Amerika’nın belki de ilk popüler şef figürlerinden Charlie Trotter, Şikago’daki efsanevi restoranını 25’inci yılında kapatıp emekli olma kararı aldı
Dinlendikten sonra geri dönebilir
2000’lerin ikinci yarısı Charlie Trotter için pek iyi geçmedi. Kendisini geliştiremedi ve bir parça klasik kaldı. Başarıya aç genç kuşak şefler daha popüler olmaya başladı. Ve en nihayetinde bu yıl da emekli olmaya karar verdi. Söylediğine göre eşiyle dünyayı dolaşmayı ve psikoloji dalında yüksek öğrenim görmeyi planlıyormuş. Üç ayrı üniversiteden kabul gördüğünden bahsediyor.
Her zaman söylediğim gibi aşçılık oldukça anti-sosyal bir meslek. Uzun çalışma saatleri aşçıların aile hayatını zorlu hale getiriyor. Bırakın sevdiklerinize zaman ayırmayı, çoğu günler kendinize dahi zaman ayıramıyorsunuz. Bu açıdan bakınca başarılı bir kişinin mesleğinin zirvesinden yavaş yavaş inmeye başladığı günlerde, hayatını yaşamak için emekliye ayrılmasını anlamamak mümkün değil. Yurt dışında zor şartlarda ve uzun zaman dilimlerinde çalıştığım günlerde, bir işten çıkıp yenisine başlarken tatil yapardım. Hem fiziksel hem de mental olarak kendimi yorgun hissederdim. 25 yıl zirvede yaşamış olan Charlie Trotter’ın böyle bir değişime ihtiyacı olduğunu hissetmesi de oldukça insani.
Hal böyleyken yine de aşçılığın emekli olunamayacak meslekler grubundan olduğunu düşünüyorum. Yazarlık, gazetecilik ve çoğu el marifetiyle hayatlarını kazananlar gibi... Belki de, tutku duyulmadan yapılacak bir iş olmadığından böyle hissediyorum. Hayatlarını idame ettirecekleri iş dalı seçimlerinde insanlar öncelikli ve haklı olarak ne kadar para kazanacaklarını düşünür. Aşçılıksa para kazanmak için seçilecek bir meslek değildir. Bu işi sevdiğiniz için yaparsınız. Bu yüzden Charlie Trotter’ın dinlendikten sonra yeni bir restoranla karşımıza çıkacağını düşünüyorum.