Etsiz veya balıksız bir yemeğin eksik sayıldığı Türk sofralarında sebzeler, artan sağlıklı yaşam trendleriyle hak ettiği değeri bulacak...
Denizleri bilinçsiz avlanma ile kuruttuğumuz ve nerede ise fabrikasyon olarak üretilen hayvanların etlerini yediğimiz bu günlerde, gıdanın geleceği her zamankinden daha fazla sorgulanır oldu. Artan dünya nüfusunu beklemek giderek daha da güçleşiyor. Çare olarak böcekleri öğünlerimizin bir parçası haline getirmeyi ciddi ciddi sorgulayanlar bile var. Kanımca sebzeler bu sürecin yıldızı olacak.
Et porsiyonları küçüldü
Sağlıklı yaşam trendinin nerede ise bir takıntıya dönüştüğü çağımızda, sebzeler hak ettiği değeri fazlasıyla bulacağa benziyor. Bazı restoranlar menülerinde sebzeyi öne çıkartarak, yanlarına garnitür olarak et veya balık eklemeye başladı bile. Büyük şef Alain Ducasse, tüm restoranlarında et porsiyonlarını ciddi oranda düşürdü.
Zeytinyağlı yemeklerimiz ile sebze pişirme konusunda kendimize has paha biçilemez bir değerimiz olsa da, bizde etsiz veya balıksız bir sofra genelde eksik sayılır. Kanımca zeytinyağlılar dışında sebzelere yeteri kadar değer vermiyor ve doğru tekniklerle pişiremiyoruz.
Sebze pişirmenin ipuçları
Genellikle bir şekilde haşlayarak (haşlamadan haşlamaya çok fark var), tatsız tuzsuz servis ediyoruz. Bunun neticesinde de sebzelerden nefret eden yeni bir kuşak yaratıyoruz. Ufak detaylara dikkat ederek, doğru teknikleri kullanarak nefis sebze yemekleri pişirebiliriz. İşte birkaç ipucu;
* Tıpkı makarnalarda olduğu gibi, sebzelerinizi de lapa kıvamına gelinceye dek pişirmeyin. Bir parça ‘al dente’ bırakın. Yani ısırdığınızda dişinize gelsin.
* Eğer sebzenizi haşlıyorsanız, servis etmeden önce mutlaka zeytinyağı veya tereyağında şöyle bir çevirin. Aromasına inanılmaz derecede katkıda bulunacaktır.
* Tuz ve karabiberi unutmayın. Servis etmeden önce ağız tadınıza göre az miktarda nar ekşisi, hardal, balsamik sirkesi, sarımsak veya taze baharatlar (kekik, biberiye gibi) ekleyerek, ufak dokunuşlar yapın.
* Kuşkonmaz, bezelye gibi yeşil renkli sebzeleri pişirmek için, önce tencerenin içerisine bol miktarda su ve tuz koyun. Suyun tadı; deniz suyu gibi tuzlu olmalıdır. Su kaynamadan asla yeşil sebzelerinizi eklemeyin. Pişirmeye başlamadan önce, buzlu suyunuzu hazır edin mutlaka. ‘Al dente’ kıvamına geldiğinde, hemen buzlu suya alın.
* Özellikle patates gibi kök sebzelerini fırında pişirmenin farklı bir nefaset katacağını unutmayın. Tepsilerin üzerine dizdiğiniz sebzeleri, yaklaşık 180 derecede, kabuklarını soymadan fırınladığınızda, farklı ama bir o kadar lezzetli bir sonuç ile karşılaşacaksınız.
* Karnabahar, beyaz kuşkonmaz gibi beyaz renkli sebzeleri pişirken, suyun içerisine bir miktar süt ekleyin. Bu yöntemle hem sebzelerin rengini muhafaza edersiniz, hem de beyaz renkli sebzelerin ortak özelliği olan acımtırak tadını alırsınız .
* Patates, pancar, yer elması gibi kök sebzelerini tencerede pişirirken (yeşil sebzelerin aksine) soğuk suyla başlayın.
Yani tencerenin içerisine soğuk su, tuz ve kök sebzelerini ekleyip, ocağınızda kaynatmaya başlayın. Bu şekilde iç ve dış kısmının eşit zamanda pişmesini sağlarsınız .
* Kabuklu sebzeleri, kabuklarıyla birlikte haşlayın. Kabuklarını soyduğunuzda daha çabuk pişse de, sebzelerin kabukları hem lezzetinin, hem de vitamin değerlerinin suya karışmasını engelleyen çok önemli bir filtre görevi görmekte.