Abdi İpekçi’nin vurulduğu yerde bir DJ kabini var. Hüsrev Gerede Heykeli’nin altında ‘Bamboleyo’ çalıyor. Atiye Sokak Bodrum Barlar Sokağı’nın 1990’lardaki hali gibi. Gidenden haber alınamıyor. Ve kadınlarımız, topuklu ayakkabıları ve poşetleriyle sokaklar onların
Tanrı kadını yarattı, kadın alışveriş yaptı. Nişantaşı’nda gecenin teması bu. Alışveriş yapan ilk kadın kim ve bir heykeli var mı bilmiyorum ama buradaki bütün kadınlar heykeli dikilesi performanslar sergiliyor.
Topuklu ayakkabıları üzerinde tok tok tok sesleriyle Nişantaşı sokaklarını, Abdi İpekçi Caddesi’ni, Teşvikiye Caddesi’ni ve muhtelif ara sokakları arşınlıyorlar. Mağazalara girip çıkıyor, tezgahlardaki ürünleri inceliyor karıncalar gibi saldırıyorlar. Topuklarının sivri uçlarının kaldırım taşları arasına saplanıp onları yavaşlatmasına aldırış etmeden cesurca mağazalara dalıyor, tanıdıklarını selamlıyor, muhabbet ediyor ardından gruplar halinde alışverişe devam ediyorlar.
Bodrum Barlar Sokağı’nın 90’lardaki hali
Abdi İpekçi’nin vurulduğu yerde bir DJ kabini var. Hüsrev Gerede Heykeli’nin altında ‘Bamboleyo’. Atiye Sokak Bodrum Barlar Sokağı’nın 1990’lardaki hali gibi olmuş. Giriş yok, çıkış da. Kalabalık güruha dalanlardan bir daha haber alınamıyor. Bir manken arkadaşımı gördüm. Bana “Burada nerede eğleniliyor?” diye sordu. “Bilmiyorum” dedim, “Bir şeyler al kendini daha iyi hissedersin.” Kalabalıkta kayboldu.
Butiklerin ve özellikle lüks markaların mağazalarının içinde içki servisi var. Kokteyl havasında alışveriş yapılıyor. Louis Vuitton’un içinde uzun boylu manken kızlar şampanya dağıtıyor, Chanel’de de benzer bir uygulama var. Sordum, çoğu lüks mağazada geceye özel indirim falan yok. Ama herkes alışveriş için bu geceyi beklemiş gibi. Çantalar, çizmeler, ayakkabılar şık şık paketleniyor...
Önümdeki Gossip Girl’den (ya da daha doğrusu ‘Küçük Sırlar’dan) fırlamış gibi duran kız grubu dertli: “Herkes eğlenmeye gelmiş şekerim, alışveriş yapamıyoruz kalabalıktan.” Gerçekten de görünüm o. Bir yanda eğlenmeye muhabbete takılmaya gelenler, bir yanda alışveriş yapmaya çalışanlar.
Nereye baksanız yırtık tişörtlü, mini etekli, garip dar, kısa pantolonlu, sivri burunlu, parlak ayakkabılı, şapkalı, gözlüklü falan birileri var. Moda güzel şey.
Fashion’s Night Out adı çok havalı. Hele Vogue dergisi destekleyince daha da bir tarz her şey. Ama bana sorarsanız bunun adı ‘alışveriş bayramı’ ve gördüğüm kadarıyla pek çok bayramdan daha coşkulu kutlanıyor Nişantaşı’nda.
(Bir not: İstinye Park’a da gittim. Erkenden bitmişti. Siz siz olun Nişantaşı’ndan şaşmayın bu işlerde.)