KONSER DEĞiL YAZ DÜĞÜNÜ

* Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda kimin konseri olursa olsun yaz boyu değişmeyen ve değişmeyecek bir festival var. Maçka arabalar ve değnekçiler festivali. Park etmeye çalışan yüzlerce araba ve onlara gel gel yapan değnekçilerin arasından ezilmeden ve korna yemeden geçebilirseniz konsere girebiliyorsunuz. Ben bu konsere ulaşmak için en pratik yolu seçtim. Tabanvay... Size de tavsiye ederim.
* Kapı önündeki Elton John ekonomisini özetlemeye çalışayım. Değnekçiler, köfteciler, sucular (“Kazık yemeyin! İçeride 5 TL, dışarıda 1 TL” sloganıyla), mavi leğen içinde biracılar, karaborsa bilet satanlar ya da elinizdeki fazla bileti ucuza kapatmaya çalışanlar vee... Elton John gözlüğü satan eleman. Dev kalp şeklinde camlarıyla bir torba gözlük. 10 liradan veriyor. “Pahalı değil mi?” diye sordum. “Abi bize 3 lira kalıyor zaten” dedi.
* Küçükçiftlik Parkı düğün salonu gibiydi. Ön taraf oturmalı. Arka taraf ayakta. Koltuklar beyaz kumaşlarla düğün salonu sandalyesi gibi kaplı. Herkes birbirine “Siz hangi taraftansınız?” esprisi yapıyor.
* Elton John tam bir piyanist şantör. 80’lerde Türk olsa kesinlikle Tarabya’da ya da Etiler’de çalardı. Piyano başında şarkılarını söylüyor, insanlarla konuşuyor, hem kendi eğleniyor hem de herkesi eğlendiriyor. Şarkı aralarında hikayeler anlatıyor.
* Kültür şoku! One Love Festival’in ardından şimdi burada etrafım yarı ünlüler, sosyeteye mensup her yaştan insanla dolu. Herkes ‘bir şey’ ama ne isimlerini biliyorum ne de tipleri aşina. Tanıdık olarak bir tek Hasan Cemal’i gördüm. Kandil’den dönmüş ayağının tozuyla Elton John konserindeydi.
* Sezen Aksu’nun sesi yıllar geçtikçe kalınlaştı. Mazhar Alanson’unki de öyle, Ajda’nınki de öyle... Elton John’un sesi aynı. Ya bir ilaç kullanıyor bu adam ya da doğuştan şanslı. Bilemiyorum.
* Sosyetik kızlar çok alımlı, zarif aynı zamanda çevik. Vip lounge’da noodle servisi başladığında atmaca gibi sortiler yaparak kapıyorlar kartondan kaseleri. Fonda Elton John çalıyor, beyaz kumaşla kaplı sandalyelerde anneler babalar... Tam yaz düğünü...
* Çılgın gözlükleriyle tanınan Elton John konseri tek gözlükle tamamladı. “Elbise değil ama gözlük değiştirir” diye beklemedim desem yalan.
* Zenginler mi puro mu içer, yoksa kendilerine zengin süsü verenler mi? Puro şarap gibi rafine bir zevk midir yoksa en hesaplı gösteriş tarzı mı? Bu muammayı çözemiyorum.
* Bende ekose gömlek ve kot vardı. Herhalde birileri de benim segmentim hakkımda böyle şeyler düşünmüştür.
* Elton John’un davulcusu, 1969 yılından beri onunla çalan Nigel Olsson, Güneri Cıvaoğlu’nun ikiz kardeşi mi bana mı öyle geliyor. Gömleğinin rengi bile aynı.
* ‘Yellow Brick Road’, ‘Sacrifice’, ‘Candle in the Wind’ ve ‘Sorry Seems To Be The Hardest Word’ benim için konserin en iyi anlarıydı. Elton John iyi çalan bir grup, şahane besteler ve çok pozitif bir enerjiyle sahnedeydi. Onu izlemek zevkti. Neticede o benim için 70’lerin çılgın pop ikonu. Bugün Lady Gaga’ya bakıp ondan izler görmemek mümkün mü?