiş, özel burna sahip. Yeteneğin kokusunu alıyor. Hamada’ya göre en büyük haz, baba artistlerin yanına, ‘sanatçı’ olmakla derdi olmayan, sokaktan çıkan yaratıcı beyinlerin işlerine yer vermek. Blog’da sanat, tasarım, film, müzik, fotoğraf gibi alt kategoriler mevcut. Özetle Booooooom!, sanat okuluna girmemiş, sanat okumamış, aklını sanatla bozanlar için.
iÇMEDEN?ÇIKMA
EVDE ARİSTOKRAT KOKTEYLLER
ÖTV vergisi tavan yapmış, sevdiğimiz içki markaları bir bir bu topraklardan sürgün edilmişken, yeni tatların gelişi daha da tatlı geliyor. Yeni keşfimiz, Fransızlar’ın aristokrat likörü Chambord. Ahududu likörü, gece öncesi evde tatlı tatlı demlenmek için ideal. ‘Emine Beder’liğiniz tutarsa yarım ölçek Chambord’u iki ölçek votka ve iki buçuk ölçek ananas suyuyla karıştırın. French Martini’niz hazır.