Şeflerin farklı ülkelerde yemek yapmasına birçok kere şahit olmuştuk. Ancak yeni trend biraz daha kapsamlı. Noma’nın meşhur şefi Rene Redzepi, 2015 yılının yazında iki aylığına Japonya’da hizmet vereceğini yayınladığı bir basın bülteniyle açıkladı.
Eş zamanlı olarak, Fat Duck’ın şefi Heston Blumenthal da 6 aylığına Melbourne’de bir meşhur bir kumarhaneye taşınacağını duyurdu. Her iki şef de, bu dönemsel yer değişimi esnasında asıl restoranlarını kapatacak. Tüm kadro da (şefler, garsonlar ve sommelierler) restoranlarla birlikte, kısa süreliğine ikametlerini değiştirecekler.
MALİYET ÇOK YÜKSEK
Rezervasyon yaptırmak için aylarca sıra beklenen bu restoranların, böyle bir yolculuğa çıkmaları ilk bakışta anlamsız gelebilir.
Unutulmaması gereken, her ikisi de 42 misafir kapasiteli bu restoranların kişi başına aldıkları ücret ne kadar pahalı olursa olsun, çok da kârlı işletmeler olmadığı.
Aşırı şişkin personel maliyetleri ve kullanılan birinci sınıf lüks malzemeler, gün sonunda kârlılığı önemli ölçüde etkiliyor.
Şeflerin asıl kazançları ise yaptıkları danışmanlıklar, televizyon programları, yazdıklar kitaplar ve oynadıkları reklamlardan geliyor. Uluslararası bilinilirlik ise bu ek gelir kaynaklarının ücretlerini artırıyor.
Ayrıca her restoranın belirli dönemlerde tadilata ve yenilenmeye ihtiyacı var. Eskiyen ekipmanların değiştirilmesi, masa-sandalyenin onarımı, boya-badana gibi periyodik işlemler için zamana ihtiyaç var. Dolayısıyla da restoranın kapılarını belirli dönemlerde kapatmak gerekiyor.
Durum böyleyken, bu süreyi farklı bir mekanda para kazanmaya devam ederek geçirmek esasında oldukça akıllıca bir karar.
PAHA BİÇİLMEZ DENEYİM
Belki de en keyiflisi çalışanların durumu. Farklı bir tecrübe kazanmak ve yeni bir kıtada hayatının belirli bir dönemini geçirmek paha biçilemez bir deneyim olmalı. Binlerce genç şefin çalışmak için kapısını aşındırdığı bu restoranlar bu şekilde ünlerine ün katıyorlar.
MÜŞTERİ İÇİN BÜYÜK ŞANS
Kazananlar listesine son olarak, bu restoranların taşındığı ülkelerdeki yemekseverleri eklemek lazım. Böylesine önemli restoranların ayaklarına gelmesi büyük şans.
Çoğu zaman birbirinin kopyası restoranlar arasında bir seçim yapmak zorunda kalan bizlere de bir köşeden sadece bu hareketliliği gıptayla izlemek düşüyor.
Dünya gastronomi haritasında tüm kaynaklarına ve geçmiş zenginliğine rağmen koskoca bir boşluk olarak durmaya devam ettiğimiz sürece, bizim köyümüze uğrayacakları yok gibi gözüküyor.