Murat Bozok

Murat Bozok

bozokmurat@gmail.com

Tüm Yazıları

Yeme-içme sektörü hiç olmadığı kadar gözde. Peki bu işe girenler veya girmeyi planlayanlar sektörde dönen rakamlara ne kadar hakim?

Restoran açmayı planlayan birçok eş-dost önce niyetlerini paylaşıp, sonrasında da “Bu işten para kazanır mıyız?” diye soruyor. Yatırım yapmanın belki de en riskli olduğu sektör olan restoran işletmeciliğinde, rakamlar ve oranlar genelde gözardı edilir veya pek bilinmez. Güzel yemek yapmak veya damağı kuvvetli olmak birçoklarına göre lokanta açmak için yeterli bir neden. Restoran tercihlerimizi lezzet belirlerken, işletmenin ayakta kalmasını ise doğru yapılan hesaplar belirliyor. Bu işe yatırım yapmayı düşünenlerle ve gönül vermiş kişilerle birkez daha ana hatlarıyla restoran matematiğinin temel unsurlarını paylaşmak istiyorum...

1. YiYECEK iÇECEK MALiYETi: Bu oranın yüzde 25’in üzerinde seyretmesi bazı şeylerin yolunda gitmediğinin ilk habercisi olmalıdır. Biraz bu yiyecek-içecek maliyetini açalım. Restoranınızda 100 lira hesap aldığınızda, bu hesabın yüzde kaçının ürün maliyeti olduğunun oranıdır. Bir örnekle açıklayayım: Bir hamburger yapıyorsunuz ve mönünüzde 10 liraya satıyorsunuz. Bu hamburgeri hazırlamak için kıyma, soğan, ekmek, ketçap gibi farklı malzemelere ihtiyacınız var. Bunlarının toplamının 2.5 lirayı yani satış fiyatınızın yüzde 25’ini geçmemesi gerekiyor.

2. KiRA MALiYETi: Amerikalıların bir yatırım yaparken söyledikleri meşhur bir laf vardır: “Location, location, location” (doğru adres, doğru adres, doğru adres). Restoranın hedef kitlesine uygun bir yerde açılması elbette çok önemli. Ancak hesaplarınızı yaparken ödeyeceğiniz kiranın açmayı düşündüğünüz mekanın cirosunun yüzde 10’unu geçmemesi ve ileride mal sahibine çalışmamanız oldukça önemli.

3. ELEMAN MALiYETi: Hizmet sektörünün en önemli öğesi insan. Restoran muhasebesinin en önemli ve büyük gideri de personel ücretleri. SSK ve diğer vergileriyle birlikte, personel giderinin cironuzun yüzde 30’unu aşmaması gerekmekte. Türkiye’de artan personel maliyetleri nedeni ile bu oranı yakalamak her geçen sene daha da zorlu bir hale geliyor.

4. KÂR ORANI:Şimdi bir toplama yapalım. Yiyecek maliyetiniz yüzde 25, eleman maliyetiniz yüzde 30, kira maliyetiniz yüzde 10, toplamı yüzde 65 yapar. Diğer masraflarınızı (elektrik, su vs.) cironuzun yüzde 15’inde tutabilirseniz, vergi öncesi yüzde 20 gibi bir kâr oranı elde edersiniz ki bu üç aşağı beş yukarı ideal rakamdır.
Bu oranların hiçbiri değiştirilemez rakamlar değil. Öyle güzel bir mekan bulursunuz ki, aklınızdaki kira maliyetini aşabilirsiniz. Kârlılık oranınızı koruyabilmek için bu sefer diğer kalemlerde tasarruf etmeniz gerekecektir. Bir konuya daha açıklık getirmek isterim. Bazı restoranlar var, bir tabak yemeği 10 liraya satıyor, bazıları 100 liraya. Yukarıda söylediğim oranlar tüm lokantalar için geçerli. 10 liraya satan 2.5 liralık malzeme kullanacak, 100 liraya satan da ortalama 25 liralık.

Ana hedef kâr etmek olmalı
Burada bir parantez açıp Türkiye’deki durumdan çok az bahsetmek istiyorum. Et ve balık fiyatları dünya ortalamalarının çok üzerinde olduğundan çoğu işletmenin yüzde 25’lik yiyecek masrafı oranını tutturamadığını düşünüyorum (Bu bir başka yazı konusu ama 1 kg. et Avrupa’da ortalama 5 dolar, ABD’de 6 dolarken Türkiye’de yaklaşık 15 dolar düzeyinde). Çoğu işletme de açıklarını herkesin şikayetçi olduğu yüksek içki fiyatlarıyla kapatma yolunu seçiyor.
Yaratıcılık yönü yüksek, sosyal anlamda etkili ve son zamanlarda moda olması itibarıyla çoğu kişinin bir restoran açma hayali var. Hayallerinizi gerçekleştirmek güzel, ama her işletmede olduğu gibi restoranların da ana hedefi kâr etmek olmalı. Açıldıktan bir sene sonra kapanan yüzde 90’lık gruba dahil olmamak için, duygusal davranmadan önce hesabınızı doğru yapmanızı tavsiye ederim...