CaddeÖZGÜRLÜK ADASI SİZİ ÇAĞIRIYOR

ÖZGÜRLÜK ADASI SİZİ ÇAĞIRIYOR

26.08.2013 - 19:34 | Son Güncellenme:

Bir ada düşünün, bir de müzik festivali... 70 ülkeden 400 bin kişi gelmiş, 1 hafta boyunca sorun yaşamadan eğleniyorlar. Sziget Festivali böyle işte. Gittik, gördük, yazdık

ÖZGÜRLÜK ADASI SİZİ ÇAĞIRIYOR

Bir adada, insanın kendini özgür ve rahat hissetmesinin türlü sebebi olabilir. Ne bileyim, asıl karadan kopmuşsunuzdur işte, ötesi var mı?
Müzikli ortam denince, en ihtişamlısının müzik festivalleri olduğunu söylesek uygun olur herhalde...
Buraya kadar yazdıklarımızı birleştirelim ve devam edelim...
Bir müzik festivali olsun. Bir adada cereyan etsin. Ada büyük olsun ama; 76 hektar falan iyidir. Dünyanın çeşitli milletlerinden (70 ülkeye kadar yolu var) güzel insanlar orada birleşsin. Uçalım biraz, 400 bin kişi gelsin. Uzun olsun, 1 hafta falan sürsün.
Çok sevdiğimiz gruplar çıksın irili ufaklı. Çok gruba çok sahne... Rakam veriyorum; o da 60 olsun.
400 bin kişiyi sadece müzik keser mi; başka aktiviteler de olsun.
“Böyle bir ada, böyle bir festival bulsam çadırımı kurar 1 hafta oradan çıkmam” diyorsanız şayet, bir ihtimal var.
Bu yıl 21’incisi düzenlenen ve Macaristan’ın Budapeşte’sinin Obudai Adası’nda yapılan Sziget Festivali’ne; bir grup şahane arkadaş el ele tutuşup gidişimizin nedeni budur işte.
Yeni Rakı, bir süredir yurt dışı tanıtım faaliyetlerine ağırlık vermişti. Kendileri, Sziget’e sponsor olmaya karar verip orada kocaman bir Roma Çadırı da kurunca “Haydi çocuklar, gidiyoruz” dediler. Biz de hazırladık sırt çantalarımızı, düştük yollara...

Haberin Devamı

- SzIget Festivali, bu konuda farklı görüşler olsa da, birçok açıdan Avrupa’nın en büyük müzik festivali.
- Bu yıl; Blur, Franz Ferdinand,
Editors, Nick Cave and The Bad Seeds, David Guetta, Mika, Bad
Religion, Biffy Clyro, Skunk Anansie, Peter Bjorn&John, Editors, Calexico, Zaz gibi isimler başta olmak üzere, birçok önemli isim katıldı festivale.
- Üst üste sayınca isimlerini, şahane bir his verse de bu seneki line-up’ın (sanatçı listesi) geçmiş yıllara göre zayıf olduğu söylenebilir. Olsun, ben çok eğlendim.
- Çok ilgi çeken Ana Sahne ve Party Arena, (DJ mevzuları) dışında akla hayale gelmeyecek sayıda sahne, çadır ve alengirli aktivite ortamı vardı.
- Dünya müziği; Macar, Afro-Latin, reggae, mambo dinleyebileceğiniz ayrı alanlar var mesela. Festival sponsorlarından Yeni Rakı’nın Roma Çadırı ise daha çok Balkan, Roman ve Türk müziklerine odaklanmıştı. Orada ne şahane partilere şahit olduk bir bilseniz. Bu arada Yeni Rakı, çeşit çeşit kokteyl olayına girmiş. “Bubble Gum”lar çok değişik bir sunumla ilgi gördüler festival ahalisince.
- Roma Çadırı’ndaki o partilerin birkaçında; fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut, Redd’in solisti Doğan Duru, organizatör Nadir Duman ve Kaan Sezyum’un; takviyeli DJ performansları oldu. Mehmet Turgut demişken, kendisinin “Rock’n Frame” sergisi de büyük ilgi gördü.
- Sirk, opera, tiyatro, film gösterimi, mistik oyunlar, tarot labirentleri, spor ve beach aktiviteleri, work shop’lar, yoga’sı, stand up şov’u da vardı eş zamanlı olarak. Böyle hızlı geçtim ama “Hangi birini keşfetsem?” diye başım döndü inanın. (Hatta itiraf ediyorum, tarot labirentine girdim.)
- Yemek mevzusunu çözmüşler. Festivalde ne olur? Tosttur, hamburgerdir, sosislidir değil mi? Burada gastronomik bir uçuş var. Bir sürü ülke mutfağı, türlü türlü seçenek. Başım döndü.
- Tuvaletler, çamaşır suyuyla ovalanmıştı diyemem. Hatta fenaydı. Ancak festivalciler bilir ki, bu denli kalabalık ortamlarda sıra beklememek daha önemlidir. Beklemiyorsun kardeşim, inanılmaz. Keza barlar için de bu böyle...
- Eğer alanın bir ucundan diğerine hızlı adımlarla yürümek isteseniz 40 dakikanızı falan alır. Ama sorun şurada ki, asla hızlı yürüyemezsiniz. Deminden beri anlattığım üzere yer gök aktivite, konser, dans... İnsanların samimiyet ve rahatlığı da cabası. Yürürken ağzınızdan yanlışlıkla “Hey” lafı çıksa hemen biri yanınıza gelip muhabbet kuruyor. Siz de içinizden “Ne güzel” diyorsunuz. Kısacası alanı baştan başa yürümeyi denemeyin.
- 400 bin kişinin olduğu yerde çalışanların; hele güvenlik görevlilerin çok sinirli olması gerekir değil mi? İnanılır gibi değil, hepsi birer melek. Biz başka türlü bir muameleye alışık olduğumuz için o da ayrı bir tattı, söz etmeden geçemem.
- Biraz toz, duman durumu var. Hava durumunun da; hem gün içinde, hem de günden güne nasıl bir şekil alacağı hiç belli olmuyor.
-Festival deneyimi olan biri olarak söylüyorum ki, Sziget her haliyle bambaşka. Her şeyden önce ruhu var. Boşuna “Özgürlükler Adası” demiyorlar oraya. Üstelik içinde hoşgörü ve samimiyet barındıran cinsinden... Türkiye’de bir ofisleri olduğunu da düşününce (www.szigetturkiye.com), “Neden seneye ağustosta gidilmesin?” diyor festivalci bünye...