Beğenelim veya beğenmeyelim, son yirmi yılda mikrodalga fırınlar mutfaklarımızda önemli bir yer almaya başladı. Çağımızın doğası gereği; kolay, pratik ve hızlı olması mikrodalga fırınların inanılmaz yükselişine yol açtı. Fiyat olarak da, geleneksel fırınlarla karşılaştırılmayacak kadar hesaplılar.
Peki, mikro dalga fırınlar sağlıklı mı? Bir başka deyişle, bu küçük kutunun içinde anında ısınan yemekleri yediğimizde bize bir şey olur mu? Mikrodalga fırınlarla ilgili anlatılan şehir efsanelerinin sayısına bakınca, şaşırtıcı biçimde konuyla ilgili oldukça az araştırmaya rastlıyoruz.
Tartışmaya başlamadan önce mikrodalga fırınların nasıl çalıştığını anlamak gerekiyor. Tıpkı radyo dalgalarında olduğu gibi (ancak çok daha kısa boylusu), enerji dalgaları saçarak yemekleri pişiriyor. Sık bir biçimde gönderilen bu dalgalar, yiyeceklerin içindeki su partiküllerini harekete geçirip, ısıtıyor. Isınan su partikülleri de, buharlaşmaya başlayıp, katı parçaları pişirmeye başlıyor.
Bazı noktaları sorgulamalıyız
Nasıl olursa olsun, yiyecekler pişirildiğinde besin değerlerini kaybediyorlar. Örneğin C vitamini pişirme süresi uzadıkça, parçalanıp yok oluyor. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, ocak ayında yayınladığı makalede mikrodalganın çok daha kısa sürede pişirdiği için C vitamini gibi değerleri daha iyi muhafaza edebileceğini söylüyor.
Oysa ABD Sağlık Bakanlığı 2003 yılında yayınladığı bir makalede brokoli üzerine bir araştırma yapılmış. Brokolinin, mikrodalga fırınla pişirildiğinde yararlı antioksidanlarının yüzde 97’sini kaybettiğini belirtiyor. Klasik buharla pişirildiğinde bu oran yüzde 11 oranında azalıyor. Pişirme süresinin artmasına rağmen, sonucun bu şekilde çıkması farklı bazı noktaları sorgulamamız gerektiğini gösteriyor.
Elektromanyetik enerji yayıyor
Yapılan farklı bir araştırmaya göre, mikrodalga fırınlar çalışırken, cep telefonu baz istasyonlarından daha fazla elektromanyetik enerji yayıyor. Neredeyse her iki evden birinin tepesinde baz istasyonu olduğunu ve tüm dünyada bunun yasal olduğunu söyleyebilirsiniz. Bu cevabı verenlere, kaç tanesinin mutfağının ortasında bir baz istasyonu kurulmasına izin vermeye gönüllü olduklarını sormak isterim.
Tıpkı cep telefonunun yaydığı enerji dalgalarının olumsuz etkileri kanıtlanmadığı gibi, bundan kat ve kat fazla enerji dalgası yayarak çalışan mikrodalga fırınların etkileri de, an itibarıyla saptanamadı. Bu ayıp bilim adamlarına ait. Kendi adıma, mideme gidecek herhangi bir yemeği bilinmezlerle dolu bu kutunun içinde pişirmedim ve pişirmem. Sadece ‘ne yiyorsak oyuz’ değil, ‘nasıl yiyorsak da oyuz.’