21.10.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aslında hücre içine girip DNA üzerinden çalışabilmesi ve kendi vücudumuzda üretilebilmesi sebebiyle, bir vitaminden çok hormon özellikleri gördüğümüz vitamin D; depresyondan kansere, grip olma sıklığımızdan kemik erimemize, tiroit fonksiyon bozukluklarından obeziteye kadar birçok sorunumuzun içinde. Peki neden son yıllarda D vitamini eksiklikleri çok arttı?
En büyük sebebi; vücudun güneşten aldığı UVB ışınlarıyla temasının azalması. UVB ışınları tam öğle saati güneş tepedeyken ortalama 11.00-14.00 arası gelen ışınlardır ve hepimiz genellikle öğle saatlerinde güneşten kaçarız. Ya da yüksek koruyuculu güneş kremleri ile güneşin etkilerini engelleriz. Oysa ihtiyacımız olan; bu dik gelen ışınlardan, günlük ve koruyucusuz olarak 15-20 dakika faydalanmaktır. Deniz kenarı veya kumsal şart değil; evimizin balkonu, yakındaki park gibi bir yerde kollarımızın içleri, yüzümüz bile güneş görse yeterlidir. Bir de güneşlendikten sonra en az bir saat sabun ve şampuanla yıkanmamalıyız; bu durum, vitaminin üretimini azaltıyor.
Güneş ışınları ve yumurtalar
Bir enteresan bilgi daha vereyim: En çok cilt kanseri yapan ışınlar, eğik açıyla gelen güneş ışınları yani sabah veya akşamüstü gelenlerdir.
Öğle güneşi yakar, ama kanser etkisi pek yoktur. Bunun dışında; cilt rengi koyulaştıkça, yaş arttıkça, kilo aldıkça vücudumuzun D vitamini üretme kapasitesi azalır. Besinlerle alınım ise, ihtiyacımızı karşılayacak oranlara hiçbir şekilde çıkamaz, ama hangi gıdada daha çok D vitamini var diyecek olursanız; balık, yoğurt, peynir, kefir, sakatat, yumurta, hayvani yağlar olarak sıralanabilir. Ama yumurtadan Vitamin D alabilmeniz için, onu yumurtlayan tavuğun da güneş altında dolaşmış olması gerekir, çiftlikte suni ışıkla Vitamin D üretilmez. Kısacası işimiz zor.
Hatırlatmak istediğim bir başka konu ise; cam arkasından gelen güneş ışını D vitamini üretmez, camları açacağız.
Hepimiz susuz yaşanmayacağını biliriz de güneş ışığı olmadan da hayat mümkün değildir. Güneş ışığı, hücre içine girebilen yegane ışıktır. Bu ışık hücrelerimizin enerji santralleri olan mitokondrilerde yaşam için gerekli olan enerji üretimini sağlar.
İnanılmaz etkiler...
Yeri gelmişken son dönemlerin en önemli bilim insanlarından biri olan Hartmund Müller’in, güneş ışınlarının bu frekanslarını kullanarak icat ettiği Beat Light Therapy cihazından da bahsetmek istiyorum.
Burada birinci olay, hücre içine girme özelliği olan tek dalga boyunun, güneşin de frekansı olan 645 nanometre ile hücrenin kapılarını açmasıdır. Sonra da kızıl ötesi ışın (840 nanometre) hücre içine mitokondriye nüfus ederek ATP (enerji) üretimini artırır ve ilgili proton terapi rezonansını hücre içine iletir. Değişik frekanslar kullanılarak ağrı tedavileri, fibromiyalji, immün sistem dengelenmesi, öğrenme kapasitesinde artış, alerjik reaksiyonlar, kırık ve vücudun problemli dokularının iyileşmesinin artışı, kronik stres tedavisi, böbreküstü bezleri, böbrek, karaciğer, barsak dengelenmesi, enfeksiyon ve otoimmün olayların baskılanması, kanser tedavisi destekleri, sinir sistemini yenileme ve dengeleme gibi pek çok konuda inanılmaz etkiler gösteriyor. Ben de tedavilerimde bu frekansları başarıyla kullanıyorum, kuantum fiziğinin eşsiz çalışma prensiplerini anlama yolunda ilerliyorum.
Farkındalığımızı artıralım
Yine dönelim D vitaminine…Sağlıklı bir vücut için 50-70ng/ml vitamin D kan seviyesi olması gerekir. Ancak kanser, kalp ya da kronik bir hastalıkla mücadele ediyorsak; bu değer 70-100 ve hatta 120’ye kadar yükselebilir. Çünkü bu yükselen değerler, vücudun savunma sistemine doping etkisi yapacaktır. D vitamini eksikliğinde görülen hastalıkları sayacak olursak; kanser, hipertansiyon, otizm, obezite, tip 2 diyabet, multipl skleroz, enflamatuar bağırsak hastalıkları, Hashimato tiroiditi, erken yaşlanma, egzama, uyku bozukluğu, kas ağrıları, fibromiyalji, kısırlık, depresyon, Alzheimer hastalığı, osteoporoz diye epey uzayarak gider.
Özellikle kış aylarında daha az güneş görmemiz, D vitamini seviyelerini düşürür; buna bağlı olarak savunma sistemimiz zayıflar ve daha kolay soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara yakalanırız. D vitamini seviyemizi dengelememizin; gripten korunmada, aşılardan daha etkili olduğunu biliyor musunuz?
Bugünkü amacımız; D vitamini ve güneş ışınları ile ilgili bir farkındalık yaratmaktı. Ancak kesinlikle tek boyutlu düşünüp, doktorunuza danışmadan D vitaminine yüklenmeyin. Fazlasının da pek çok yan etkisi olabileceğini unutmayın. Bulduğunuzda güneşlenin, bulamadığınızda doktorunuzun tavsiyesi doğrultusunda D vitamini, magnezyum, K2 vitamini alın.
Merak ettiğiniz detaylar konusunda 0536 725 5454 numaralı WhatsApp hattından bilgi edinebilirsiniz. Sevgi, sağlık ve huzurla kalın.