Bir restoranda yer ayırtıp da gitmemenin bedeli, yurt dışında kişiye bayağı pahalıya patlayabilir. Üstelik kara listeye girmeniz de mümkün. Peki Türkiye’deki durum ne?
12 masası olan dünyaca ünlü Noma’da bir akşamda iki masanın birden rezervasyonlarını konfirme edip gelmemeleri üzerine şef Rene Redzepi’nin tüm ekibiyle birlikte orta parmakları kalkık bir şekilde fotoğraf çektirip Twitter’da “Dün akşam gelmeyen misafirlerimize selam olsun” şeklindeki demeci üzerine rezervasyon tartışmaları alevlendi.
New York’taki restoranların yüzde 15’i rezervasyon yaptırdığınızda kredi kartı bilgilerinizi istiyor. Eğer 24 saat öncesine kadar arayıp rezervasyonunuzu iptal etmezseniz, 25-100 dolar arasında bir ücreti kartınızdan çekiyorlar. Bir başka örnek, yakın zamanda rezervasyon yaptırdığım 3 Michelin Yıldızlı Hof Van Cleve, işi daha da abartıp bu cezayı 100 euro olarak belirlemesi beni biraz şaşırtmıştı. Dünyanın gastronomi eğitimi konusunda saygın üniversitelerinden Cornell’den profesör Sherri Kimes’e göre, bu eğilim giderek artacak.
İptalde para talep ediliyor
Hem bir restorantör hem de dışarıda yemeği seven ve sıklıkla başka lokantaları deneyen bir kişi olarak bu konuda düşüncelerimi ve izlenimlerimi paylaşmak isterim.
Yapılan araştırmalara göre, rezervasyon yaptırıp gelmeyen misafirlerin (restoran dilinde ‘no-show’ların) ciroya etkisi yüzde 5 civarında. Bu, özellikle masa sayısı az olan ve butik çalışan restoranları acıtacak bir oran. Restorancıların bu konuda kendilerini bir şekilde korumaya almalarının mantığını anlayabiliyorum. Kredi kartından para çekmenin caydırıcı bir etkisi olduğu gerçek. Bu yolu seçen restoran sahipleriyle yapılan görüşmeye göre, ‘no-show’ların oranında yüzde 50’ye yakın bir azalma olduğundan bahsediyorlar.
Sıklıkla uygulanan bir başka yöntem de, restoranın kara listesine giren bu tip misafirlere bir daha rezervasyon yaptırmamak. Gerçi bunu aşmanın çok kolay bir yolu var. Bir başka isim ve telefon numarasıyla rezervasyon yaptırmak.
Yurt dışında doktor, dişçi, psikolog ve bazı diğer meslek grupları da benzer bir politika izliyorlar. Eğer randevunuza zamanında gitmezseniz, sizden belirli bir ücreti talep ediyorlar.
Gelelim tüketici tarafına
Herkesin başına son dakika sorunları gelmiştir ve gelecektir. Keyifli vakit geçirmek için gidilen restoranlara daha ayağınızı atmadan potansiyel suçlu muamelesi görmek can sıkıcı bir durum. Bir başka sorun, rezervasyon yaptırıp, zamanında gittiğiniz birçok restoranda masanızın henüz hazır olmaması. Eğer rezervasyonunuza gitmediğiniz için para kesilebiliyorsa, bu durumun da bir karşılığı olmalı. Barda bekletip, bir kadeh içki ısmarlamanın bu sorunun net karşılığı olduğunu düşünmüyorum.
Diğer bir sorunsa, kredi kartı güvenliği. Aylar öncesinden bilgilerinize bir lokantada tüm personel tarafından ulaşılabilir olması insanı endişeye sevk ediyor. Kredi kartı bilgilerinizi paylaştığınız lokantanın, bu bilgileri ne kadar güvenlikli bir ortamda sakladığını tam olarak bilememek huzursuzluk kaynağı.
Türkiye bu tartışmalara oldukça uzak. Sayıları oldukça az olan tüketiciler, güçlerinin farkındalar. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de rezervasyon esnasında kredi kartı bilgilerini talep eden bir müessese yok. Böyle bir cengaverlik yapanın da tepki alacağını düşünüyorum. Ama, er veya geç Türkiye’de de bu sistemi deneyenler olacaktır. Kopardıkları fırtınanın etkisini dört gözle bekliyorum.