Yazılarıma gelen yorumlardan bazı konularda yanlış anlaşıldığımı fark ettim. O yüzden bu hafta birkaç açıklama yapacağım
İki hafta önce hayvanseverlerle ilgili bir yazı tuşlamıştım. Okumayanlar için konuyu şöyle bir özetleyelim... Bizim gibi yoğun çalışan restoranlarda yemek artığı çok olur. Bu artıkların çöpe gitmesi beni çok üzer. Bunların bir şekilde değerlendirilmesi gerek, bu yemek artıklarında sokak hayvanlarının da hakkı var. Bunun için çok çabaladım, acaba birkaç hayvansever bir olur da bu işi organize eder mi diye?
Kimse ilgilenmedi
Ancak anladım ki, Türkiye’de hayvansever olmak da içten yapılamıyor, bu da reklam malzemesi, bu da şov! Evinde 10 tane kedi beslemekle bu iş olmaz. Arkana kameraları takıp zavallı hayvanlara yardım edermiş gibi durmakla da hayvanseverlik olmaz!Yediğin yemeğin içinde onlarında hakkı olduğunu hissedip hareket edebiliyorsan hayvansever olabilirsin. Ne yazık ki birkaç samimi epostanın dışında hiç kimse bu işe eğilmedi. O arkadaşların da zaten elinden bir şey gelmiyor.
Elime birkaç fotoğraf geçti, birini sizinle paylaşıyorum. Birkaç tane de gerçekten çok sinirimi bozan tweet aldım. Çoğuna cevap verme gereği duymuyorum ama hala bu ülkede gazete okuyan insanların içinde bile sığ düşüncelere rastlamak üzüyor. Neticede ben bir şefim, ondan evvel Türk vatandaşıyım, benim için ülkemde sorun olarak gördüğüm konuları çözebilmek adına kaleme almak en doğal şey. Bu demek değil ki, başka konularla ilgileniyoruz, kötü şeyler olunca üzülmüyoruz. Elbette uzmanlığım ve çözebileceğim konuların dışında fikir beyan etmem gerçekten çok yersiz olur. Bu yüzden kendi dalımda yorumlar yapıyorum.
KEBAP KONUSU
İkinci konuysa kebabın yıkılışıyla ilgili. Türkiye’de kebap yıkılıyor ve burada tek suçsuz bizim kebap. Eğer esnaf bu işi hakkıyla sunmazsa helaliyle yapmazsa kebap da yıkılır ocak da mangal da... Geçtiğimiz hafta kebap mutfağını eleştirmedim kebabı sunmayı beceremeyen esnafı eleştirdim.
Herkese iyi bayramlar.