08.03.2019 - 09:27 | Son Güncellenme:
"Üvey babam yediğim lokmaları sayardı"
Çok zor bir çocukluk geçirdiğini belirten Cem Özer, “Üç kişinin ancak yaşayacağı olayları ben bir hayatta yaşadım. Üvey annem ve ablam olduğunu geç fark ettim. Öz annem beni okuldan almaya geldiğinde beni kaçıracak sanıyorum, çünkü babam 'eski dadın seni kaçırmaya geliyor' derdi. Beni kaçıracak diye kaçardım. Hiçbir anne evladını babasına bırakmaz, savaşır. Benimki savaşmamış sonradan peşime düşmüş. Üvey babam da vardı, beni hiç sevmezdi. Kahvaltıda yediğim zeytin sayılırdı hatta ikiye bölüp yemem söylenirdi. Yemekten sonra meyve yenilecekse sayı ile yememi söylerdi. Ayakkabım delinirdi, karton koyar yürürdüm, ayaklarım morarırdı. Bu yüzden para kazanmaya başlayınca çok fazla ayakkabı aldım. Benim ayakkabım yokken, annem davetlere gider ve her davet için terzi arkadaşına farklı elbise diktirirdi. Bir bavulum vardı, evim oydu, bir o tarafa bir bu tarafa, bir amcama savrulurdum. 18-19 yaşına gelene kadar benim bir odam yoktu. Odam olduğunda da ben evden ayrıldım ve Okan Bayülgen ile ev arkadaşlığı yaptım" ifadelerini kullandı.
Ali Poyrazoğlu ile çalışmasının hayatının dönüm noktası olduğunu dile getiren Cem Özer, “Bir keresinde bu işi yapamayacağımı düşünerek beni kurstan kovmuştu ama ben hiç bırakmayı düşünmedim ve kursu tamamladım. Poyrazoğlu’nun yanında oyunculuk yapmaya ve biraz para kazanmaya başladım. Tiyatrodan sonra da stand-up yapmaya başladım” dedi.
"Çeşme magazin medyasına benim sayemde çıktı"
Özel hayatı ile ilgili samimi açıklamalarda bulunan oyuncu, "İkinci evliliğimi boşanmak için yaptım, çünkü boşanamıyorduk. İlişki yaşarken bir türlü ayrılamıyorduk. Garip gelecek ama tamamen ilişkinin bitmesi için evlendik. Şunu fark ettim bir kadın ile beraber yaşıyorsun ayrılınca bir gün sonra 'allık fırçamı unuttum' diye geri dönüyor. Ama evlenirsen boşanıldığında geri gelmiyor. Hatta şaşırdılar 'niye evlendin' diye, 'boşanmak için' dedim. Öyle de oldu. Üçüncü evliliğim hakkında konuşmak istemiyorum çünkü o dönem benim büyük kumpaslara geldiğim bir dönemdi. 'Laf Lafı Açıyor’u, İstanbul’u ve çevremi bırakıp Çeşme’ye yerleştim. Orada bir restoran açtık. Çeşme’nin magazin medyasına ilk çıkışıdır. Sonra da TV dünyasında benim yerimi alanlar oldu” ifadelerini kullandı.
"Nurgül Yeşilçay ile aramız iyi ama birbirimizi özlemle anmıyoruz"
Dördüncü evliliğini Nurgül Yeşilçay ile yapan Cem Özer, başarılı oyuncu ile ilgili şunları söyledi:
“Nurgül'le aramız iyi. Birbirimizi özlemle anmıyoruz, her dakika konuşmuyoruz ama Nejat söz konusu olduğu için senede 1-2 kere bir araya gelmeye çalışıyoruz. Ama Nejat’ın şu an ki eşim ile arası çok iyi. Neredeyse 'baba sen evden gitsen de ben Pınar'la vakit geçirsem' diyecek. Pınar hayatıma Nurgül’den ayrıldıktan 6 ay sonra girdi."
"Öldüğümü sandım"
Sinan Çetin'in yönettiği 'İstasyon' filminin çekimleri sırasında ayağını kıran, oksijen tedavisinde kötüleşerek yoğun bakımda kalan Cem Özer, o zor günleri şöyle anlattı:
“Yoğun bakımda öldüğümü sandım. Beyin bir süre çalışmayı durdurdu. Hayata geri dönmek için çok tırmaladım. Ailemin bütün dediklerini duyuyordum ama benim uyuduğumu sanıyorlardı.”
"Uçlarda yaşadım"
"Dibi de gördüm, zirveyi de. Parkta da uyudum, en güzel otelin kral dairesinde de. Uçlarda yaşadığım için hiçbir şeyde gözüm yok. Çok fazla ülkeye gittim, değişik kültürleri gördüm. Hayattan kendim için bir beklentim yok. Sadece güzel yapmak istediğim 2-3 tane işim var. Bunlardan bir tanesi rock müzikali. Bir tane film yapmak istiyorum. İddia ediyorum ki bu film yapılırsa Oscar’ı alabilİR. Bunların dışında beklentilerim tamamıyla kızım, oğlum ve eşim için."
"Kimseyi suçlamıyorum"
"Yaşadığım şeylerle ilgili kimseyi suçlamıyorum, kendimi sorguluyorum çünkü insanları hayatıma sokan benim. Herşey bana yeni bir güç verdi."
Öte yandan Cem Özer, "Beyazıt Öztürk, Yıldız Tilbe, Kenan Doğulu, Hande Yener, Göksel, Zeynep Casallini gibi sanatçıların önünü açtım ama kiminden vefa gördüm kiminden göremedim" dedi.
'Senin Mucizen' programı, 10 Mart Pazar günü saat 17.45’te Lifetime TV’de yayınlanacak.