Yemekler bir harika
Genelde bizim bildiğimiz şeyler. Kebaplar, humus, kibbe. Deniz ürünlerinde de oldukça başarılılar. Aynı sorundan musdaribiz. Onlar da mutfaklarını bir türlü rafine edememişler. Lezzet 10 numara ama görsellik kötü. Bekaa Vadisi ise şarap konusunda almış başını gitmiş. Yıllarca Fransız sömürgesi olarak kalmanın artılarından biri olsa gerek.
Gece hayatı en başarılı oldukları konu. Eğlenmeyi ve eğlendirmeyi çok iyi biliyorlar. Yaratıcılıklarının sınırı yok. İstanbul’da gece hayatındaki kabızlıktan kurtulabilmek için, Beyrut’tan öğreneceğimiz çok şey var. Beyrut’a yarım saat mesafede güzel sayfiye yerleri var. Biraz kuzeydeki Byblos ve Edde Sands, plajlarıyla bizim Patara’yı anımsattı bana. Güzel de bir ırkları var. Aynı zamanda, estetik konusunda uzman hastaneleriyle meşhur bu kent, bir tarafını yaptırmamış çok az insan gördüm. Kendine aşırı derecede bakan kadınlar, doğal veya doğal olmayan güzellikleriyle göz kamaştırıyor.
Beyrut’a gidince kendime kızdım. Neden burnumun dibindeki bu cennete daha önce gelmedim diye. Sevgilinizle romantik bir tatil geçirmek, arkadaşlarla gidip doyasıya gece hayatını yaşamak veya gözlerden uzak çapkınlık yapmak istiyorsanız, Beyrut’u tek geçin derim...
Beyrut’ta Gidilmesi Gereken Altı Yer
Patchi
Patchi, benim gördüğüm en güzel pastane. Şehir merkezinde, Solitaire diye adlandırılan bölgede. Yürürken ilk rastladığımda kuyumcu dükkanı olduğunu düşündüm. Yaklaşınca, rengarenk paketler ve harika bir sunumla buranın bir pastane olduğunu fark edince oldukça şaşırdım. Dört katlı bu pastaneyi günün birinde ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Mandaloun sur Mer
Şehrin en iyi balık lokantası. Tatile gelip balık yememek olmaz tabi. Denizin hemen yanındaki mekanda tattığım her şey lezzetliydi.
Abdulvahap
Eski bir halk kahramanından ismini alan bu lokanta, bana göre Lübnan’ın kendine has yemeklerini yediğim en güzel lokantasıydı. Harika bir mimariye sahip caddede, teras da güzelim yöresel yemekler için en ideal mekan...
BO18 Değil Beyrut’un, dünyanın en iyi gece kulüpleri arasında gösterilen BO18’in enteresan bir öyküsü var. Savaş zamanı gidilecek hiçbir yer olmadığından evlerdeki caz partilerinin bir uzantısı olan bu mekan bir tabutu anımsatıyor. İnşa edildiği yer, savaş döneminde Ortadoğu’nun en büyük mülteci karantina bölgesiymiş. Acılardan ve derin üzüntülerden doğan bu mekanın içinde mermer masalar ve bu masaların üzerinde savaş dönemi kaybedilen arkadaşların isimleri yazıyor. Her gün tazelenen kırmızı güller var masalarda. Açılıp kapanan bir kapaktan içeri girdiğinizde bedeninizi önce bir huzursuzluk kaplıyor. Güzel müzik ve gecenin bir yarısında yavaş yavaş açılan tavandan yıldızları gördüğünüzde ise özgürlüğün değerini bir kez daha anlıyorsunuz.
ErIc Kayser
Meşhur Parisli fırıncının, Beyrut’ta açtığı bu mekan oldukça popüler. Bundan bir süre önce böyle bir yeri açacağını dergilerde okuduğumda oldukça garipsemiştim doğrusu. Yerinde görünce ise şehirdeki bu enteresan enerji ile ne kadar iyi bütünleştiğini görmek mümkün.
Edde Sands ve plaj partileri
Byblos’taki bu plajı ve geceleri yapılan plaj partilerinin benzerini hiç bir yerde göremeyeceğinizi sanıyorum. Bizim Patara’yı anımsatan bu kumsallar, Beyrut’a araba ile yarım saat uzaklıkta. Denizin kenarından kuzeye doğru yapılan bu yolculuk bile başlı başına bir güzellik...