CaddeKARANLIK SOFRA

KARANLIK SOFRA

05.02.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Kör Fotoğrafçılar Projesi kapsamında gerçekleşen Karanlıkta Yemek deneyimiyle görme engellilerin dünyasını yaklaşık iki saatlik bir sürede anlamaya çalıştık

KARANLIK SOFRA

Karanlıkta yemek yemek nasıl olur? Ben de bu sorunun cevabını bulmak, az da olsa görme engellileri anlamak ve farklı bir deneyim yaşayabilmek için Galata Diyalog Derneği'nde, Türkiye’de ikincisi yapılan bu organizasyona katıldım.
Vejetaryen veya herhangi bir yiyeceğe karşı alerjisi olanların bir gün öncesinden belirtmesi gerekiyordu. Oturma düzeni, konuk listelerine göre belirlenmişti. Yemek salonuna girmeden önce telefonlarımızı kapatmamız istendi. Yemeğe dört ve altışarlı gruplar halinde alındık. Kimin nereye oturacağını bilmiyorduk. Sadece ‘U’ şeklinde bir masada oturacağımızı ve garsonların görme engelli olduğunu öğrendim. Zifiri karanlık yemek salonuna girerken koordinasyonu sağlayan görme engelli garsonun öncülüğünde birbirimizin omzuna dokunarak bir sıra halinde yerlerimize oturduk. Ne karşımda oturanın kim olduğunu, ne de mönüde ne olacağını biliyordum. Tadından, kokusundan anlamaya çalışacaktık. Yemeğe başlamadan önce garsonlar kadehlerin, çatalın ve peçetenin yerlerini söyledi. Yemeğin ilk dakikalarında yanındakini, karşındakini ne yediğini görememek tedirgin olmama neden oldu. Servise salatayla başlandı. Tabağın içinde ne olduğunu, anlayıp anlayamayacağımı merak ettiğim için hemen tadına baktım. Tadına baktığımda evet bu pazı dedim ve pazılı salata yediğimi düşündüm. Ardından ana yemeğe geçildi. Ana yemekte sebzeli pilav ve tavuk vardı. Daha sonra tatlı olarak sakızlı muhallebi servis edildi. Tatlımı yerken davetlilerin normalden daha yüksek ses tonuyla konuştuklarını fark ettim. Salondaki uğultudan rahatsız olmuştum. Tatlıdan sonra servis edilen kahvemizi yudumlarken görme engelli kadın solistten dinlediğimiz arya gecenin en büyük sürpriziydi. Büyüleyici bir sesi vardı. Müzik dinletisinin sonunda yemek salonundan garsonun öncülüğünde ayrıldık. Gecenin detaylarını öğrenmek için projenin yaratıcısı Nuri Kaya’yla konuştum. Kaya, yedi kişilik bir ekibin olduğunu ve 10 günlük eğitim sürecinden geçtiklerini anlattı. Tabii ki iki saatlik bir deneyim sonucu görme duyusu olmadan nasıl yaşanır sorununun cevabını almak mümkün değil. Ama, iki saatlik kısa deneyim bile çarpıcı bir etki yapıyor.

Haberin Devamı

DAVETE KATILANLAR NE DEDi?
Erol Albayrak
Bunu bir deneyim olarak görüyorum. Görme engelli insanların dünyasını anlamamız gerçekten çok zor sadece yemek yedik. Yediğimizi görmedik ama damak tadını hissederek farkına vardık. Tabii ki onların bütün dünyası sadece yemek yemek değil. Onlar okumayı yazmayı öğreniyorlar. Bize çok basit gelen bir şey onların dünyasında bir ızdırap olabilir. Bence doğuştan değil de sonradan görme özrünü yaşayanlar için çok çok daha zor.

Ayşenur Yazıcı
Çok hazırlıklı girdiğimiz için üzerimize bir şey dökmemek, yanımdakinin ayağına basmamak yeterliymiş bir şekilde bu gece öyle sona erer diye düşündüm. Ama gerçekten çok hüzünlendim. Kabullenmeyi öğreniyorsun açsan önünde ne varsa onu yemek zorundasın. Mutlu oldum çünkü başkalarının hislerini öğrendim. Bir daha gelir miyim? Hayır. Feci bir uğultu algıladım ve sesten çok rahatsız oldum. Sonunda okunan aryada ise gözümde önünde kelebekler uçuştu.