25.04.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:
Röportaj : Çağdaş ErtunaFotoğraflar: Altan Aykan
Emre Ergani 21 yıldır eğlence hayatında. Ayşe Kucuroğlu ise Bebek’teki Happily Ever After’dan sonra geçen kış açtığı Public ile kendi deyimiyle ‘ilk gece hayatı açılımı’nı yaptı.
Tecrübe farkı aranızda sorun yaratıyor mu?
Emre Ergani: Çok tecrübeliyim dediğin zaman bu işi hemen bırakman lazım. 21 yıl önce yeniydim. Celal Çapa, Ahmet Çapa, Metin Fadıllıoğlu gibi bir çetenin arasına girip başladım.
Ayşe Kucuroğlu: Ama gündüzde senden daha tecrübeliyim.(Gülüyor)
E.E: Tecrübe önemli değil. Bugün 20 yaşında bir çocuk çıkıp hepimizi geçebilir. Kapı anahtar kelime. Çünkü eğlence kapıda satılır. Niye ev partileri güzel olur? Tanıdıkların olur çünkü. Biber’de ve Happily’de bu var.
Neden kendi mekanlarınızda mutlu değilsiniz?
E.E: Beni buradan çıkar, Public’e yolla, dünyanın en mutlu adamıyım, masanın üstünde dans ederim. Yeter ki orası benim olmasın. Sıkıntım mekanın benim olmasıyla ilintili.
Herkes bu işe girmeye çalışıyor
E.E: Ne kadar para batırmak istiyorlarsa, onun yarısını bana yollasınlar ben onları bir sene eğlendiririm, yarı paralarıyla da geri yollarım.
Arkadaşınız Nurettin Hasman’a da bunu söylüyor musunuz?
E.E: Nurettin Hasman bu işi çok yapabilecek kalibrede, çok da yapması gereken adamlardan biri. Ama evde otururken benim çevrem çok geniş diyen kadınlara ben deliriyorum.
Neden sadece kadınlara?
E.E: Erkek milleti zaten antipatiktir. Kadınlar sempatiktir. Çevreleri de vardır gerçekten. Ama benim tanıdığım 100 kadın varsa 99’unun kafe açma hayali vardır.
Ama bakın karşınızda bu hayali gerçekleşen biri var.
E.E: Benim bahsettiğim kocasının biraz parası var, alt kattaki dükkan da boş diye kafe açanlar. Bana günde 300’ün üstünde e-posta geliyor cafe ya da restoran açalım diye.
A.K: Evet var böyle bir şey. Benim hayalimi yaptın diye bana gelenler oluyor. Göründüğü kadar kolay değil bu iş. Çok çalıştık, iki masalı yer için çok uğraştık.
Public’in açılışı herkesi mutlu etmedi.
A.K: Kapı yüzünden oldu sanırım. Ben ‘bana ne’ diyecek kadar deneyimli değilim. Bir şikayet e-postası geliyor, 12 kişi toplanıyoruz, biri içeri giremedi diye. Birebir hepsine cevap verdim.
Çeşme’de Public Beach nasıl olacak?
A.K: Sanki yazlığımızın bahçesini yapıyor gibi planlıyoruz. Her şeyi amatör ruhla düşünüyoruz. Çeşme Ilıca’da Lemon Hotel’in bahçesinde altı bin metrekarelik bir yer. Miami ve Güney Fransa’daki plaj kulüpler gibi bir yer hazırlıyoruz.
Bodrum’a bu yaz ne getireceksiniz?
E.E: İlk kez biraz dinlence getirmeye çalışıyorum. Bodrum’da eski Club M’in yerinde Virgin diye bir otel açıyorum. 16 yaşın altında müşteri kabul edilmeyen, eğlenceyle dinlenceyi birlikte yaşayacağınız bir yer olacak. Bianca’yı Türkbükü’nden Bardakçı Koyu’na Virgin’in içine taşıyoruz, Bianca Plus ismiyle. Cenk Eren’in My Pavyon’u ve Levendiz Meyhanesi de Virgin’de açılacak.
Bodrum bitti, Çeşme daha popüler diye mi bu yaz İstanbul’dasınız?
E.E: Bodrum bitti gibi bir iddiam yok. Projeler ölüyor. Türkbükü bence gelecekte en az 50 yıl daha Bodrum’un en önemli yeri olacak. Plaj projemle ilgili taze kana ihtiyaç vardı.
Sürekli yeni bir projeniz var.
E.E: İlk kez açıklıyorum, bir şarküteri açıyorum, ADCO Gıda’yla ortak. DJ’i olan, tahta masalarda yemek yiyebileceğiniz, fırınında çok iyi bir Fransız ustanın çalışacağı bir yer açıyoruz. Nişantaşı’nda, Biber’e çok yakın olacak.
Nasıl yetişeceksiniz?
E.E: Ben takım oyuncuyum. Bodrum’da Ayşegül İlsever patron, ben yatırımcıyım. Benim şu anda patron olduğum tek yer Biber.
Müşteriler sizi mekanda görmek istemiyor mu?
E.E: Türkiye’de eğlence sektörü son 10 yılda doğdu. Bu sektörde iyiysek bunu çeşitlendirmek lazım. Onun için otelciliğe giriyorum.
A.K: Benim Happily için böyle bir planım var. Happily evimin altında. Hangi saatte kimin pilatesten çıkıp bana kahve içmeye geleceğini biliyorum. Bu çok güven veren bir şey.
Müşterileri nasıl seçiyorsunuz?
E.E: Dünyada her yerin kuralları var. Ben sana ev sahibi olarak nasıl itinayla giyinip geliyorsam, sen de benim evime misafirliğe geliyorsun adam gibi giyin gel. Altı tane herif gelme bir zahmet. Dünyada kapı kuralları yazılmamış bir anayasadır. Nereye altı herif gitsek çevriliriz.
Kapı zor olsun, ulaşılmazlık hissi olsun istiyor musunuz?
E.E: Onu New York’ta, Londra’da yaparsın. Burada yaparsan üçüncü gün batırırlar.
A.K: Kulaktan kulağa yayılıyor. Beni Happily’de başarıya götüren de bu.
BU YAZ BiZLERi NELER BEKLiYOR?
E.E: 10 yıl sonra İstanbul’a, Boğaz hattına geri dönüyorum. Zaten İstanbul’da yazlık yer demek denize dokunabildiğin yer demek. Bu yaz Erol ve Varol Kaynar’la birlikte Sortie’yi yeniden yapılandırıyoruz, Bosphorus by Sortie diye. Dekoru, duruşu çok farklı olacak.
A.K: Yaz için tesadüfen önümüze Sortie çıktı. Ben çok tutucu bir tipim. Yenilikleri takip ediyorum ama kendi dükkanlarımda kül tablasını soldan sağa alırken üç saat düşünüyorum. Emre’nin Sortie’de olması beni çok etkiledi. Sortie’yi son yıllarda ziyaret etmeyenleri de getirecek. Biber’le Happily’nin çok ortak müşterisi var.
E.E: Biz farklı bir evlilik gerçekleştiriyoruz. Blackk ve Public gibi iki markanın yan yana gelmesi zor. İkimizin de kulüp duruşu var. Biz şimdi yemeği öne çıkararak duruşumuzu değiştiriyoruz.
A.K: Public denince gece kulübü algılanıyor ama Sortie’de müziği biz yapmayacağız. Restorancılığa geri dönüyoruz. Sortie bizim için bir geçiş. İtalyan şef Claudio Chinali ile çalışıyoruz. Son yıllarda Fransız mutfağı yeniden gözde. Mönü şu ankinden çok farklı olacak.