ORMANA KARŞI KEYiF

Sabahın erken saatleri... Şebnem Dinçgör’ün orman manzaralı Çubuklu Vadi’deki evinden içeri giriyoruz. Sabah sporunu yapmış, tüm dinçliğiyle karşılıyor bizi. Üzerinde siyah dar eşofman altı ve siyah tişörtü var. “Erken kalkanlardanım. Oğlum Kerim’in okulu için 7’de ayaktayım. Onu yolcu ettikten sonra bisikletime atlayıp karşı ormanın yolunu tutarım” diye anlatmaya başlıyor salonundan görünen yeşil ormana bakarken. Buraya 1 yıl önce taşınmış. Köpekleri Cookie ve Lucky de onlarla birlikte yaşıyor. Daha önceki evinde Boğaz’ı seyrettiğinden, biraz da yeşil görmek istediğinden bahsediyor. Bu yüzden burayı tercih etmiş. Emre Arolat’ın tasarladığı evlerini ilk önce mimari olarak beğenmiş. Sitede birkaç ev gezmiş ama en çok bu evden etkilenmiş. “İçine girdiğim anda huzurlu bir his verdi. Daha önce yaşayanlar da evin içindeki ayrıntılara malzeme seçimleriyle önem vermişler. Benim tadilat işlerine girmemi gerektirecek bir durum olmadı pek. Sinema alanını spor salonu, jakuzi ve sauna olarak değiştirdim. Bir de misafir banyosuyla yatak odamda birkaç değişiklik yapmak istedim, o kadar” diye anlatıyor.

550 metrekarelik, 3 katlı, önü havuzlu, içi asansörlü villanın giriş katında içinde yemek odası olan ve kış bahçesine geçiş sağlayan büyük ve aydınlık bir salon, geniş beyaz bir mutfak, misafir tuvaleti, misafir ve personel odaları bulunuyor. Hemen yanında spor salonu ve SPA havasında tasarlanmış bölüm var. Asma kat, oğlu Kerim’in yaşam alanı. Burada içinde banyosu bulunan ve üst bahçeye bakan bir yatak odası ve önünde oturma alanı olan bir asma kat var. En üst kattaysa, orman manzaralı yatak odası yer alıyor. Yatak odasının yanında, büyük açık bir banyo ve geniş giyinme alanları bulunuyor.

Işıl ışıl
Evin genelinde malzeme olarak zeminde beyaz parlak mermer ve koyu ahşap parkeler kullanılmış. Açık krem rengi duvar kağıtları da aydınlık görüntüyü pekiştirmiş. Evin iyi ışık almasında mimarının boydan boya cam pencere kullanması etkili olmuş. “Modern ve sade dekorasyonu olan evleri seviyorum. Araya klasik parçalarla renk katmak kaydıyla tabii” diye anlatıyor Dinçgör zevkini. Eve girer girmez karşısına çıkan salon için beyaz, geniş ve rahat deri oturma grupları hayal etmiş. Bunu da O Design’dan aldığı takımıyla gerçekleştirmiş. Kanepelerin önündeki ahşap büyük sehpayı arkadaşı sayesinde bulmuş. “Tam umudu kestiğimde çıktı sehpa karşıma. Büyük mekânlar için sehpa bulmak o kadar da kolay değilmiş” diye açıklıyor durumu. Evinin dekorasyonunu 4 ayda tamamlamış. Evde heykel ve resim gibi sanat parçaları görmeyi sevdiğini anlatan Dinçgör, Kemal Önsoy’un bir tablosunu yemek odasının duvarına, Amalfi’den aldığı balerinli çalışmayı da salondaki şömine üzerine asmış. “Benim de bir zamanlar bale yapmışlığım var. Bunu gördüğüm anda çok sevdim. Resme bakarak yürürseniz balerinin kendi etrafında döndüğünü göreceksiniz” diye anlatıyor resmi. Salonun bir duvarını kaplayan ceviz-beyaz lake kitaplıkta, Paris’ten aldığı eski kitaplar, Afrika’ya yaptığı seyahatlerden topladığı maskeler ve aile fotoğrafları dikkat çekiyor.

Seyahat keyfi
Tarihe meraklı olduğundan eski orijinal denizci haritalarına ilgisi varmış. “Uzun seyahatlere, özellikle kışın Miami ve Maldivler gibi sıcak yerlere gitmeye bayılıyorum. Mısır, İtalya ve Amerika en sık gittiğim rotalardan. Her seyahatten bana orayı hatırlatan aksesuarlar alırım” derken, merdiven duvarına astığı renkli Venedik işi maskeleri işaret ediyor. Kardeşi Çiğdem Seyrek ve oğlu Kerim, en sıkı seyahat arkadaşları. “Aile bağlarına önem veririm. Ailemle, özellikle de kardeşimle görüşmediğim günüm olmaz” diyor gözleri parlayarak. Evden misafir eksik olmuyor. Kışın arkadaşlarıyla genelde kış bahçesinde oturmayı tercih ediyormuş. Orayı herkes sıcak buluyor ve seviyor” diye belirtiyor Dinçgör. Üst bahçeyi yazın arkadaşları için mangal keyfine göre tasarlamış. Bu nedenle evde iyi müzik sistemi olmalı. Ağır caz dışında her tür müziği dinlemekten keyif alıyormuş. Peki mutfakla arası nasıl? “Öyle yemekler döktürdüğümü pek söyleyemem. Ama niyetlenirsem elimin çabuk ve lezzetli olduğunu söylerler” diyor. Haftanın
6 günü spor yapıyor. “Yemek yemek için spor yapanlardanım” diyor iştahlı olduğunu belirterek. Fiziğinin sırrını sebze ağırlıklı beslenmeye bağlıyor. Duru ve parlak görünen cildine, evde hazırladığı esmer şeker ve bebe sabunu köpüğü karışımından uyguluyormuş. “Bunu yüzünüze sürüp bir süre bekletin. Sonra sodayla iki kez yıkayın” diyerek sırrını paylaşıyor. En çok vakti, evde yalnızsa yatak odasında geçiriyormuş. “Yatağıma uzanıp bilgisayarımdan dizi veya film izlemeye bayılırım. Bu aklınıza gelen tüm yabancı diziler olabilir” diyor. ‘Usual Suspects’ ise, her defasında farklı bir yön yakaladığını söylediği en sevdiği filmlerden. Yazları oğluyla evden uzaklarda, hayalini kurduğu uzun seyahatleri yapmayı çok seviyor Dinçgör ama her dönüş de ayrı bir mutluluk onun için.

Yazının tamamını ‘InStyle Home’ dergisinin mayıs sayısında okuyabilirsiniz.