Parti Ajanı

Parti Ajanı

parti@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Herkes ‘İstanbul Fashion Week’in bir tarafından tutmuş, kendi penceresinden / köşesinden veriyor gazı, ortalık toz duman. Köşenin başlığı itibariyle, benim payıma düşen “Peki, afterparty’ler nasıldı?” başlıklı bir yazı. Almayayım, kalsın. Alana da mani olmadan, hafta sonu geçirdiğim ‘moda partisi’ kazasından geriye kalan sağ hücrelerimi ‘o geceye, o ana’ döne döne kaybetmeden, ‘sıradan’ bir hafta sonu gibi algılamayı tercih ediyorum.
Sıkı bir itirafla başlayalım: Modayla nefes alıp veren her canlıdan ödüm kopuyor. Tasarımcısından fotoğrafçısına, editöründen bloger’ına, yazanı çizeni, giyeni giydireni, hatta okuyanı ve hatta okuyamayanı dahil, topyekün tırsıyorum. Belki de işin içine girmesi çok kolay gibi gözüktüğünden, profesyonelleri ayrı tutalım, herkes bir ‘bilmediğini bilme’ safhasında. Sivri sivri ahkam kesmeler, beni defile izlemeye dahi korkar hale getirdi. Stil konusunda kendi kumaşıyla kavrulan birey olarak, hayatımdaki defile eksikliğini hiç hissetmedim, orası ayrı. İşin moda kısmını bilmediğini bilenlere devredelim, biz afterparty için Tamirane’ye yol alalım. İlk günkü parti fiyaskosundan sonra, ikinci günkü Mavi partisi bir nebze de olsa iyi geliyor. Taze meyve sulu votka shot’lar, Mavi’nin ‘cool’ mankenleri ve Ece Sükan partinin havasını ısıtıyor. Ya da sıcaklığın sebebi bahçedeki barbekü ve büyük sobalar mıydı? O son, votka shot’lar içilmeyecekti. Partide havalı bir kalabalık oluşsa da Mavi defilesinin ardından başlayan Bahar Korçan defilesi, partinin kısa ve net olmasındaki en büyük etkendi.

Haberin Devamı

Kahvedan’da ‘ihtiyaç’ molası
İki moda partisi arası Cihangir’de kısa bir ‘ihtiyaç’ molası: Güzel yemek, güzel şarap eşliğinde Kahvedan’da ‘oldies’ takılmaca. Gün boyunca, elinde Türk kahvesi, ardı ardına tüttürdüğü sigaradan fırsat bulup, en çatallı sesiyle, sohbete malzeme olan her isme dümdüz giden entel dantel takım yüzünden Cihangir’i haritanızdan çıkardıysanız, önyargılardan arınıp, tekrar düşünme zamanı geldi. Kahvedan, Meyra, Symrna, White Mill, Susam gece turlaması sırasında bir ‘es’ almak için gayet makul. Yenilerden Kort Pizza ve Fol Burger’i de unutmayalım. Gecenin en keyifli saatlerini yaşadığımızdan bihaber Kahvedan’da yudumlanan şaraplar sonrası, “Kapıdan bir arkadaşa bakıp, çıkacağız.” bahanesiyle, fazla kalmamaya baştan niyetli, W’daki Elle partisine geçiyoruz.

Haberin Devamı

Elle partisinden notlar: Kimi nişandan kimi yataktan
Partinin genel havası bilindik karelerden ibaret: Çoğunluk, kendi PR’ını yapmaya derdine tutuşmuş, iki hey/ah anı üstüne patlatılan en yapayından bir “Nasılsııın canım?” ile sosyal statüsünde “Ben de varım / ben buradayım” ekoları yükseliyor. Ya da egoları... Her neyse, filmi birkaç dakika geriye sarıp, “Nasılsın canım?” anına dönelim, ağır çekimde tekrar izleyelim. Karşıdakinde önce boydan, ardından yandan bir süzüş hali. Göz ucuyla ufak ama keskin bakışlar atıyor. Boydan; çünkü tepeden tırnağa ne giydiğinin fotoğrafını çekiyor. Yandan; çünkü partiye kiminle geldiğini hafızasına kazıyor. Gün boyunca dip dibe, burun buruna nefes alan kişilerin, partide karşılaşıp yıllardır görüşmemişçesine birbirine abartılı öpücükler konduruşu, yüksek volümle rol kesişi, partilerin olmazsa olmaz karelerinden. Tüm bunlar, Elle partisine özel bir hal, tavır silsilesi değil elbet.
Gecenin en ‘klişe’ kareleri, söz konusu moda partisi olunca, iyice avamlaşıyor. Gecenin özüne dönersek... Partinin en büyük tamamlayıcı unsuru, kuşkusuz, ev sahiplerinin hali / tavrı olunca gözüm, Elle’in yayın direktörü Işın Görmüş’ü arıyor. Bir ara kuru kalabalığın ardından ışıldıyor: Gerginliğini örtecek kadar neşeli, zarifliğinden ödün vermeyecek kadar mesafeli. İpin ucu kaçmış, VIP, özel konuk derken, ip Elle’in moda dergisi olduğundan bihaber “Duyduk, geldik”cilerin eline kadar düşmüş. Yine de Işın Görmüş’ün zor ve izdihama meyilli geceyi makyajı bozulmadan tamamlaması takdir konusu. Şıklığına diyecek söz yok ama gözüme takılan diğer kıyafetler tamamen yorumsuz: Kimi nişandan (bakınız: Naz Elmas) kimi yataktan(bakınız: kırmızı iç çamaşırıyla gezinen sarışın kız) kalkmış gelmiş. Ne kadar şık olduklarına dair yorum yapamasam da nereden geldiklerini (!) tahmin etmek pek zor değil.
Tuba Ünsal’ın Murat Pilevneli’nin içindeki parti canavarını çıkarışı (bir gecede sayısız parti), Eda Taşpınar’ın onca itiş kakış arasında ısrarla, umursamaz bir tavırla, dans edişi partinin diğer takdire şayan konuları.

Haberin Devamı

(T)avlama sanatı: W Lounge
W’daki akış net: İçeri girmenizle beraber dümdüz ilerliyorsunuz. Bar faslını geçip, sağa dönüyor, mekanın arka kısmında boy gösteriyorsunuz. Turu tamamladıktan sonra tekrar olduğunuz yere dönüp, bar ile DJ’i çaprazına alacak bir biçimde yerleşiyorsunuz.
Yarım saatin ardından kısa bir tur daha. Etrafınızda döndüğünüz belli olmasın diye turun sonunu bu kez terasta getiriyorsunuz. Terasta, biraz sigara, bol muhabbet derken, tekrar sıcak bölgeye inip avınızı tavlamayı bekliyorsunuz. Acı ama gerçek, W’da tavlama sanatı böyle işliyor.