13.11.2021 - 14:39 | Son Güncellenme:
Hala sahnede olduğu için çok mutlu olduğunu belirten Nevra Serezli, "Sahneye çıkıp, seyirciyle reaksiyon halinde olunca, sonunda da alkışını alınca çok mutlu oluyorum. Bizler alkış için yaşarız . Boşa gitmemiş bir ömür diye düşünüyorum. Çocukluk hayalim hep oyuncu olmaktı. Başka hiçbir şeyi düşünememiştim ilkokuldan itibaren. 'Yeniden dünyaya gelsem acaba başka meslek seçer miydim?' diye arada bir düşündüğüm olmuştur. Düşünürüm ve yine oyuncu olmak isterdim" dedi.
"EGOMUZ YÜKSEK DEĞİLDİ"
Eşi Metin Serezli ile uzun yıllar süren evliliklerinde karşılıklı olarak hep anlayışlı olduklarını dile getiren sanatçı, "Bizim egomuz yüksek değildi. 'Ben ön plandayım, ben güzelim, sen yakışıklısın, sen rejisörsün, ben reji yapmadım' demezdik. Birbirimizi hep destekledik" ifadelerini kullandı.
Çocukları ve torunlarıyla aşk ilişkisi yaşadıklarını söyleyen Nevra Serezli, "Hani nasıl ilk aşık olduğun zaman onu gördüğünde için pırpır eder. Bende de öyle. Bodrum’da uzun süre kalıyorum. Eve yaklaşırken torunlara geleceğim, onları göreceğim diye titremeye başlıyorum" şeklinde konuştu.
'DUDU' İTİRAFI
Birçok dizide rol almasına rağmen 'Sihirli Annem'deki 'Dudu' karakterinin ön plana çıktığını söyleyen Nevra Serezli, o rolü ilk başta oynamak istemediğini belirtti: Ben oynamak istemedim. 'Bu rol hiç bana göre değil' diye düşündüm. 'Niye kötü kadını oynayayım?' dedim. Büyüler yapıyor, kötülükler yapıyor. 'Ee zaten 5-10 bölüm sonra kalkar' dedim. Beş sene oynadık. Hala da arkamdan 'Dudu Teyze' derler.
Şu anda "Ağaçlar Ayakta Ölür' oyunuyla sahnede olan Serezli, "Bir film projesi var. Metin Akpınar'la birlikte oynayacağız. Çok keyifli olacağına inanıyorum. Böyle işler çıkınca insan yeniden hayat buluyor. Kendine geliyor. Boşuna durmadım diye düşünüyorsun" dedi.
"BİR DE KABİLİYETLİYSE HARİKA"
Genç oyuncularla ilgili de açıklamalarda bulunan Nevra Serezli, "Haldun Dormen 'Çok iyi oyuncu olmayabilir ama kulisi iyiyse işimize yarayabilir bu oyuncu' derdi. Kariyerimin ilk günlerden beri bunu aklımda tuttum. Kendi tiyatromuzda, çevre tiyatrosu olduğu zaman da aynı şeyleri düşündüm. Setlerde ve bana gelen projelerde bile aynı şeyi düşünüyorum. Nasıl bir karakter ve oynadığı bir önceki role bakmıyorum açıkçası. Etraftan soruşturup nasıl, geç geliyor mu, kapris ve şımarıklık yapıyor mu, dedikodu yapıyor mu, ortamı bozuyor mu, nasıl bir kadın, nasıl bir erkek, nasıl biri diye merak ediyorum. 'Disiplinlidir' dediklerinde hoşuma gidiyor. Bir de üstüne kabiliyetli ise harika. Gençler şimdi iyiler, kabiliyetliler. Bütün seyrettiğim projelerde beni iten, 'ay ne kadar kötü oyuncu' dediğim gerçekten çıkmıyor. Tabi çok ince detaylarda hatalar bulduğum olabilir. Rejiler de güzelleşti, ışık iyileşti. Bence senaryoda hatalar olabiliyor. Çok klasikleşmiş senaryolarda artık karton karakterler görmekten sıkıldık" açıklamasını yaptı.