KARAKÖY’DE BiR GALATALI

Benim gibi düşünüyorsanız, Karaköy İskelesi’nin çaprazında, açılalı çok olmasa da kısa sürede ismini duyurmayı başaran Galatalı Balık, tam size göre. Sadece manzara değil güzel olan tabii, mutfak da son derece başarılı

Karaköy Rıhtımı, güzeldir güzel olmasına da genellikle turistik mekânlarla dolu olduğu için uzak dururum. Kolundan çekmeseler de hep bir hanut faaliyeti göze çarpar bu küçücük alanda. İşini iyi yapanları tenzih ederim ama istisnalar kaideyi bozmuyor maalesef. İskelenin çaprazındaki Hettie Otel’in terasında yer alan Galatalı Balık da turistik bir mekân. Ama müşterisine donmuş kalamardan yapılmış tava, çiftlik balığı, ne bileyim hazır patlıcan salatası vermiyor. Üstelik bunların hepsinin tazesini, güzelini servis edip fahiş fiyatlar da çekmiyorlar.

Cunda mutfağı candır
Cunda mutfağı, öteden beri bilinir, sevilir. İstanbul’a gelmesi o kadar eski değilse de burada da kısa sürede tutunması normaldi. İşte Galatalı Balık, bu mutfaktan yola çıkıyor.
Geçen hafta Gezi direnişinin sakin bir gününde (polis müdahalesi yokken demek daha doğru olur) sevgili Aytekin’le (Batmaz) güneşi Galatalı Balık’ta batırmak üzere sözleştik.

Gündüzü başka, gecesi başka güzel
Otelin içinden asansöre binip 6. kata geçiyorsunuz, bir kat da merdiven çıkıyorsunuz bir vaha karşılıyor sizi. Küçük bir mekân burası ama manzaranın derinliği geniş bir hava veriyor. Denizin üzerindeymişsiniz hissi. Karşıda Topkapı Sarayı, Galata Köprüsü, balıkçılar, camiiler; sol yanda Boğaz... Gündüzü başka güzel, gecesi başka.

Pamuk gibi
Hava kararmadan mezelerden tatmaya başlıyoruz. Enginar salatası, atom (acı biberli süzme yoğurttan yapılıyor), ahtapot salatası, rezeneli levrek, safranlı fava, Girit ezme. Aklımda kalanlar bunlar. Küçük küçük porsiyonlar halinde servis ediliyor. Maksat doymak değil, tatmak. Rum usulü, Cunda işi. Hiçbiri utandırmıyor.
Yavaş yavaş güneş batarken ara sıcaklara geliyor sıra. Ahtapot bacağı ızgara olağanüstü bir nefasette. Kömür ızgarasının tadını alıyorsunuz. Pamuk gibi mübarek... Patlıcanlı lor peynirli merzane değişik bir tat. Baklava hamurundan yaptıkları deniz mahsüllü börek de, kalamar ızgaraları da son derece lezzetli.

Sıcak, samimi, dürüst...
Yiyecek yerimiz kalmadı ama balık lokantasına gidip de balık yemeden olmaz. Lağosta karar kılıyoruz. Küçük bir parça ızgarasını getiriyorlar. İçi sulu sulu, dışı tam kıvamında pişmiş.
Gün geceye döndü artık. Kalkma vakti yaklaştı. Araya tatlıyı da sıkıştırmadan bırakmıyorlar bizi. Bir çeşit sıcak helva getiriyorlar, yanında dondurmasıyla. O da geçer not alıyor bizden.
Mutlu bir şekilde kalkıyorum masadan, birazı rakıdan (Kulüp Rakı içtik o gece, Aytekin’i de fena alıştırdım, hayırlısı!) birazı manzaradan hafif çakırkeyif, hafif esrik, bir parça ağırlaşmış olarak.
Farklı bir balık lokantası Galatalı. Sıcak, samimi, dürüst... Garsonları işinin ehli; servis takımları, masa örtüleri 1. sınıf; işletme müdürü bilgili, ilgili, gerektiğinde servise yardımcı; mutfak personeli yetenekli... Bütün bunlar güleryüz ve eşsiz manzarayla birleşince kötü iş çıkması imkansız.
Galatalı Balık’ın ağabeyi Suadiye’de. Orası da en az Karaköy’deki kardeşi kadar içaçıcıdır, eminim. İkisini de denemekte fayda var, benden söylemesi...

MAKUL FiYAT, GÜZEL SERViS

2 kişilik porsiyonlar halinde servis ettikleri soğuk mezelerin fiyatları 12-14 TL arasında değişiyor. Ara sıcaklar 5-35 TL bandında. Ahtapot bacağı, kalamar ızgara 12, tereyağlı karides 25, merzanenin ederi de 35 TL. Lağosun porsiyonu şu günlerde 50 TL’den gidiyor, deniz levreği gibi. Tekir tavaysa 35 TL’den satılıyor. Gördüğünüz gibi, fiyatlarda uçmamışlar. Bu da artı bir güzellik katıyor Galatalı Balık’a.
Adres: Kemankeş Mah. Rıhtım Cad. No: 8, Karaköy Tel: 0 212 243 04 85