09.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Sercan Kısmet
Cezmi Baskın, vizyonda olan ‘Dümdüzz Adam’ filminde canlandırdığı Cemşit karakteriyle seyirci karşısında... “Çok fazla endişem var” diyen Baskın, sektörle ilgili sıkıntılarını dile getirdi. Oyuncuyla, yeni projesini ve sektörü konuştuk
- ‘Dümdüzz Adam’ filminin senaryosunda sizi çeken ne oldu?
Dede-torun ilişkisi üzerine kurulu bir yol hikayesi anlattığı için ilgimi çekti. İçinde absürd komedi unsurları, çok güzel bir şekilde kullanılmış. Sinema seyircisi oldukça genç... Onlar, kendi problemlerini, zevklerini ve aşklarını beyaz perdede görmek istiyor. Yaşlıların hayatları ve dramlarıyla alakalı değiller.
- Takside geçen bir hikaye... Daha önce de ‘Akasya Durağı’ dizisinde yer almıştınız. Sete başlarken neler hissettiniz?
Bu, bir tesadüf... Ama başka bir perspektiften bakılınca, taksi konulu filmler olunca akıllara ben geliyorum herhalde... Hikayenin içinde bir taksi olsa da, anlatım biçimi ve konu çok farklı. Ve daha da önemlisi taksici rolünde torun (Ferdi Sancar) oynuyor.
- Komedi ve dram gibi bütün türlerde oynadınız. Oyuncuların proje seçmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben pek proje seçmiyorum. Bir oyuncunun her türlü rolü oynayabilmesi gerektiğine inananlardanım.
Çünkü bu meslekte komedi ya da dram oyunculuğu yoktur. Oyunculuk hayat gibidir, üzüntülü ve sevinçli anları vardır. Sadece komedi ya da dram, hayatın gerçeklerine aykırıdır.
-Şimdiye dek yüzlerce ödül aldınız. Bunlar sizi nasıl motive ediyor?
Ödülleri bakkala verdiğin zaman peynir-ekmek alamıyorsun ama manevi olarak insanı çok zenginleştiriyor. Örneğin 2009’da Karaçi Film Festivali’nde Leonardo Di Caprio, ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında adaydı, fakat ben ‘Beynelmilel’ filmiyle ödül aldım. Bu beni en çok tebessüm ettiren ödüllerden biriydi.
‘Gelecek endişem var’
- Son yıllarda diziler çabuk final yapabiliyor. Oyuncu olarak endişeleriniz var mı?
Çok... Çünkü bu durum, sektörün yaşadığı krizi yansıtıyor. Emeğe fazla değer verilmediğinin de belirtisi... Kontratlarımızın hiç para etmediği, tek taraflı olduğu, yapımcıların kapısının önünde şöhrete aç pek çok gencin bulunması, ucuz iş gücü ve seyircinin estetik değerlerinin basitliği, bu sonucu doğuruyor. Oyuncu olarak gelecek endişem var.
- Oyunculuk sizin için ne ifade ediyor?
Benim için yaşam biçimi... Aslında bir nevi de şizofreni. Toplumda insanların koca, öğretmen ve baba gibi birkaç rolü varken, biz pek çoğunun deneyimini aktarmak gibi bir mecburiyet taşıyoruz. Bu da bize, rolümüzü, yaşamış gibi hissettiriyor.
- Son zamanlarda neler yapıyorsunuz?
Gençlere eğitim vermeye başladım. Rol hazırlığı için ders veriyorum. Gelen tekliflerle work-shop’lar yapıyorum. Buna ‘meslektaş yetiştirme dersleri’ diyorum. Instagram’dan direkt mesajla bana ulaşabilirler.
‘Cemşit çocuksu bir adam’
“Cemşit, dede olmasına rağmen olgunlaşmamış, ince zevkleri olan ama hâlâ çocuksu bir adam... Teknolojiyle yeni tanışmış ve sunduğu illüzyona kapılmış durumda... Gelen her mesajı samimiyetle karşılıyor. Mesaj atmış yabancı bir kadına bile aşık olabilecek kadar da saf... Torunuyla çok iyi geçinemiyorlar ve mecburiyetten bir aradalar ama birbirlerini seviyorlar.”