04.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:
Senem Aydın
Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Yağmur Tanrısevsin’in başrolünü paylaştığı ‘Baba Parası’, 1 milyar dolar’lık baba mirası peşine düşen kardeşlerin hikayesini anlatıyor. Üçlüyle yeni projeleri vesilesiyle buluştuk; yapımı, sektörü, paraya, şöhrete ve evliliğe bakışlarını konuştuk.
2020’ye yeni filmle girdiniz, nasıl bir heyecan var?
Murat Cemcir: Çok heyecanlıyız. 2019’da ektiklerimizi 2020’de biçmeyi hedefleyerek 1 Ocak’ta vizyona girdik. Yapıcımız Necati Bey de öyle uygun gördü. Selçuk Aydemir’in eşi Ebru Hanım da filmi izlemiş, çok gülmüş. O bir şeye gülüyorsa tamamdır.
Bu projede Yağmur Tanrısevsin de size katıldı. Birlikte çalışmak nasıldı?
Ahmet Kural: Setimizin neşesiydi. Bu rol için biçilmiş kaftan. Fimde ailenin iyi niyetli, tatlı ve güler yüzlü kızı. Paraya tamah etmeyen biri, bizim rollerimiz gibi değildi yani...
M.C.: ‘Ailecek Şaşkınız’da çalışmak istemiştik ama reddetmişti. Neyse ki bu filmde bizi kırmadı.Yağmur Tanrısevsin: Müthiş enerjileri var. Çekimler çok keyifli çekti. Onların emeklerini görünce, daha çok motive oldum. İyi ki bu projenin içinde yer almışım. En büyük teşekkür Selçuk Aydemir’e... Muhteşem bir senaryo yazdı ve mükemmel çekti.
Üç kardeşi canlandırıyorsunuz. Karakterlerinizi sizden dinleyelim?
M.C.: Hem babayı hem de oğlu Niyazi’yi oynuyorum. Niyazi, sosyal zekası yüksek ve çapkın biri...
A.K.: Kıbrıslı Selim, marjinal bir tip... Mirasa üçüncü olarak gelen üvey kardeş.
Y.T.: Tülin’i oynuyorum. Ailenin iyi tarafını temsil ediyor. Paradan sonra herkeste bir değişim oluyor ama Tülin’de farklı bir tepki doğuyor.
Filmde biriniz kadın kılığına girdi, diğeri makyajla 30 yaş yaşlandırıldı. Çekimlerde neler yaşadınız?
M.C.: Değişik bir deneyim oldu. Her gün yedi saat makyaj yapılıyordu. Hollywood’da bu işlerin nasıl olduğunu merak ediyordum. Az çok anladım.
A.K.: Hem anneyi hem de oğlunu oynuyorum. Annenin sahnelerini son gün çektik. Bayağı göbek atmalıydı. Çok güzel bir kadın oldum (gülüyor).
Daha önceki projelerinizden iyi hasılat elde ettiniz. Kazandığınız parayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
M.C.: Kazancımızı işimize yatırmayı seviyoruz. Kariyerimizin ve Türk sinemasının böyle gelişeceğine inanıyoruz. Tekne düşündük ama yıllık masrafı çok tutuyor.
A.K.: Tekne alsak marinaya değil, belediyenin kooperatiflerine bağlarız. Şaka bir yana, eğitime çok yatırım yapıyorum. Başkalarına faydalı olabilecek işlere elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum.
Y.T.: Ben de bu sene atölyeme yatırım yaptım. Bir yandan aktif çalışmaya devam eden bir seramik atölyem var. Parayı toprağa yatırdım (gülüyor).
Filmin maliyeti ne kadar oldu?
M.C.: Sadece makyaja 150 bin TL harcandı. O parayla Tokat’ta bir dükkan alıp kiraya versem torunum bile kazanır.
Para ve şöhret hayatınızda neleri değiştirdi?
Y.T.: Hayatımda bir şey değişmedi...
M.C.: ‘Düğün Dernek’ algılarımızı değiştirdi. Çünkü aynı arkadaşlıkların, duyguların ve hayat sisteminin devam etmesini istiyorsunuz. Kazandığınız para tatlı olduğu için devam etsin istiyorsunuz. Ama anlıyorsunuz ki para saadet getiren bir şey değilmiş. Huzuru arkadaşlıkta yakalamışız. Bu anlattığım şöhret durumu, 2-3 sene sürdü. Ben dağıldığımda Ahmet toparladı, ikimiz dağıldığında Selçuk, üçümüz dağıldığında ise Ebru...
A.K.: İlkokulda da insanları güldürüyordum şimdi de... Her dakika kendimi ünlü hissetmiyorum. Hayatımda çok değişiklik olmadı.
‘Sektörün ‘Friends’leri’
2019’da sancılı bir dönem geçirdiniz. Seyirci kaybetme korkusu yaşadınız mı?
A.K.: Öyle bir korkum olmadı. Biraz kendimi ifade etmekte zorlandığım bir dönemdi. Çok şükür geride kaldı. Motivasyonumuz güldürmek olduğu için sevenlerimizle buluşmamız biraz gecikti... Dışarıda aldığımız tepkiler güzel ve motivasyonumuz yüksek.
Bu filmde gişeniz ne olur?
A.K.: Komedi filmlerinde hepimizin motivasyonu güldürmek. Bu filmde de kıstasımız seyircinin gülmesi. İnşallah daha öncekiler kadar gişe yaparız. ‘Düğün Dernek’, 7 milyon yapınca, şaşırıp üç gün evden çıkamadım. O kadarını beklemiyordum. ‘Çalgı Çengi’ ise vizyondan kalkınca bir hafta ağlamıştım. O zaman bir de gençtim, 24-25 yaşındaydım. Seyircinin takdiri tabii, biz yaptığımız işe çok güveniyoruz.
M.C.: Bu filme de milyon milyon insanın gülmesini istiyoruz. Biz 59 bini gördüğümüz için 58 bin olmasın yeter! Rakamların uğursuzluk getireceğini düşündüğümüz için konuşmuyoruz.
Sektör size neler öğretti?
M.C.: Fedakârlık ve arkadaşlık önemli şeyler... Şu ana kadar yaptığımız her şey fedakârlık üzerine kurulu. Mesela ‘Friends’ diye bir dizi var. Altı ayrı karakter, birbirlerine aşıklar ama o bir süre sonra o aşk bitiyor. Diziyi anlamlı kılan ise, birinin başına herhangi bir olay geldiği zaman beşinin birden halletmeye çalışması... ‘Friends’in en büyük başarısı budur. Bizim de hikayemiz esasında öyle...
A.K.: Sektörün ‘Friends’leri... (gülüyor).
A.K.: Hayatımda güzel ve seviyeli bir ilişki var. Şu an evlilik yok.
Aile kurmayı istiyor musunuz?
A.K: Aile kurmak kadar güzel bir şey var mı? Şu an öyle bir düşüncem yok. Belediyenin toplu nikah törenini bekliyoruz (gülüyor). Her şey nasip.
M.C.: Annem lise bittikten sonra bu yönde çalışmaya başladı. Doğru zaman ve kişi geldiği zaman neden olmasın? Ahmet’le çok mutlu bir ilişkim var (gülüyor).
Y.T.: Çok güzel ve sıcak ilişkileri olan bir ailede yetiştim. Aile, her koşulda sevgi ve mutluluk demek. Nasip kısmet. Neden olmasın?
2020’de başka projeleriniz var mı?
M.C.: ‘Mahalleden Arkadaşlar’ filmimiz var. Mart ya da nisan ayında vizyona girecek. Dijital platforma bir dizi yapmak istiyoruz. Yine Ahmet’le olacak. Enerjimizin olduğu bu yaşlarda daha fazla üretmeyi diliyoruz. Diziyle beraber yılda 2-3 proje üretmek gibi hayallerimiz var.
Yağmur Tanrısevsin: Hafızamı sildirmedim
Yağmur, hafızanı sildirdiğin haberleri doğru mu?
Y.T.: Hayır sildirmedim (gülüyor). Ben de basından takip ettim... Bu konuyla ilgili o dönemde sosyal medyada çok akıl dolu espriler vardı, ben de sizler gibi onlara güldüm.
M.C: Sonra ona olayları hatırlatmaya çalışacağız. Film rekor kırarsa ben sildirmeyi düşünüyorum (gülüyor).
A.K.: Beni sildirme, bir köşede bırak (gülüyor).
Fotoğraflar: OZAN GÜZELCE