Malum önümüzde 29 Ekim ve yılbaşı var. Tatil için yurt dışını seçip, google’dan harıl harıl restoran arayanların işini kolaylaştırmak için Londra’nın en gözde ve lezzetli yerlerinden bahsetmek istedim bu hafta
Türkiye’de kebap-balık-steakhouse üçgeninden vazgeçmeyen eş dost, Edirne sınırlarını geçince birden boyut değiştirip gurme oluyor. Başlıyorlar büyük bir hararetle restoran isimlerini sormaya. Google’dan yapılan uzun araştırmalar neticesinde günler öncesinden rezervasyon yaptırıyorlar. Rezervasyon yaptırırken (Türkiye’de asla yapmayacakları) kredi kartı numaralarını paşa paşa veriyorlar. Hepsi küçük birer sevgili Vedat Milor ve Mehmet Yaşin oluyor. Önümüzde 29 Ekim ve yılbaşı var. Herkesin işini kolaylaştırmak için Londra’nın en gözde ve lezzetli yerlerinden bahsetmek istedim bu hafta. Hepsinin lezzetine kefilim...
Zucca - Bermondsey St.
Her gün değişen mönüsü, el yapımı harika makarnaları ve kasmayan keyifli atmosferi ile Londra’da favori mekanlarımdan. Yemekler daha çok İtalyan orijinli. Meşhur ‘River Cafe’ lokantasının biraz daha günümüze uyarlanmış hali olarak düşünebilirsiniz. Hergün değiştiği için çok geniş bir mönüsü olmasa da yiyeceğiniz her lokmanın taze ve lezzetli olacağından emin olabilirsiniz. Fiyat-kalite dengesi bakımından da Londra standartlarına göre çok uygun olduğunu düşünüyorum.
Launceston Place
Herhalde “Londra’nın en romantik restoranı hangisi?” diye sorsalar, hiç düşünmeden “Launcheston Place” derim. Ambiyansının yanı sıra yemekleri de harika olan bu mekan, uzun yıllardır niye alamadığını bilemediğim 1 Michelin yıldızına da sonunda kavuştu. Michelin yıldızlı olması kimseyi korkutmasın, zira yemekler son derece yalın ve lezzetli. Servisi de son derece üst düzeyde olan Launcheston Place’ı, özellikle romantik bir akşam yemeği düşünenler için mutlaka tavsiye ederim.
Dabbous
Dabbous, Londra’da yer bulunması en zor lokantaların başında geliyor. Hiçbir abartısı ve zorlaması olmayan bu lokantanın lezzetli yemekleri herkesin dilinde. İngiltere’de en özel ve butik çiftliklerde yetiştirilen ürünler, olabildiğince sade bir şekilde sunuluyor. Bu talebe rağmen şımarmamaları ve fiyatlarını oldukça makul seviyede tutmaları yüzünden Dabbous’a olan ilgi hiç azalmadan devam ediyor.
Dinner
Meşhur ‘Fat Duck’ restoranının sahibi ve şefi Heston Blumenthal’in Londra’daki bu lokantası çıkışına roket hızıyla devam ediyor. Halihazırda oldukça popüler olan lokanta, bu yıl “Restaurant” dergisi tarafından dünyanın en iyi yedinci lokantası (İngiltere’nin de en iyisi) seçilince şöhretine şöhret kattı. “İngiltere’nin bir mutfağı mı var?” şeklinde soranlara nispet yaparcasına, tarihi İngiliz yemeklerinin rafine edilmiş halini harika bir biçimde sunuyorlar. Hyde Park manzarası da bonusu...
Bubbledogs
Şu anda Londra’nın en gözde şampanya barlarından bir tanesi. Klasik şampanya barlarının aksine havyar, istiridye gibi lüks ürünler sunmaktansa, el yapımı sosisli sandviçler hazırlıyorlar. Sosisli deyip geçmemekte yarar var. Hepsi birbirinden lezzetli...