ZERO’nun yeni apartman dairesi kafa karıştırıcı, algıyı zorlayıcı video görüntülerine yer veriyor.Alışageldik konseptli partilerden fenalık gelmişken, taze parti haberi heyecan dalgası yaratıyor. Partinin adı: AP(ART)MAN PARTY NO.2 TÜNEL: “Join Our Invasion”. Yer, Tünel’deki Bottel apartmanı. 1900 yılında Sultan II. Abdülhamid’in terzisi Jean Bottel için inşa ettiği bina Tükiye’nin ilk moda evi olarak biliniyor.
Mimar D’aronco’nun asırlık eseri mart ayında restorasyona girmeden ilk ve son defa bir parti için kapılarını açacak. ZERO ekibinin apartman partilerinin devamı niteliğindeki partide, “Join Our Invasion” mottosuyla, Mad Max’e, 1984’e inceden göndermelerde bulunup diktatörlerin devrildiği, devrimin başladığı bir dünya yaratılacak. Şehirde ilk defa bir parti için şehrin en ‘cool’ ve ‘upcoming’ 12 ismi haftalar öncesinden eski bir apartmana kapanmış, harıl harıl çalışıyor. Modacısından fotoğrafçısına, mimarından tasarımcısına mahşerin 12’lisi parti için zamansız ve yersiz bir atmosfer yaratıp ütopyalarını gerçekleştirecekler. Devrimi, varaklı çerçevelere yerleştirilmiş plazmalarda gösterilecek, !F filmlerinden alınmış en can alıcı sahneler destekleyecek. Fotoğraf ile video arasına sıkışmış saniyelik görüntüler, kafa karıştıracak, algıyı zorlayacak. Gecenin özel konuğu ise !F İstanbul’un ‘VIP’ tayfası. Devrime katılmak için cuma gecesini bekleyin. ZERO’nun yeni apartman partisi son zamanların en enteresan partilerden biri olacak.
KERMES AJANI: KAMA SUTRA KİTABI İLE EMEL SAYIN KASETİ Mİ?Kermesleri nasıl bilirdiniz? Birçoğunun hafızasına “okul hayrına satılan incik boncuklardan bozma gün” olarak kazınsa da benim ortaokul/lise yıllarımın bol kısırlı ve nefis ev yapımı kekli ziyafet günlerinden ibarettir.
Hafta sonu Nişantaşı’ndaki Den Cafe’de yapılan kermesin asıl sebebine gelmeden nazik bir uyarı: Post-modern kermes, 14 Şubat sarhoşu sevgililerin pek hoşuna gitmeyebilir.
“14 Şubat'ın herkes için bir anlamı vardır, olmayabilir de. Bugünü daha anlamlı hale getirmek için eski sevgiliden kalanlar diye kermes yapıyoruz. Eski sevgiliden kalanları satıyoruz” mesajıyla başladı her şey. Her markanın boncuk bulmuşçasına saldırarak 14 Şubat’ın yapay pembeliği ve iç bayıcı çilekli kokusuyla süsleyip pakladığı ‘Sevgililer Günü Promosyonları’na karşı atılan en müthiş çalım bence. Parlak fikir Hakan San’a ait.
“Bütün aşklar satılık” felsefesiyle yola çıkan San, kermes vesilesiyle, anneannesinden, büyük dedesinden kalma vintage gözlükleri de aynı gün satışa sunmuş. Maksat trajikomik etkinliğe farklı bir hava katmak. Kermeste elliyi aşkın katılımcının çoğunluk gay ve kadınlardan oluşması pek sürpriz değil sanırım. Satılan eşyaların listesi hayli ilginç: Kama Sutra kitabı, Trainspotting’in soundtrack albümü, kitap, kül tablası, Barcelona forması, Emel Sayın kaseti, Victoria Secret iç çamaşırı… Var da var. Bir Emel Sayın kaseti, hangi ilişkinin hassas objelerinden biri olur da ilişki sonrası evdeki varlığına katlanılamaz? “Evdeki çerçöpü atmak yerine satmak isteyen olmasın?” şeklinde şüpheci yaklaşsam da her eşyanın arkasından enteresan bir hikaye geliyor.
Kül tablasını ele alalım. Meğer ‘The Kül tablası’ beraber içilen ilk sigaraya şahit olmuş, üstüne ilk izmarite ev sahipliği yapmış. Kermeste ilk satılan eşyalardan birini Kama Sutra kitabı olması, günün anlam ve önemini belirten en güzel hareketti.