İnfertilite ve erken menopoza farklı bakış

DR.HASAN ÇAĞLAR GÜROL- İki basit örnek vereceğim. Ben Hacettepe Tıp Fakültesi’nde 1990’da Kadın Hastalıkları stajı yaparken yüzde 10 olan erkek infertilitesi oranı, bugün yüzde 30-40 civarında. O günlerde senede bir rastladığım erken menopoz hastalarına bugün belki haftada bir rastlıyorum. Aynı oransal artış Hashimato tiroiditi, romatoid artrit, çölyak hatta çocuklarda otizm için de geçerli. Hepsi son 60-70 yılda 50-100 kat arttı. 60-70 yılda insan genetiği asla bu hızda değişmez. Ama yediğimiz-içtiğimiz, soluduğumuz hava, elektromanyetik yükler, stres, göbekler, hareketsizlik, kimyasallar gibi çevresel faktörlerimiz hızla değişiyor. Bu epigenetik faktörlerden arınmadan infertilitede de romatoid artritte de otizmde de ve hatta meme kanserinde de başarı şansımızı artırmamız çok zor.

Şimdi tüylerinizi diken diken edecek, ABD’de yapılan bir çalışmadan bahsedeceğim. Bebeklerin doğumda kordon kanları analiz edildiğinde, toplam 287 kimyasal madde saptanmış, bunların 180’i kanserojen… Daha dünyaya yeni gelmiş bebeklerin haline bakın.

Bunlardan bahsedip niye içimizi karartıyorsun demeyin lütfen. Bu anlattıklarım neden infertil ya da erken menopoz hastasının tedavisine bağırsak geçirgenliğini düzenleyerek, yediğini içtiğini milimetrik ayarlayarak başladığımı ve neden homeopatik remedileri ya da fitoşelatörleri kullanarak hastada ağır metaller ve xenoöstrojenler açısından bir detoks uygulayarak dokuların üstündeki yükü kaldırdığımı anlatıyor.

HOMEOPATİ VE AKUPUNKTUR İLE GEBELİK ŞANSI ARTIYOR

Bir başka toksin türü de mental toksinler. Bunları da homeopati ve bioregülasyon uygulaması ile dengeledikten sonra hastamız hormonal dengeleri ve üreme kapasitesinde desteğe hazır hale geliyor. Desteklerden biri akupunktur. Gerek kendiliğinden gebe kalabilmeyi artıran desteği, gerekse aşılama ve tüp bebek desteği olarak kullanılmasıyla akupunktur, infertilite tedavilerinde çok kıymetli. Akupunktur, üreme organlarında dolaşımı artırıyor. Ayrıca yumurta kalitesi ve sayısı, endometriumun döllenmiş embriyoları kabul etme yeteneğini de arttırarak gebelik oranlarını yükseltiyor. İnfertilite tedavilerinde akupunktur uygulamasıyla hem gebelik şansı artmakta hem de hastamızın stres ve depresyonunu yok ederek tedaviye uyumunu arttırmaktadır. Amerika, Çin, Almanya ve Danimarka’da ayrı ayrı yapılan çalışmalarda tüp bebek tedavisinde başarı şansını yüzde 30-40 oranında artırdığı gösterilmiştir.

Homeopatiyi de infertilite ve erken menopoz tedavilerinde çok büyük başarıyla kullanmaktayız. Öncelikle çevresel kimyasalların vücudumuzdan atılımını kolaylaştırır. Sonra derin psikolojik yüklerimizden arınıp, daha kaliteli yumurta ve spermler elde etmemizi destekler. Ben infertilite ve erken menopoz tedavilerinde etrafta en çok temas ettiğimiz BPA, paraben, dioxin, phatalate gibi direkt üreme hormonlarımız üzerine etkili toksinleri homeopatik olarak temizleyerek başlıyorum. Beslenme düzeni, akupunktur, nöralterapi, fitoterapi, bioregülasyon da işin içine girince olmaz denilen sonuçları olur yapmamızı mümkün kılıyor.

Metabolik dengeyi tekrar tesis etmek ve obeziteden kurtulmak da, her nevi tedaviyi çok olumlu etkiler. Pek çok infertil hastada özellikle PCOS’larda 10-15 kg. verince gebelik çoğu zaman kendiliğinden gelişir. Fakat son yıllarda şunu çok net öğrendik ki kilo verirken yağların yıkılmasıyla ortaya çıkan toksinlerin vücuttan atılmazsa kaş yapayım derken göz çıkarmak mümkün. Detoksifikasyon süreçlerini çok iyi hesaplayarak kilo vermek de üreme yeteneğini mükemmel destekliyor.

Psikolojik yüklerden arının

Bioregülasyon ise alerjik yükleri, organ zayıflıklarını, psikolojik yükleri ve binlerce ayrıntıyı dedektif ayarında bir taramayla ortaya çıkartır. Örneğin geçenlerde bioregülasyon cihazı ile analizini yaptığım bir hastada şaşırtıcı şekilde papağanlarda çok nadir rastlanan bir hastalık tespit ettik. Derinlemesine bir değerlendirmede hastamızın 15 yıl önce papağan baktığı bilgisini saptadık. Hastamız bile bunu unutmuştu. Psittakoz denilen bu hastalığın bugüne yansıyan etkilerini tedavi ettiğimde tam iyileşme sağladık. Normal koşullarda ulaşılması zor bir bilgi değil mi, ne dersiniz?Bioregülasyon ise alerjik yükleri, organ zayıflıklarını, psikolojik yükleri ve binlerce ayrıntıyı dedektif ayarında bir taramayla ortaya çıkartır. Örneğin geçenlerde bioregülasyon cihazı ile analizini yaptığım bir hastada şaşırtıcı şekilde papağanlarda çok nadir rastlanan bir hastalık tespit ettik. Derinlemesine bir değerlendirmede hastamızın 15 yıl önce papağan baktığı bilgisini saptadık. Hastamız bile bunu unutmuştu. Psittakoz denilen bu hastalığın bugüne yansıyan etkilerini tedavi ettiğimde tam iyileşme sağladık. Normal koşullarda ulaşılması zor bir bilgi değil mi, ne dersiniz?Daha detaylı bilgi edinmek  isterseniz Instagram hesabımız @drhasancaglargurol ve 0536 725 5454 numaralı WhatsApp hattından bizlere ulaşabilirsiniz. Sevgi, sağlık ve huzurla kalın.