Parti Ajanı

Parti Ajanı

parti@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir açılış, bir parti ve birkaç bar ziyaretinden geriye kalan sorular

Maison Française partisindeyim. 15’inci yaşını doldurmuş. Pera Palas’ta şık bir parti verilmiş. Tasarımcısından mimarına tüm ahali burada toplanmış. Kitle, yaratıcı beyinlerden oluşunca partinin tadı tuzu da farklı oluyor. Pasta sonrası kısa bir video dönüyor. Belli başlı isimlere sormuşlar “Nasıl bilirsiniz bizim dergiyi?” diye. Cevaplar iyi hoş da her mimardan, tasarımcıdan farklı bir dergi ismi çıkıyor: Français, Franses, Fröounsua, Fırançöz. Merak konusu: Bir tasarım dergisi olarak, yeniden açılmış Pera Palas’ta davet verip hazıra konmak yerine daha sürprizli, daha şaşırtmalı, ‘a la maison’ bir yerde tasarım işi bir gece kotarılsa fena mı olurdu?
* * *
Nublu’nın açılışındayım. Eski Lounge, yeni Nublu olmuş. Flypropaganda, Nublu duvarlarını şık işlerle süslemiş. Merak konusu: Bu Nublu, New York’taki Nublu’nun nesi olur? İkinci dereceden kuzen mi üvey kardeş mi? Kan bağını, Nublu’nun bu kış programı belirleyecek.
* * *
Bir galeri açılışındayım. Kocaman ortak bir merak konusu: Basılır mıyız? Bizi de tartaklarlar mı? Bu işin arkasında kimler var? Ah, o 'arkasında kimler var kimler!'
* * *
Maybe Salomanje’deyim. Tavana uzun ince bir kara tahta yerleştirilmiş. Tahtaya yazılmış 'belki'li laflar düşündürüyor. Düşündürürken boyun ağırtıyor. Barda içkini içerken ihtimaller denizde açılmak gibi.
* * *
Corridor’dayım. Yanındaki ufak barı hüpletmiş, alanını büyültmüş, büyülerek çoğalmış, çoğalarak güzelleşmiş. 'İyi ki var' dedirtiyor adama. Açılış gecesindeki “Arkadaşlar, barda içkimiz kalmamıştır” anonsu hâlâ dalga konusu. Barda içki biter mi? Corridor’da biter. İki adım ileride Yalın, gerisindeyse Timuçin Esen ve saz arkadaşları var. Yalın rahat, keyfi yerinde. Altında kot, elinde bira, tam da olduğu gibi, olması gerektiği gibi. Merak konusu: Corridor, yanı başındaki boş dükkanı da alıp daha da genişler mi? Genişledikçe o ruhu da genişler, kaybolur mu?

MERAK, AJANI ÖLDÜRDÜ


19'UNCU KATTA AYAK iZLERi!
Nike’ın 'Platform' partisinin ardından posta kutusuna bir '9' dergisi daha düştü. '9' ile henüz tanışmamış olanlara dip not: Konsept derginin her sayısında farklı bir konsepte, farklı bir markaya yer veriliyor. Ardından gelsin derginin partisi ya da partinin dergisi. Üçüncü sayı, dokuz tasarımcının kendi Nike’larını yaratma anından yakalanmış fotoğraflardan oluşuyor. Sade, gerçek ve sıcak. Derginin son sayfasına daktilo vuruşlarıyla düşmüş yazı, şehir insanını düşündürüyor, acıtıyor, silkeliyor. Sade, gerçek ve sıcak. 'Pera’da 19'uncu kat. Otomobiller küçük, insanlar daha küçük. Hafif yağmurla ıslanmış yollar. Lastik izlerini sular örtüyor. Belli belirsiz. Ya hayatın izleri? Tanımsız ama kalıcı. Müthiş bir koşturmaca. Nereye, ne için, kim için? Rüzgar mı belirliyor yönünü, yoksa fırça darbeleri mi? Biri doğanın gücü, diğeri düşüncenin. Yüksekten daha iyi görünüyor. Bir yanıp bir sönmeler, inişler çıkışlar, dur kalklar, yazıp silmeler, gidip gelmeler, ağlayıp gülmeler. Hepsi ayak izleri, hepsi hayatın izleri. Bende ise, nafile bir yükseklik korkusu. Bak bakabilirsen. Amaaan kim takar seni!... Nokta.


iSTEMEDEN DUYDUKLARIM:
“iŞiN SIRRI ÇITIRLARLA TAKILMAK”

- Yer: Anjelique 4 Saat: 01.30
Erkek 1: Abi, her gördüğümde daha da gençleşiyorsun. Üstelik o kadar içki ve alkole rağmen.
Erkek 2: Sırrı basit oğlum, genç kızlar.
Erkek 1: Nasıl yani?
Erkek 2: Kendime limit koydum. 24 yaş üstü kızlarla işim olmaz. 18-24 arasının ten kokusu, ruhunu tazeliyor. Üstelik performans stresine giriyorsun. Uzun uzun sevişebilmek için sürekli kendine bakman, spor yapman lazım. Böylece gittikçe dinçleşiyorsun. 24-35 arası kadınlarda bir haller, ‘ben filancayım’ duruşları; 35 yaş üstüyse göbek meraklısı! Restoranda kaşı gözü durmaz, eve gelince kafasını koyacak yumuşak bir göbek arar!
Erkek 1: Nasıl çaktın bu durumu?
Erkek 2: 21’lik bir kıza aşık olup, göbeğimden ve karımdan kurtulduktan sonra!