2011 yılı Türk gastronomi tarihine butik şarapçılığın patladığı yıl olarak geçecek
Yıllardır pazarı domine eden üç büyük şarap grubu var: Doluca, Kayra ve Kavaklıdere. Ülkemizde kimseler şarap üretmez ve bu işi yapanlara yarı deli gözüyle bakılırken, cesurca davranıp bayrağı hep önde taşıdılar. Bundan 10 yıl kadar önce ikinci bir akım daha geldi. Bunlar Türkiye’de butik şarap üretimini başlattı ve üç büyükleri, kapasiteleriyle olmasa da, kaliteleriyle zorlamaya ve rahatsız etmeye başladı. Corvus ve Paşaeli bu akımın en güzel örneklerinden ikisi. Her geçen yıl üretimlerini ve standartlarını artırıyorlar.
Üç büyükler de son
10 senedir kaliteli şarap üretme yolunda büyük yol kat etti. Bunun altında, rekabetin ve az da olsa gelişen tüketici beklentilerinin payı büyük.
1-2 yıldırsa üçüncü bir akım doğmaya başladı. Geçmişte yapılan hatalara düşmeyen ve dersini çok iyi çalışmış butik şarap üreticileri çok güzel şeyler yapıyor. Az sayıda üretim yaptıklarından (ki doğru olan da bu) bu firmaların ürünlerini marketlerde ve lokantalarda bulmak mümkün değil. Belirli sayıda şişenin altında üretim yapıp, para kazanmanın mümkün olmadığı şarap ekonomisinin Don Kişot’ları bunlar. İşlerini aşkla yaptıkları, şaraplarının güzelliğinden belli. İleride isimlerini daha sık duyacağımız bu şarap evlerinin kişisel beğenime takılan birkaçını paylaşmak istiyorum.
Barbare Elegance, 2009
Can Topsakal’ın Tekirdağ’da organik yöntemlerle ürettiği çok zarif bir şarap. Chateaunuef-du-Pape olarak bilinen ve syrah, grenache, mourvedre gibi üzümlerden üretilen bu şarap türünün Türkiye’deki en iyi örneklerinden biri. Oldukça dengeli bir içimi olan Barbera Elegance, makul fiyatıyla kendinizi şımartmak için de ideal.
Trajan Kalecik Karası Rezerv, 2009
Oldum olası Kalecik Karası üzümünü sevemedim. Ülkemizde bazı iyi örnekleri ve farklı çalışmaları yapılsa da, benim damak tadıma uygun olmadığını düşünüyordum.
Ta ki bu üzüme hayatını vermiş Tomurcukbağ Şarapçılık’ın sahibi Prof. Dr. Sabit Ağaoğlu’nun şarabını tadıncaya kadar. Kalecik karası üzümünden bu kadar konsantre ve asiditesi canlı bir şarap üretmesi takdire şayan. Burundaki çilek, ahududu, badem aromaları müthiş. Bir parantez açıp, bu şarabın doğal mayalama tekniği, yani kabukların üzerindeki vahşi mayayla üretildiğini belirtmek isterim. Oldukça riskli ve deneyim gerektiren bu üretim şekli uygulandığı takdirde daha yumuşak ve içeni yormayan stilde şarapların ortaya çıkmasını sağlıyor. Bu stilde şarap üreten dünyada çok az sayıda firma var ve bunlardan en çok bilineni ‘Petrus’.
Vinolus Chardonnay, 2009
Aynı zamanda biyolog olan ve şarap işine gönlünü vermiş Oluş Molu Hanımefendi’nin ürettiği bu Chardonnay, kanımca ülkemizde türünün en iyisi. Meşe aroması gayet dengeli. Organik üretildiği için burunda ve damakta içeni yormayan yeşil elma, yeşil çay, kakule ve nane gibi ferahlatıcı lezzetler var. Genelllikle ülkemizde meşe fıçıya girmiş Chardonnay’lerde bu rahiyaları almak pek mümkün değil. Sadece 1600 şişe üretilen
2009 rekoltesi, çeşitli yarışmalarda da birçok ödül aldı.
Chateau Nuzun, 2009
Necdet Uzun, Marmara Ereğlisi, Tekirdağ’daki bağlarında nefis butik şaraplar üretiyor. Kupajında kullandığı üzümler; cabernet sauvignon, merlot, syrah ve pinot noir. Fıçı uyumu oldukça başarılı olan bu şarapta burunda siyah böğürtlen, biber ve kahve kokusu aromaları hakim. Ağızda yumuşak, yuvarlak tanenli, kompleks, aynı zamanda dengeli bir yapısı var. Bu firmayı diğerlerinden ayıran en büyük özelliği, kupajda kullandığı pinot noir üzümü. Yetişmesi hayli zor olan ve verimi oldukça düşük bu üzümü üretmek gerçek bir tutku işi. Cesaretinden dolayı büyük alkışı hak ediyor.