04.03.2014 - 19:50 | Son Güncellenme:
SERCAN KISMET - ABDULLAH MALKOÇ
‘Sürgün İnek’in konusu nedir?
Yaşanmış bir olaydan esinlenerek 28 Şubat dönemine adapte edilmiş, bir Serkan Öztürk hikayesi. Yıl 1997... Sarı Kız dediğimiz inek, Atatürk büstünü kırınca Gomalak Köyü sakinleri çığ gibi büyüyen olayların içine düşer ve traji komik olaylar yaşanmaya başlanır.
Ülkemizde yaşanan olayların insanların yaşamlarını nasıl etkilediğine, iradelerini ve özgürlüklerini ne hale getirdiğine ‘Sürgün İnek’te bir kez daha şahit olacağız.
Nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
Olayın gerçekleştiği ilkokulun öğretmeni Gülay’ı oynuyorum. Genç ve idealist bir öğretmen. Yaşanan olaylarda sağduyuyu, sakinliği savunan ve insanları mantıklı olmaya çağıran biri.
Oyuncu olmasaydınız öğretmen olmak ister miydiniz?
Sınıfta çektiğimiz, öğrencilerimle olduğum sahneler, filmin bana yaşattığı en mükemmel ve hayatım boyunca unutamayacağım anlar oldu. O anlarda “Keşke ilkokul öğretmeni olsaydım” dediğimi hatırlıyorum. Fakat mesleğim sayesinde gerçek değişimlere ve hallere sahip
oluyorum. İyi ki oyuncu olmuşum...
İNEK BİR SİMGE
Filmde bir ineğin başrol olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnek bir simge. Bir inek yüzünden, akıl yürütebilme ve problem çözebilme becerisine sahip insanların ne hale geldiğini görmek bakımından çok anlamlı
olduğunu düşünüyorum. Absürd ama
düşündürücü geliyor.
Komedi filmleri çok gişe yapıyor. Sizin de son dönemde komedi filmlerinde yer almanızın sebebi gişe mi?
Bir filmin değerini rakamlarla ölçmek doğru değil. Türk sinemasında az izlendiği düşünülen ama her dönem akıllarda yer edecek çok film var. Hayat gibi, filmler de zamansızdır. Sanatın değeri hiçbir şeyle ölçülemez.
Televizyonla sinemayı ayıran özellik ne sizce?
Koşmakla yürümek gibi... Nefes nefese kalmakla, bütün her şeyi hissederek ve görerek yürümek gibi...
Oyunculuğu belli bir yaşa gelince bırakmak gibi bir düşünceniz var mı?
Hayatım boyunca oyunculuk heyecanımı kaybetmek istemiyorum. Altı yaşından beri oyunculuk yapmak istediğimi söylüyordum. Oyunculuk yaparken işe yarıyorum gibi düşünüyorum.
Eşiniz İsmail Hacıoğlu’yla ‘Osmanlı Tokadı’ dizisinde başrol oynuyorsunuz. Sinema film içinde aynı projede olur musunuz?
“Birlikte dizide oynamayız” diyorduk ama kısmet... O yüzden büyük konuşmak istemem. Sinemada iyi yazılmış bir hikâyede olmak daha anlamlı olur.
‘SÜRGÜN iNEK‘ FiLMi EMSALLERiNDEN FARKLI
Sizin rolünüz nedir?
Ben Hasan Kaçan’ın erkek kardeşini oynuyorum. Paragöz, ineği satma derdinde ve parasıyla bir araba alma derdinde olan biri. Şekle şemala düşkün bir insan evladı.
Filmin başarısı size göre ne olur?
İzleyenlerin çok eğleneceği bir film olduğunu düşünüyorum. Son dönem çok sık örneğine rastladığımız komedi filmlerindeki gibi bir ‘bayağılık’ ve artık suyu çıkmış bir şey yok ortada. Gayet insanların çocuklarıyla hep beraber gidip izleyebilecekleri kalitede bir film. Ben gişenin yüksek olacağını tahmin ediyorum.
‘Bayağılık’ diye nitelendirdiğiniz filmlerin, komedilerin gişesi yüksek oluyor...
Komedi akıl işidir. Aslında eleştirmenin, eleştirirken de eğlenmenin ve bu eleştiriyi zararsız hale getirmenin yoludur komedi. Akıldan uzak bir şebekliğe çevirdiğin zaman işin tadı kaçar. ‘Sürgün İnek’, böyle bir aklı olmasından ötürü
kolaylıkla emsallerinden ayrılan bir film.
Dizilerde rol almak istemenizin sebebi nedir?
Bununla alakalı sosyal medyada birçok şey yazdım. Gezi olayları sürecinde medyanın takındığı tavır karşısında herhangi bir televizyon dizisinde, yapımında oynamamak gibi bir karar aldım. Tabii bu çok kişisel bir karar.
Aldığınız karar ne kadar sürecek?
Bilemem ki, ben kahin değilim...