Starbucks’tayım, 30’lu yaşların sonunda bir adam yüksek sesle telefonla konuşuyor. “Oğlum, el kadar çocuğunuz (ismini söylüyor) var, boşanamazsınız. Karınla (ismini de veriyor) da konuşacağım” filan diyor. “İkna et. Hatalısın abi, yakalanmayacaktın... Niye silmiyorsun mesajları?” diye devam ediyor. Konuşmanın bir yerinde “Bak benim de başıma geldi...” derken dışarı çıkıyor. Devamını duyamıyorum. Öncelikle topluma açık yerlerde isim vermeden konuşmak gerekiyor.
Dikkatinizi çekerim, burada ‘hata’ diye bahsedilen ‘aldatma’ değil ‘yakalanma’. Arkadaşının yakalandığı o kişiyle ilişkisinin ne olduğu; günübirlik bir mesele mi yoksa bir aşk ilişkisi mi filan önemli değil erkekler için… Aldatma normal bir şey çünkü, bu ilk değil son da olmayacak, yakalanma yeter!
Adamın arkadaşını evliliğini kurtarma yönünde ikna etmesini bir yönden haklı buluyorum. Çocuklar boşanmalardan olumsuz etkileniyor, bu kesin! Ama aldatılan birinin bunu öğrendiği halde sırf çocuğu etkilenmesin diye ilişkiye devam etmesi nasıl olur bilemiyorum.
İlişki koçluğu yapan bir arkadaşım “İnsanlar artık evliliklerindeki heyecansızlığı, tatminsizliği birbirlerini aldatarak kapatıyor; evliliklerine devam ediyor” dedi.
Şu an gündemde Seçkin Piriler - Kaan Tangöze aldatması, boşanıp boşanmayacakları var. Sanatçılarda evlilik zor, medyanın gözü önünde yaşananlar yorucu filan diyoruz. Alın işte yukardaki kişiler halktan! Medyaya yansımaması dışında onlarda da durum aynı!
Peki yürümekte zorlanan evlilikler sadece çocuk için sürdürülebilir mi? Bu konuda ahkam kesmek bana düşmez!
DOLANDIRILDIM!!!
Hakkımda pek parlak şeyler düşünmeyeceğinizi biliyorum ama gene de anlatacağım. Bu hayatta kimseyi kınamayacaksınız, net! Dolandırıldım!
Facebook hesabıma arkadaşım Serpil Önal Ercan’dan (Diyalog Medya’nın sahibi) arkadaşlık teklifi geldi. Ben zaten Serpil’le arkadaşım ama ne bileyim; insanlar çıkıyor geri giriyor, hesabını değiştiriyor filan… Çakma hesap ‘Serpill Önal Ercann’ diye açılmış, yürüyüşteydim, dikkat etmedim.
Kabul eder etmez çakma Serpil’den mesaj geldi, “Canım nasılsın?” diye…Cevap verdim. “Canım Medya Mark’tan çekiliş bileti yollayacağım, hattın hangi
operatör?” diye sordu. “Mesajda 90.90 yazacak ama o reklam için dikkate alma” dedi. Saçma buldum ama 90 TL için ayıp etmek istemedim, “Evet” yazdım. Gelen mesajları Çakma Serpil’e iletiyorum. Bu arada öyle de bir kibarım ki sormayın.
“Canım olmadı, tekrar dene” diyor. Deniyorum. Bu arada 90.90 tarife işliyor. “Yanında başka biri varsa ondan yap seninkinden olmadı” deyince Serpil’i bir arayayım dedim, aradım ki hesabının kopyalandığını öğrendim.
Giden paranın ötesinde insanın kendini gerizekalı gibi hissetmesi var ya… Akabinde benim hesabım da kopyalanmış ve bu sefer benden arkadaşlarıma bu tür istekler gitmeye başlamış. Tabii benim gibi sazan çıkmadı aralarından diye biliyorum. Saklayan varsa ayrı!
Arkadaşlar siz siz olun, uyanık olun! İnsanın basireti bağlanıyor. Turkcell’i aradım, beni ‘Wirecard’a yönlendirdiler. Mesajlara “Evet” yazdığım için bir şey yapamıyorlarmış.
Kocam üzüldüğümü görünce “Daha büyük bir şey başına gelmeden evvelki bir uyarı olarak al bunu” dedi. “Ayrıca koskoca profesör Canan Karatay bile inanmıştı bu adamlara sen mi inanmayacaksın” diye ekledi.
Profesör değilsen her türlü salaklık mübah mı demek istedi anlamadım...