15.07.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bazı insanlar 'festival gibidir, katılmak istersiniz'; bazıları da anında bir festival havası yaratıverir... İşte Türk radyoculuğunun en tanınmış isimlerinden biri olan Cem Ceminay da böyledir... Kimi tarafından çok sevilir, kimi tarafından pek hazzedilmez; bazısı Türkiye'de 15 yıldır radyoculuk yapıyor olmasının handikapından olsa gerek 'aynı' bulur... Ama ne olursa olsun o, kendini dinletmeyi başarır... "Louis Armstrong'un ismi ABD'de 'Lui' mi yoksa 'Luiz' mi okunur?" gibi bir tartışma başta ne kadar 'saçma' da gelse, eğlenceli tartışılmasına, farklı görüşler ortaya atılmasına, onlarca insanın arayıp yorum yapmasına şaşırır, dinlemeyi bırakamaz, sonunda sabah trafiğini atlatıp işinize geldiğinizi fark edersiniz... Ve şimdi Cem Ceminay, Radyo N101'de... NTV grubu içinde 2 yıl önce yola çıkan Radyo N101, adından da anlaşılabileceği gibi 101.0 frekansından Marmara Bölgesi'ne, internetten tüm dünyaya "hareketli" müzik yayını yapıyor. Üstelik Radyo N101, bir diğer radyo üstadı Ayça Şen ile programcı Can Bono'yu da bünyesinde barındırıyor. Biz de Radyo N101'i daha iyi tanımak için Ceminay'la keyifli bir sohbet yaptık. 'O küfürlü şaka Radyo N101'in reklamını yaptı' Çok yeni. Radyo 2 yıl önce kuruldu. Ben yaklaşık 5 aydır buradayım. Ne zamandır Radyo N101'desiniz? Ferit Şahenk'e bir sözüm vardı, bu radyoyu aldığında birlikte başlayacaktık. O dönemde kısmet olmadı ama 2 yıl sonra yepyeni bir başlangıç yaptık. Ben kendi radyomu açamadım ama burası benim evim, son durağım, ideal noktam. Profesyonel olarak kariyerimin son noktası N101. Niçin buraya geçtiniz? Çok iyiydim ama orada sadece bir programcıydım. Burada aynı zamanda genel yayın yönetmeniyim. Burada görevlerim, Power FM ve Number One FM'deki görevlerimden çok daha fazla. Radyo sahibi olmak için gelmiştim Türkiye'ye. İmkân olmadı, programcı oldum. Ama her zaman hem kendi ismimi hem çalıştığım radyonun ismini sattım. Hâlâ Power FM'de çalıştığımı sananlar var... Ama şimdi Radyo N101 dedirteceğim. İlk üçe sokacağım, onlardan daha iyi bir radyo haline getireceğim. Niye öyle diyorsunuz? Power FM'de mutlu değil miydiniz? ABD'de son 1 yıl radyo için çalışmalarda bulundum. Ama orada işletme ve pazarlama mastırı, lisans üstü çalışmalar yaptım. Satış ve pazarlama alanında çalıştım. Ama ben radyocu olmak için yaratılmışım. ABD'de de radyocu muydunuz? 15 sene kaldım ABD'de. 1991'de geldim ve radyoculuğa başladım. Orada çevremde Türk yoktu, eşim de Amerikalıydı. Herhalde bu insanın içine yerleşiyor. Ben İngilizce ile Türkçeyi birleştiririm, kelime oyunları yaparım. Diğer radyolardaki insanlar ise bunu özentiyle yapıyor. Bazen İngilizce rüyalar da görüyorum, vatan haini miyim? Türkçeyi Amerikan aksanıyla konuşmanız çok eleştiriliyor... Yooo. O çok memnun. Çocuğu var. Onun için de uygun, tarzına da uyuyor. Ayça şu anda "drive time"da. Oraya da 'cuk oturdu'. Kendi dinleyici grubu var. Radyonun diğer yıldız ismi Ayça Şen artık akşamüstü kuşağında. "Ben sabah saatine geldim, sen git" mi dediniz? Benimki melodik bir şov. Brezilya müziği, samba çalıyoruz mesela... 'Mayışık' müzikler değil. Son dinlediğim iyi Türkçe ve yabancı parçaları çalıyorum. Zaten Radyo N101'de hiç yavaş parça, 'mayışık' asansör müziği yok. Hepsi hareketli, dinamik son derece enerjik parçalar. Ne tarz müzikler çalıyorsunuz? Evet başta 70'ler, 80'lerdi. Ama onu tamamen bitirdik. Türkçe çalıyoruz şu anda. İlki çok güzel bir konseptti ama çok az bir kitleye hitap ediyor. Türkiye'de ilk defa bir radyoda "sadece hareketli" Türkçe ve yabancı şarkılar çalınıyor. Joy FM, Power XL nasıl 'slow' çalıyorsa biz tam tersiyiz. Radyo N101, "Tüm zamanların en iyi müzikleri" sloganıyla kurulmadı mı? Tabii ki gerçek.. Biz bu şakayı radyoda 'bip'leyerek verdik. Sonra konuşmanın orijinal halini buradan biri, sadece 'bir arkadaşına' göndermiş ve şu anda Türkiye'nin dört bir yanında dinleniyor. Ama bu, radyoyu daha iyi tanıttı. Ben "Radyo N101, bu bir telefon şakası" deyince adam bana, "Senin de... Radyo, N101'in de..." diye başlıyor ya... Bölgesel yayın yapmamıza karşın Antalya'da bile arkadaşlarım "A sen radyo N101'e geçmişsin, haberimiz yok" diye aradılar. Ben sonra dinleyemedim. Çünkü ilk defa seri halde bu kadar küfür yedim! İnternette dolaşan bir diyalog var... Bir adama telefon edip, "Çok küfrettiğiniz için kombine biletiniz iptal oldu. Maça gelmeyin" diyorsunuz ve sonraki 20 dakikalık sohbet boyunca adam sürekli küfrediyor... Bu diyalog gerçek mi? Hayır. Gerçek ismim Cem Gökmen. İngilizcede 'ö' harfi olmadığı için kullanmak istemedim. ABD'de cıngılları yaptırırken Ceminay hoşuma gitti. Benim burcum ceminay (Gemini-ikizler). Cem Ceminay gerçek adınız mı? Onunla benim hiçbir ilgim yok. O internetten espriler yapan bir arkadaş. Onun tarzı ayrı; telefon almaz, internetten espri bulur. Çok yetenekli ama bambaşka bir tarzı var. Benimle uzaktan yakından alakası yok. Tek benzerliğimiz aynı saatlerde aynı radyolarda çalışmış olmamız. Sizce şimdi Power FM'de sizin saatinizde program yapan Geveze nasıl? 'Partnerim güzel olmalı' Ben hep bir partnerle, sizinle konuşur gibi bir program yaparım ki gerçekçi olsun. İnternetten ya da kitaptan esprilerle mikrofona karşı tek başıma konuşmam. Kahkaha efekti basmam. Bugüne kadar çok partnerle çalıştım. "Matmazel"le başladım, sonra "Papatya" ile çalıştım. Partneriniz Prenses nereden çıktı? Onlar radyocu ve bir şeyi simgeleyen kod adları var. Prenses de bir asaleti olan, bütün dünyayı bilen ya da bildiğini iddia eden (!) biri! Sabah birer kadın partner oluyor. Akşam "Trafik Time"da "Show Time" ekibini kurdum; bizim Memduh var, "Trafik Angel" dediğimiz Tubiş var. Sivaslı çoban Memduh, Power FM'de temizlikçiydi. Keşfettim program yaptırdım, çok meşhur oldu. Niye hepsinin bir kod adı var? Halkla ilişkiler şirketi var. Prenses normalde başka bir iş mi yapıyor? Biz 2 ay önce "N101 starını arıyor" diye halka açık bir yarışma başlattık. Yarışma için 3'er dakikalık 100'e yakın demo kaset geldi. Deneyimli ya da deneyimsiz iki kişi seçeceğiz ve burada radyocu yapacağız. Ama Esra'yı (Prenses) daha önceden tanıyordum. Matmazel bir arkadaşın tanıdığıydı. Papatya ise bir radyo şovuna katıldı telefonla. Cesur, farklı, çizgi dışı konuşmasıyla dikkat çekti. Programa davet ettim ve başladı... Bu kişileri nasıl keşfettiniz? Çirkin kadın yoktur, onların değerini bilmeyen erkek vardır... Partnerleriniz hep güzel kadınlar mı oluyor? (Gülüyor) E tabii ben de kendimce güzel bulduğum kadınları tercih ediyorum ki içim aydınlansın. Güzel kokması, güzel görünmesi, bakımlı olması gerekiyor. Bu hem hoşuma gidiyor hem konu açıyor. Hadi canım!