AYAKÜSTÜ GÜNCELLEME PARTiSi
'Filmekimi' açılış partisinde bir ‘set’ dolusu oyuncu kapı önüne doluşmuş sohbeti koyulaştırıyor. Partilere katılma sebebi eğlenmek, dans etmek değil de sadece ‘konuşmak ve konuşmak’ olabilir mi?
Partilerin ayaküstü sohbetlerini hafife almayınız. Özünde havadan sudan ibaret parti diyalogları ince ayar gerektiren, teferruatlı bir mevzu. “N’aber? Nasılsın? Nasıl gidiyor?”larla peynir gemisi yürümez, yürümüyor da. Mümkünse hal hatır sormacadan ibaret basmakalıp, “Eee daha daha ne haber?” konuşmalarıyla insanların enerjisini emmeyiniz, ruhunu sökmeyiniz. Sohbetin konusu, uzunluğu, tadı, tuzu önemli. İlginç, komik, hafif konular hakkında kısa kısa konuşmak partiler arası sosyalleşmenin
Son moda gayet net olmak, özet soru sormak: “Güncelle beni.” İlk duyduğumda “Nasıl yani?” demeye kalmadan ne istediğini açıkça izah etti: “Aman işte hayatındaki son gelişmeleri kısaca özet geç. Kız durumları, iş konusunda ne yaptın, milletten yeni dedikodular falan filan” Ne hissettiğinizin ne düşündüğünüzün pek de önemi yok. 3-4 cümleyle sizden alacağını alıp sıradakine geçme merakında. Çoğunun bir partiye, davete gelme sebebi 3-5 tanıdığı görüp, iki çift laf edip, insanlar hakkında güncellemek. Bir yandan da kendini güncelletmek, hayatındaki son gelişmeleri ‘alt yazı’ geçmek.
Amaç güncellemek, güncellenmek
Ayaküstü muhabbeti bol, kişisel güncellemelerden geçilmeyen İKSV Salon’daki' Filmekimi' açılış partisindeyiz. LG sponsorlu partide minik popcorn’lar, yapay da olsa yerlere saçılmış sarı sonbahar yaprakları, ‘Blues Brothers’ çekimi 'film ve sonbahar'a dair melankolik-eğlenceli havayı yaratsa da, kapı önü sohbet oyuncu ağırlıklı davetlilere daha tatlı geliyor. Sebebi basit: İnsanlar sosyalleşmek, konuşmak, dedikodu yapmak, yandakilerin yakınlaşmasını dikizlemek ve güncellemek/güncellenmek istiyor. Partisi, içkisi, müziği bahane. ‘Şahane’ olansa gecenin ön grubu Model. Tanıştıralım, yeni keşfimiz. Siyah, kısa ve dağınık saçlı vokalistin asi sesi, tüm Salon'u kaplamış fiskos sesini bastırıyor. Grup, 'Hayalet Avcıları’ndan 'Çingeneler Zamanı’na anısı bol film müziklerini kolaj yapmış, bir bir seslendirince salon iyice kıvama geliyor. Arka fondan akan filmlerden en can alıcı kareler, geceye dair bir başka hoşluk.
Kapı önünün dört tarafı oyuncularla çevrili olunca yeni projeler, set dedikoduları havada uçuşuyor. Özge-Engin Altan çifti önce çıkıyor, yakın dost Rıza Kocaoğlu ve tayfasıyla karşılaşınca "Hadi, bir 10 dakika daha” diyerek tekrar Salon'a dönüyor. Hatice Aslan, 'la vogue’ çekimin övgülerini kabul ederken, manevi kızı Ece’nin her oyuncuya nasip olmayan rahat, cool ve ‘gerçek’ tavrıyla partiliyor. ‘Geniş Aile’ ile parlamış Yeşim Ceren Bozoğlu “Ne kadar da hoş, güzelmiş”; Erdil-Begüm çifti “Ne kadar da tatlı ve komiklermiş” dedirtiyor.
Demirkan Salon’u nasıl boşalttı?
Parti dışarı taşmışken, içeride Salon’un sahnesinden sessiz sakin Demir Demirkan geçiyor. Demirkan’a birileri “Demir’ciğim kendi şarkılarını okumasan? Malum, 1-2 tanesi dışında şarkılarını bilen yok” demiş olabilir mi? Kendi şarkılarına geçmesiyle Salon’un birden boşalması tesadüf müdür, yoksa birilerinin haklı çıkması mıdır? (Nerede o Timuçin Esen’in aynı sahnede estiği partiler?) Demirden hayallerin gerçekleştiği yer, böyle bir parti olmamalı. Belki bir Hayal Kahvesi ya da Roxy, Demirkan’ı daha sıkı kucaklamaz mı?
VOTKA BAŞTAN KOKAR!
Farklı aromalı votkalara aşinayız. Votkacılar meyve sebzeleri tüketti, şimdi deniz mahsullerine daldı. Balkanlardan gelen, balık kokulu yeni içki 'trend’i gece kulüplerini akvaryuma dönüştürecek. Sınırlı sayıda üretilen füme somon aromalı votkanın rengi aynı renk, tadı aynı tat gibi dursa da balık içmiş gibi hissetmek mümkün. Kılçıklara dikkat!