CaddeKanal D'de çalışmak hayalimdi

Kanal D'de çalışmak hayalimdi

08.08.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Hafta sonu Kanal D Ana Haber Bülteni’ni sunan Gözde Atasoy, “Beşiktaş TV’ye deneme çekimine gittim. ‘Gel başla’ dediler. Acemiliğimi orada attım. Küçük bir yerde başlamak en büyük şansım” dedi

Kanal Dde çalışmak hayalimdi

İstanbul Üniversitesi İktisat mezunusunuz. Spikerliğe geçişiniz nasıl oldu?

Haberin Devamı

İktisat okudum, üzerine Amerika’da MBA yaptım. Ekranda olmak, sunucu olmak çocukluk hayalimdi. Ama “Bu hayali gerçeğe dönüştürebilir miyim, o alanda kendime bir fırsat yaratabilirim miyim?” gibi şüphelerim vardı. O yüzden biraz garantici davranıp, genel bir bölüm okumayı tercih ettim. Yurtdışı eğitimi de kendime bir şeyler katmak adına verdiğim bir karardı. Döndüğümde hâlâ aynı hayali istediğim için sunuculukta şansımı denemek istedim.

Sonrası nasıl gelişti?

Kendime iki sene verdim. “O sürede kovalayacağım, bir şey olmazsa kurumsal hayata başlarım” diyordum. Sekiz ay hiçbir şey yapamadım. Nereden başlayacağını da bilemiyorsun. Kanal D’ye, bugüne kadar çalıştığım kurumların bazılarına CV’mi yollamıştım ama geri dönüş olmamıştı. Sonra kapı çalmaya yöneldim.

Haberin Devamı

Bir yerden Beşiktaş TV’nin yeniden açılacağını duydum. Gidip konuştum, ilk defa deneme çekimi yaptık ve “Gel başla” dediler. İlk acemiliğimi orada attığım için çok keyifliyim.

Küçük bir yerde başlamış olmak en büyük şansım.

Kariyerinizdeki bir diğer durak CNN Türk...

İlker Yasin’den gelen teklif üzerine CNN Türk spor servisine geçtim. Beşiktaş TV’de çalışırken kendi kendimize bir şey yapıyormuşuz gibi hissediyordum. Aradıklarında “İzliyorlarmış, ben televizyona çıkıyormuşum” diye şaşırdım Yaklaşık 1.5 sene CNN Türk spor servisinde çalıştım.

Kanal D habere geçişinizle ilgili ne diyeceksiniz? Bir hayal gerçekleşti sanırım...

Kanal D’de çalışma hayalim hep vardı. Belki orada haberi izleyip, spikerliği hayal ettiğim için... Rahmetli Mehmet Ali Birand, yaz dönemi için Kanal D hafta sonu ana haberi sunacak birini arıyormuş. Beni izlemiş, “Esmer, uzun saçlı bir kız spor sunuyor, onu bulalım” demiş. “Buluruz” demişler. Tabii ekranda esmer, uzun saçlı o kadar çok kız var ki. Bu olaydan 3 - 4 gün sonra Birand’la asansörde karşılaştık. Süleyman Bey’e (Sarılar) “Buldum kızı” demiş. İlker Yasin’i aradılar, o da elimden tutup beni Birand’ın odasına götürdü. Heyecandan elim ayağım titriyordu. “Bundan sonra haber spikerliği yapmak ister misin?” dedi. Kendimi ifade ettim, “Başla” dedi.

Haberin Devamı

Şu sıra nasıl bir temponun içindesiniz?

Gündem hem yoğun hem tatsız. O yüzden yeri geliyor izinsiz çalışıyorum. Zaten izin günlerimizde bile haberden uzaklaşamıyoruz. Çok şükür ki ben işin en keyif aldığım sunma kısmındayım. Sevmesen yapılacak iş değil.

Yayın sırasında türlü talihsizlikler yaşanabiliyor. Sizin unutamadığınız bir anınız var mı?

Kanal D habere geçmeme birkaç gün kala ‘Şule (Zeybek) hastalandı, sen zaten cumartesi başlıyorsun, gel yerine sun, hem alıştırma olur’ dediler. İlk haberi sundum, ikinci habere geldik ekrana hiçbir şey gelmiyor. Kaldım öylece. O an yapılacak en iyi şeyin bülteni kapatmak olduğunu düşündüm ve öyle yaptım. Gerçekten Kanal D tarihinde olmamış bir şey. Nazar diyorum, o gün benden çıktı.

Milliyet

‘Best Buddies önemli bir proje’

Kariyerinizle ilgili bir hayaliniz var mı?
Ekonomi okumamın çok katkısını gördüm. Spor departmanında bayağı tecrübe edindim. Şimdi de uzun süredir haberdeyim. Deneyimlerimi birleştirecek bir program yapmak isterim. Gündem neyse onunla ilgili konuklar alıp, kendimden bir şeyler katabileceğim bir program hayalim.
Bir yandan da Best Buddies programının Türkiye arkadaşlık elçisisiniz.
50 ülkede olan, global bir sivil toplum kuruluşu. Fiziksel ve zihinsel engelli kişilerle engeli olmayan insanlar gönüllü arkadaş oluyor, ayda bir kere görüşüyor. Onları sosyal hayatın içine sokmaya çalışıyorsun. Çok önem verdiğim bir proje.
‘Evlilik kurumunu çok sevdim’
Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Babam Trabzonlu, annem İstanbullu. Üç kardeşiz; bir abim, bir ablam var. Babam tekstille uğraşıyor, annem ve abim de kendi şirketimizde onunla çalışıyor.
Eşiniz Emirhan Kökçü’yle nasıl tanıştınız?
Üniversiteden bir arkadaşım bizi tanıştırmaya niyetlenmiş. “Birsen Tezer konseri var, gelir misin?” diye aradı. “Tamam” dedim, ablam Gökçe’yle gittik. “Başka arkadaşlarım da olacak” demişti ama bir tek Emirhan vardı. Orada bir alıcı gözle baktım. Sonraki hafta yılbaşıydı ve biz yine Özlemler’in evinde beraberdik. O gece başladık, çok kısa bir sürede de nikah masasına oturduk. Dördüncü ayda, doğum günümde evlenme teklif etti. Dokuzuncu ayda evlendik.
Nasıl evlenme teklif etti?
Bodrum Mimoza’daydık. Hiç beklemiyordum, zaten aramızda daha önce bu konuyu hiç konuşmamıştık. Emirhan karşımda mutsuz, stresli oturuyor, ben aksine çok keyifliyim. “Mutsuzsan git, burada çok keyifliyim” dedim. “Yok öyle değil” derken boncuk boncuk terliyordu. Sonra çok alakasız bir an “Beni seviyor musun?” diye sordu, “Seviyorum” dedim ve evlenme teklifi etti. Sonra toparlayıp, duygusal bir konuşma yaptı, ağlamaya başladım. Çok uzatmadan da evlendik.
Çocuk istiyor musunuz?
İnsanlar bizim hızımızı düşünüp “Geç bile kaldınız” diyor. Çok acelemiz yok. Çocukları çok seviyorum ama biraz daha hayatlar rayına otursun, iş güç otursun istiyorum. Biraz evliliğin tadını çıkaralım. 8 - 9 ay oldu, hala cicim aylarında sayılırız. Ama şunu söyleyebilirim; evlilik kurumunu çok sevdim, bana uygunmuş.