Murat Bozok

Murat Bozok

bozokmurat@gmail.com

Tüm Yazıları

Dünyanın en meşhur, bir o kadar da kabiliyetli pastacısı kim?” diye sorsalar, çoğunluğun cevabı kuşkusuz “Pierre Herme” olacaktır

Guardian tarafından ‘modern pastacılığın kralı’ ilan edilen Pierre Herme’nin ismini ilk kez aşçılık üniversitesinde okurken duydum. O yıllarda tüm konsantrasyonumu pastacılıktan ziyade aşçılığa vermiştim. Genellikle aşçılık ve pastacılık aynıymış gibi gözükse de, aslında birbirinden farklı iki uzmanlık dalı... Her ikisinde de başarılı olmuş nadir insanlar olsa da değişik özellikler gerektiren ihtisas alanları....
Bu farkı açıklayan ve şefler arasında sıkça kullanılan bir deyim var: “Aşçılık sanatsa pastacılık bilimdir.” Belki ilk okuduğunuzda anlamsız gelebilir ama doğruluk payı büyük... Tatlı yaparken, reçeteye harfiyen sadık kalmak zorundasınız. Eğer bir ürünü eksik koyarsanız, formu istenildiği gibi olmayacaktır. Yemek yaparkense içinizden geldiği gibi özgür davranabilirsiniz. Sonuç, kabiliyetiniz doğrultusunda iyi de olabilir, kötü de...

Haberin Devamı

Makaronları çok rağbet görüyor
Gelelim Pierre Herme ile ilk tanışmama... Üniversiteye sık sık ünlü konuk şefler gelirdi. Bunlar günübirlik atölyeler düzenler ve biz öğrenciler için büyük ilham kaynağı olurlardı. Daha önceden hiç adını işitmediğim Pierre Herme isminde bir pasta şefinin geleceğini ilk duyduğumda dudak bükmüştüm. Okuldaysa yer yerinden oynuyordu. Sebebini merak edip araştırdığımda Pierre Herme’nin yaşayan en büyük pasta şeflerinden biri olduğunu öğrendim. Her sene yarattığı yeni tatlılardan bir koleksiyon çıkarıyor. Bir modacının yeni defileye hazırlanması gibi, Pierre Herme de o sene üzerinde çalıştığı yeni tatlardan bir kreasyon hazırlıyor.
Paris’e gittiğimde mutlaka uğradığım pastanesine, uzun bir kuyrukta beklemeden girmenin mümkünatı yok... Kuyumcu dükkanını anımsatan bu şık pastanenin en fazla rağbet gören ürünüyse ülkemizde son zamanlarda moda olan makaron... Ölümcül bir lezzet... Benim favorim ise karamellisi...
İlk pastanesini Tokyo’da açtığından mıdır, yoksa Japon turistlerin bu tip butik atraksiyonlara merakından mıdır emin değilim ama dükkanın önünde bekleyenlerin yarısından çoğu Japon... Birkaç makaron yiyebilmek için metrelerce kuyruk bekleyenleri görüp, sakın fiyatların çok makul olduğunu düşünmeyin. Zira 4-5 tane makaron için neredeyse koca bir pasta ücreti talep ediyorlar. “Değer mi?” diye soracak olursanız, hiç düşünmeden “Evet” derim.
Pierre Herme’nin en etkileyici tarafıysa anarşist ruhu... Pastacılığın katı kuralları olan bir bilim dalı gibi algılandığı şeflerin dünyasında, bunun tersini yapan tek insan... Bugüne kadar hiç bir aşçı hazırladığı yemeklerden her sene yeni bir koleksiyon hazırlamaya cesaret edemedi. Yaratıcılığın daha sınırlı olduğu pastacılıkta, bunu yapabilmeyi başaran ve tüm dünyanın haklı takdirini toplayan Pierre Herme’den öğreneceğimiz çok şey olduğunu düşünüyorum. Bakarsınız, dünyanın değişik ülkelerinde pastaneleri olan Pierre Herme, belki modaya uyup günün birinde ülkemizde de bir makaroncu açar ve lezzet düşkünlerinin duaları kabul olmuş olur.