Ne olursanız olun yaptığınız işi pazarlayamazsanız hiçbir şeysiniz!
Ağustos böceği bütün yaz şarkı söylemiş, karıncaysa hep çalışmış ve yemek toplamış. Ama artık devir değişti. Ağustos böceği pop star oldu karıncaysa deli gibi çalışmasına rağmen yarı aç yarı tok.
O zaman ne yapmak gerek?
Önce şu ağustos böceğiyle karıncayı hayatımızdan çıkartarak başlayalım işe. Çağın en önemli mesleği nedir sizce? Herkes değişik cevaplar veriyor: Doktorluk, gazetecilik, aşçılık, avukatlık falan filan. Bence, pazarlama! Ne olursanız olun yaptığınız işi pazarlayamazsanız hiçbir şeysiniz! Ayda 2 bin lira kazanan doktor da var 200 bin kazanan da. Aynı şey bütün meslek grupları için geçerli. Eğer farklılaşamazsanız kaybolursunuz...
Ağustos böceği pop star olmuş, konserden konsere koşmuş, işler hep öyle gidecek zannetmiş ama bir sabah bakmış ki eskisi kadar popüler değil. Küçük işler yapıp büyük gösterenler her meslekte olduğu gibi bizim mesleğimizde de var. Ama bu sorun ülkemizin sorunu. Siyasette küçük, sağlıkta küçük, yeme içmede küçük ama görüntü ne kadar da büyük, değil mi?
Beş yıldızlı düğün salonları
Eskiden restoranların en iyileri otellerde olanlardı. Şimdi ne oldu? Beş yıldızlı düğün salonları haline geldiler. Ama baktığınızda afilli şefleri, büyük salonları var. Yapılan iş küçük ama görünen büyük. Gerçek bir iş yapmak başka bir şey. Bizim işimiz ofisten idare edilmez, aşçının yeri ocaktır. Lafta değil gerçekten en iyi olmak için:
-En iyi olmalının sonuçlarına katlanmak ve sorumluluğunu almak zorundasınız.
-En iyi olmak sizi farklılaştırır ve aynı zamanda yalnızlaştırır. Çok insan tanırsınız ama bazen kendinizi tanıyamazsınız.
-Sizin için çalışan çoktur ama aslında çalışan yoktur. Bu cümleyi bir ustamın değişiyle değiştirmek istedim “Adam çok da adam yok.”
-Merdivenleri tırmanırken üzerinizde size engel olacak çok ağırlık olacak, hatta bazıları kene gibi yapışabilir. Bunları ne kadar erken kavrayıp silkelenirseniz kendinize güveniniz o kadar çabuk geri gelir.
-Yaptığınız marjinal işleri insanların anlaması çok uzun bir zaman alabilir. Eğer yaptığınız işe gerçekten güveniyorsanız arkasında durun.
-Marjinal olacaksın, yenilikçi olacaksın ama ayakların da yere basacak. “Kalıpları kıracağım” diye gülünç duruma düşmemek gerekir. Bu işin Türkçe meali; biz eski ustaları çok eleştirdik zamanında “Eski kafalı” diye. Ama göz ardı ettiğimiz bir şey vardı, tecrübe. Bunu hiçe saymak ahmaklık oldu. Şimdi yüzlerce işletmenin içinde sırmalı, işlemeli kıyafetleriye sanki Sultan Süleyman’ın aşçıları kol geziyor ama yapılan iş yok. Küçük iş yapıp büyük gösteriyorlar ama nereye kadar gidecek bu durum?